GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Haziran 2010 Pazar

Babalar ölmesin!

Dün anlatmaya çalıştık ama yarım kaldı sanki.
Sayın Başbakan’’ın terörün tırmanışına bulduğu kılıfı’…
Neden şimdi? Diye soruyor’… 
Şimdi olan bir şeyin olmadığını, 30 yılda 40 bin körpe fidanımızı teröre kurban verdiğimizi, Sayın Başbakan’’ın yönetiminde geçen 8 yılda da binlerce askerimizin şahadet şerbeti içtiğini’… Anlatmaya çalıştık.
Sayın Başbakan’’ın önünde yok mu bu rakamlar?
Var tabi ki.
Neden şimdi sorusunun anlamı ne o zaman?
30 yılda 40 bin fidanımız gitmiş’… Binlerce ana ağlamış, çocuklar babasız, babalar evlatsız kalmış.
**
Neden şimdi? Sorusuna takmış durumdayım sayın okur’…  
Çünkü, soruyu maksatlı ve saçma buluyorum.
Şimdi olan ne ki? 30 yıldır olan değil mi şimdi olan’…
Ama yine de altında büyük bir maksadı gizliyor Sayın Erdoğan’’ın sorusu’…
İmralı’’daki terörist başı ulakları (avukatları) aracılığıyla aylar öncesinden bugünün manzarasını çizmişti. ’‘31 Mayıs’’a kadar süre, gerisine karışmam’’ diye açıktan tehdit savurmuştu.
Asker, polis önlem almış, şehirlere de sıçrayacağı konusunda uyarmışlardı bizleri.
Şemdinli’’deki hain saldırıdan bir gün önce Genelkurmay uyardı.
Meteorolojinin hava tahmini gibi’… 
Terör hortlayacak dikkat! Dedi. Bir gün geçmeden terör hortladı. İki günde 12 fidanı aldı aramızdan.
Şemsiyesiz sokağa çıkmayın diyen meteoroloji bile yanılıyor bazen’…
Ama genelkurmay, devlet yanılmıyor ne yazık ki.
Allah var ’‘iyi tahmin’’  ediyorlar.
Bizi uyarıyorlar ama 250 kişilik baskını göremiyorlar tabi ki. (Bu tabi ki ayrı bir konu ve ayrıca değerlendirilmesi gerekiyor)
Yani geliyorum diyen bir durumla karşı karşıya olduğumuz biliniyordu günler, aylar öncesinden’…
Ama yine de Başbakan’’ın ’‘Neden şimdi?’’ sorusunun altındaki gizi karşılamıyor tüm bunlar.
Ne yapmaya çalışıyor Sayın Başbakan?
Terör üzerinden de mi mağdur edebiyatı yapıyor yoksa?
’‘İşte ben açılım yapacaktım, Türkiye’’nin eksenini kaydıracaktım, anayasayı değiştirecektim, ama izin vermiyorlar’’ mı demek istiyor?
PKK ve uzantıları Türkiye Cumhuriyeti’’nin Başbakan’’ına karşı’… 
Ba ba ba’… 
Yandaş mı olsaydı  PKK yoksa? İstenen bu mudur? Tabi ki karşı olacak’… Adamlar Türkiye Cumhuriyeti’’ne karşı’… Kürt devleti istediklerini 30 yıldır yeterince ortaya koyamadılar mı yoksa?
**
Başbakan Erdoğan’’a  üzülüyorum bazen! Nedense bu ülkede herkes ona karşı’…
Asker, (bazı) gazeteciler, Yargıtay, Danıştay’’ı anlarım’…
Terör  örgütü de karşı’… Pensilvanya da’… 
ABD desen ’‘halının altına süpürmek’’ üzere’…
Ama o her durumda mağdur olmayı, mağduru oynamayı başarıyor.
ABD askerlerini Türkiye’’den geçirip Irak’’a saldırtmak için tezkere getirdi 31 Mart 2003’’te’… 
Dostu Bush’’un talebi ve 25 milyar dolarlık çekin hatırına’…
Karşısına Deniz Baykal ve bir grup AKP’’li çıktı. 
Erdoğan mağdur’… 
Türban sorununu çözmek istedi sonra’… ’‘Velev ki siyasi simgedir, ne olacak’’ diye kükredi.
Anayasa Mahkemesi ’‘dur’’  dedi bu kez de’… Bizim Erdoğan yine mağdur’… 
**
Yol arkadaşı Abdullah Gül’’ü köşke oturtmak istedi 2007’’de’… Halk meydanlara döküldü, Yargıtay Onursal Başkanı ’‘367’’ diye tutturdu, muhalefet meclisi terk etti.
Bizim ki yine ’‘mağdur’’, yine ’‘mağdur’’’…
Yüzde 47’’yi getirdi bu mağduriyet. Bahçeli’’nin desteğiyle, 367 geçildi, Gül Köşk’’e çıkarıldı, rahat bir nefes alındı. 
Ama mağduriyet edebiyatı  bitmedi, bitmeyecek’… Çünkü mağduru seven bir seçmen kitlesini yönetiyorsanız, en büyük silahınız siyasi hayatınız boyunca bu olmuşsa, aslında normal Erdoğan’’ın manevraları’…
**
Mağduru oynayıp, mağrurlaşan, astığı astık, kestiği kestik bir gestapoya dönüşen Sayın Başbakan, artan terör olayları  üzerinden de aynı edebiyatı yapıyor anlaşılan. Olayları önlemek, kökten kazımak için, karadan tarihi bir temizlik harekatı, İmralı’’ya yönelik ağır bir tecrit, Kuzey Irak’’a ambargo gibi seçenekleri değerlendirmek yerine, ’‘Neden şimdi?’’ sorusuyla kafaları bulandırıp, bulanık suda balık avlamak istiyor. Açılım saçmalıkları da tutmadı ya’…
Ama yemezler’… 
Hayvan terli bu kez Sayın Başbakan’… 
Çözüm makamında olan sizsiniz, terörün kökünü kazımak da sizin göreviniz.
Buradaki soru ’‘Neden şimdi?’’  değil, ’‘Neden hala’…?’’ olmalıydı. Soruyu soran da siz değil, biz olmalıydık. Biz soramıyoruz.
Sorana kükrüyorsun.
’‘Sen kimin avukatısın’’ diye.
Halk sormuyor, soramıyor.
Ya ’‘ananı al git’’ ya da ’‘askerlik yan gelip yatma yeri değildir kardeşim’’ diyerek haşlıyorsun. Neyse ki Gandi ile birlikte muhalefet biraz olsun canlandı. Attılar üzerlerinden ölü toprağını’… Bahçeli bile kendine geldi. Sormaya başladılar. Hem de sizin çalışmadığınız yerlerden geliyor sorular. ’‘Erken seçim’’ istedi dün iki muhalefet lideri de.
Ağız birliği etmişçesine’…
**
Bugün babalar günü’… Babaların günü’… 
Yeter artık Sayın Başbakan’… 
Analar ağlamasın dediniz’…  Yalakalarınız ağladı.
Analar ağlamaya devam ediyor. Hem de kan ağlıyor analar.
Sadece anaların ağlamaması  yetmez,
Babalar da ölmesin Sayın Başbakan, babalar da ölmesin.
Bitirin şu lanet terörü. 
Soru sormayı bırakın.
Yanıtını  bildiğiniz sorular üzerinden mağduriyet edebiyatını  kesin.
Çözüm makamındasınız, çözün’…
Çözemiyorsanız, bırakıp gidin’…
Ama Babalar ölmesin artık.
Yeter!