GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Suavi YARDIMOĞLU
YAZARLAR
1 Mayıs 2014 Perşembe

Altınordu gerçeği…

Sadece İzmir’de değil Türkiye’nin çok büyük bir bölümünde özel bir sevgi beslenen Altınordu’nun başarısına bu yıl da futbolda umduğunu bulamayan İzmir sevindi, bunun yanında Cumhuriyet ile yaşıt ulu çınar Türkiye’nin dört bir yanında yüzlere tebessüm getirdi.
Kırmızı lacivertli ekip son yıllarda şirketleşme modellerine örnek gösterilebilecek,bir durağanlık, sistem ve işbilirlik sergilerken, büyük bir alçakgönüllülükle, işini sevgi ile yapanlar topluluğu olarak Türk futbol tarihine de geçti. Altınordu’nun başarısının büyüklüğü rakamlara şöyle bir göz attığımızda daha iyi ortaya çıkıyor.

Öncelikle Hüseyin Eroğlu komutasındaki kırmızı lacivertli ekip futbolu hiç çirkinleştirmedi. Futbolun meyvesi gole sırtını çevirmedi, zaman zaman kendi futbol anlayışından ödün vermeme adına kalesinde goller gördü, şampiyonluğu riske attı, ama kendi felsefesinden hiç sapmadı.

Altınordu (bitime 2 hafta kala) 32 maçta 23 galibiyetle ligin en çok galip gelen takımı oldu. 1.39 galibiyet yüzdesi yakaladı.  Sadece 6 maçı berabere bitirdi. Biri tartışmalı kararlar eşliğinde üç maçı kaybetti. Süper Lig rekorunu kıran Fenerbahçe ise 31 maçta 21 galibiyet elde etti. Yani tarih yazan Kanarya, bu alanda Altınordu’nun gerisinde kaldı.
Altınordu futbolu pozitif düşünmenin semeresini fazlasıyla gördü. 75 puan topladı. Oysa Beyaz Grupta lider Giresun 64 puanda kaldı. Son 5 maçtır yenilmeyen Göztepe ise 32 maçta sadece 60 puan toplayabildi. Süper Lig lideri Fenerbahçe ise bir maç eksiği ile Altınordu’nun 7 puan gerisinde kaldı.

Geçen yıl da 3. lig’de 34 maçta 76 puan toplayan Şeytanlar, iki yılda 151 puan toplayıp, müthiş bir rekora imza atarken, istikrar abidesi olduğunu kanıtladı.

Şeytanlar 32 maçta 71 gole imza atarken, Ankaragücü’nün bir gol gerisinde en golcü ikinci ekip oldu. Şeytanlar sadece 0 - 0 biten, 6 beraberliğin 5’inde, rakip fileleri havalandıramadı.
2.21 gol ortalaması yakaladı. Geçen yıl da 75 gol atan kırmızı lacivertli ekip böylece iki yılda toplam 146 gole ulaştı. Çalışma, ustalık ve beceri ürünü nefis goller üreten bu muhteşem gol makinası en sıkıntılı anlarda, zoru kolaya çevirdi.

Altınordu 2.21’lik gol ortalaması ile Avrupa’nın lider takımları arasında İspanya Primera Lideri Atletico Madrid’i (2.14), İtalya Seri A Lideri Juventus’u (2.14), İbrahimoviçli Paris St. Germain’i (2.17) ve Süper Lig şampiyonu Fenerbahçe’yi (2.16) geride bıraktı.
Şeytanlar’ın, Kırmızı Grup takımları ile takım değerleri kıyaslaması ise har vurup harman savurmanın değil, “iş bilmenin, emek harcamanın ve transferde tam 12’den vurmanın” en açık kanıtı olsa gerek.

Altınordu 2 milyon 500 bin avroluk toplam maliyet ile 32 maç sonunda sonunda şampiyonluğa ulaşırken, 3 milyon 950 bin avroluk Eyüpspor 16. sırada,  3 milyon 125 bin avroluk Güngören ise 17. sırada yer aldı.

18 takımlı ligde Altınordu’dan ucuz sadece 5 takım  mücadele etti. Bunlar Bandırmaspor ve Bozüyükspor (2 m. 200 bin €), Nazilli Belediye (2 milyon €), İskenderun D.Ç. (1 m. 900 bin €), Bugsaşspor (1 m.800 bin €) …

Takımların en pahalı futbolcularını karşılaştırdığımız da ise daha ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Ankaragücü Erhan Güven’i 950 bin €’ya oynatırken, Diyarbakır’ın 700 bin €’luk Abdullah Çetin’i Bozüyük’ü 600 bin €’luk Fuat Eraslan’ı ve yarım milyonluk yıldızlar Altay’dan Burak Akyıldız, Pazarspor’dan Murat ocak, Bayrampaşa’dan Okan Salmaz, İskenderun’dan takımın dörtte birini oluşturan Edim Demir el yakıyor.

Altınordu’da  ise tüm futbolculan 100’er bin lira sabit ücret, 10’ar bin lira maaş + prime oynuyorlar . En pahalı futbolcular sıralamasındaki en düşük değerli futbolcu Nazilli’nin 150 bin €’luk Mesut Yılmaz’ı bile şampiyon Şeytanlar’ı geride bırakıyor.
Altınordu bir çok takımın peşinden koştuğu, 26 golle gol kralı olan ve 2017’ye kadar sözleşmesi bulunan Aydınspor’dan transferi Gökhan Karadeniz de bu mütevazı tablodan ayrılmıyor.

Kadrosunda 26 futbolcu bulunan Altınordu 22 yaş ortalaması ile Ankaragücü ve Altay’la birlikte ligin en genç üç takımından biri.

Seyit Mehmet Özkan başkanlığındaki A.Ş. Murat Dizdar gibi usta bir koordinatörle örnek bir yönetim gösterirken, camiayla bütünleşme, tarihe ve değerlere sahip çıkma, örnek akademi yapılanması ve tesisleşme tüm bunlara karşın ilkelerden ödün vermeme gibi genel prensiplerle adeta tez konusu olarak karşımızda duruyor.

Teknik heyet ise bir istikrar abidesi. Birbirine sımsıkı sarılmış. Günün 24 saati Selçuk’ta futbolla yatıp kalkıyorlar. Genel Kaptan Sedat Gündoğdu, Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu, Antrenörler Ufuk Kahraman, Hüseyin Yenikaya ve Sezgin Takmaz, antrenör değirmeninin hiç durmadan dönüp teknik adam öğüttüğü Türk futbolunda, dimdik ayakta kalmayı, üstelik iki yılda iki şampiyonluğa ulaşmayı başarmışlar.

Futbolculuk kariyeri Soma’da Sotes ve Linyit, ardından Marmaris, Akhisar, Eskişehir ve Kemalpaşa’dan oluşan Beden Eğitimi mezunu mütevazi futbolcu, 15 yaşında Almanya’dan dönüş yapan gurbetçi çocuğu Hüseyin Eroğlu, Buca Futbol Akademisi’nde başladığı teknik kariyerinde ise baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Buca Altyapısında U 15’ler ile 2007’de Türkiye ikincisi, 2010’da Nike Premier Cup Türkiye Şampiyonu ve Avrupa Grup Şampiyonu olan Hüseyin Hoca, 2010-2011 ve 2011-2012 sezonlarında Bucaspor’da yardımcı antrenörlük yaparak atladığı üst tarafta başarı basamaklarını hızla atlıyor. Almanca ve İngilizce bilen bu genç ve dinamik adam, sürekli kendini geliştirmeyi ilke edinmiş. Seyit Mehmet Özkan’ın tüm çatlak seslere karşın güvendiği ve gemiyi teslim ettiği Eroğlu, bir çok ünlü ve astronomik maliyetli teknik adam hüsran yaşarken, o mütevazi kimliği ile şimdi kısacık kariyerine iki şampiyonluk sığıdırmanın mutluluğunu yaşıyor. Artık PTT 1. Lig hocası olmanın gururunu duyumsuyor.

Altınordu’ya iki yılda müthiş bir servet ve emek harcayan gece gündüz Altınordu’ya yatıp kalkan Seyit Mehmet Özkan’ın soyunma odasında futbolcuların önünde eğilmesi ise, bu anlamlı günde “emeğe saygı”nın en güzel fotoğrafı olarak karşımızda duruyor.
İşte Altınordu gerçeği bu…