GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
27 Nisan 2023 Perşembe

Ahir Zaman Canavarları

Bayram tatilinde sevgili dostlarımızla Frankfurt’ta idik… Frankfurt Avrupa’nın finans merkezi olmanın gücünü iyi kullanarak yaşlı kıtanın kültür başkentlerinden biri olmuş.

Stadelzaten dünyanın koleksiyonu en güçlü en büyük 5 müzesinden biri olarak kabul edilirken Schrinisimli mekan modern sanat tapınağı haline gelmiş.

Hani Türkiye’de uydur kaydır müzeler kuruyorlar, ödül üzerime ödül alıyorlar ya. Bu düşüncede olanların Schrin’i görmelerini isterdim.

Frankfurt eski şehirdeki SchirnKunsthalle, 1986’da açıldı ve o zamandan beri 200’den fazla sergiye ev sahipliği yaptı. Bir sanat galerisi olarak Schirn, CentrePompidou, Tate Gallery, Solomon R. Guggenheim Museum, Hermitage (St. Petersburg) gibi kurumlarla kendi üretimleri, yayınları ve sergi iş birlikleriyle elde ettiği ulusal ve uluslararası bir üne sahip.

Hem bu modern sanat müzesinde hem de diğer kültür mekanlarında dikkat çeken mevzu “İklim Krizi”… Hatta diyebilirim ki neredeyse “İklim Krizi” teması olmayan bir sanat ekinliği yok.

Schirn Modern Sanat Müzesi’ndeher sanat etkinliği“neşeli” şekilde yapılması ve böylelikle tüm yaş gruplarının yakalanması hedefleniyor. Schrin’de sanatçılar tepkilerini doğrudan ve şakacı bir şekilde gösteriyorlar. Benim yazının içindeki fotoğrafta aralarında durduğum yerleştirmeleriyle ünlü sanatçı Chetwynd de enteresan motifleriyle ünlü. Günümüzün dünyayı yiyip bitirmeye kararlı üç canavarını modern heykeller olarak düşünen sanatçı büyük ağızlar üretmiş.

Üç canavarın ağzı da din kitaplarında yer alan “Cehennem Ağzı” veya “Cehenneme Açılan Kapılar” olarak düşünülmüş...Gerçekten de her birinin devasa ve insanı yutacak ağızları var: Bir asla köpek olmayan veya köpek muamelesi yapılan kedi, bir otomobil ve bir yapay zekâ ürünü robot…

Chetwyndşüphesiz çağımızın en önemli performans ve enstalasyon sanatçılarından biri. Sanatıile etkileşime davet ediyor ve sosyal değişim aracı olarak mizahı kullanıyor. Sanatı, popüler kültür unsurlarını kültürel tarihin ikonik anlarıyla zahmetsiz bir şekilde birleştiriyor.Mevcut malzemelerin yeniden kullanımı yoluyla sürdürülebilirlik sorularına odaklanıyor.

Sergiyi biz de ağzımız açık gezdik.

Mesajlar doğrudan kapitalizme. Bu mesajların verildiği yer de kapitalizmin en büyük merkezlerinden biri Frankfurt. AB Merkez Bankası da burada.

Ne mesajlar veriliyor derseniz özetleyeyim: Dünyanın teknoloji şirketlerinden olumlu iklim eylemlerine ihtiyacı var.

Her teknoloji şirketinin bir karbon ayak izi var. “Bunun yerine, karbon denkleştirme programlarına yatırım yapabilirsiniz” diyor. Karbondioksit atmosfere salındığında, atmosferden eşit miktarda karbon emilerek iklim etkisi ortadan kaldırılabilir. Şirketler, karbon emisyonlarını azaltan veya depolayan projeleri destekleyerek sera gazı emisyonlarının iklim üzerindeki etkisini telafi edebilir. Bu aynı zamanda işletmenizin karbon kullanımı üzerinde düşünmesine ve sorumluluk almasına olanak tanır.

Her teknoloji şirketi, ürünlerinin her parçasını tedarik etmekten tek başına sorumludur. Mesela Apple bunun sorumluluğunu üstleniyor ve devre kartlarından uzaktan kumandalara kadar her şeyi değiştirmek için geri dönüştürülmüş metaller kullanıyor. Hammadde madenciliğini teşvik etmek yerine malzemeleri yeniden kullanmaya odaklanmak, daha çevreci bir teknoloji sektörü yaratmanın en dikkat çekici yollarından biridir.

Teknoloji şirketleri çok miktarda enerji kullanıyor.  Sanatçı “Bu nedenle, daha temiz yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapabilirseniz, sadece iyi bir vicdandan daha fazlasını kazanabilirsiniz” diyor.

Pandemi de görüldü ki uzaktan çalışma, işe gidip gelirken fosil yakıt kullanımını azaltmaktan daha fazlası imiş. Aynı zamanda eski, yoğun enerji tüketen dahili donanım kullanmak yerine bulut gibi daha yeşil dijital depolama çözümlerine geçmek anlamına geliyormuş. Ayrıca, ofis binaları için kaynak harcaması önemli ölçüde azalır. Uzaktan çalışmaya geçiş, şirketlerin sahip oldukları seçenekleri değerlendirmesini sağlıyor artık. Bunu yaptıklarında, modası geçmiş her öğenin daha çevre ve enerji dostu bir alternatife yükseltilebileceğini fark ediyorlar.

Ağzı açık canavarlar insanoğlunu buna ne kadar ikna edebilir, bilmiyorum. Ama sanat ve ekolojik dostluğun daha da gelişeceği bir zamana doğru gittiğimiz kesin.