GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
6 Mayıs 2011 Cuma

Adaletin kestiği süt…

Günlerdir İzmir gündemini kilitleyen Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan polis operasyonunda gözaltına alınan 44 kişiden 10’unun emniyet ifadesiyle serbest kalması… 34’ünün mahkemeye sevk edilmesi, ardından 14 tutuksuz yargılamanın çıkması ve çoğunluğu Büyükşehir çalışanı 17 kişinin cezaevine gönderilmesi ile şimdilik sona erdi gibi görünse de…
Tutuklanıp Bergama Cezaevi’ne gönderilenler arasında olan bir isim var ki…
Ne aklın arkasına atılarak görmezden gelinecek bir hikâye, ne de mercimek kadar vicdanı olan birisinin dahi duyarsız kalabileceği bir dram…
O hikayenin, o dramın adı Serpil Keskin…
Sıfatı, mahkeme tutanaklarında, emniyet göz altısında Destek (Satın Alma) Hizmetleri Daire Başkanı olarak geçen Serpil Keskin.
Aslında onun asıl ve hiç değişmeyecek sıfatı: Anne.
Üstelik o sıfata ulaşabilmek için 17 yıl boyunca her türlü tedaviyi deneyip, her yıkılış sonrası tekrar dirilip yeniden, yeniden, yeniden deneyen…
17 yıl, onca acı veren tedavilerin sonunda tüp yöntemiyle hamile kalıp tam bir yıl önce, evladını kucağına almış bir anne.
 
Anne olmak için verdiği onca uğraştan sonra….
17 yıllık evlat hasretinden sonra…
Serpil Keskin, 17 yılın acısından daha ağır bir acıyla karşı karşıya kalacağını bilebilir miydi?
Daha anne sütü emen bebeğini beşiğinde bırakıp cezaevine gideceğini…
Bugün doğum günü olan Selen’ini, doğum gününde yalnız bırakacağını…
Kim bilebilirdi ki o bilsin…
Avukatlarının serbest kalması için çırpınması, ‘o bir anne, üstelik emzikli bir anne! Nereye kaçabilir ki? Tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz’ çağrılarına/yalvarmasına rağmen Bergama Cezaevi’nin duvarları arasında öylece duran… Göğüslerinde taş kesmiş sütüyle, taş gibi kalmış bir anne Serpil Keskin.
Sıfatı ne olursa olsun, hakkındaki suçlama ne olursa olsun… Bebeğini, ‘cezaevine girdiği için sütten kesmiş’ bir anne o.
 
Adaletin kestiği parmak acımazmış ama anne sütünden kesilen Selen Bebek’in bundan henüz haberi yok.
Ağlıyor, acıkıyor, annesini, sütünü istiyor.
Ama annesi gelmiyor.
Sözün bittiği yer de işte burası oluyor…
* * *
Destek (Satın Alma) Daire Başkanlığı görevine kısa bir süre önce getirilen ve belediyede pek çok kişinin daha tanıma fırsatı bulmadığı, Büyükşehir Belediyesi’nin resmi internet sitesinde fotoğrafı bile bulunmayan Serpil Keskin, dün akşam Adliye binası önünde bekleyen binlerce insanın konuştuğu gözaltı hikayeleri arasında öne çıkandı.
Her gözaltı/tutuklu yakını için, kendi yaşadığı bir dramdı ama…
Serpil Keskin’in henüz 1 yaşında, sütten bile kesilmemiş bebeğinin hikayesini duyan, bir acıyı da anne Keskin ve kızı Selen adına yaşadı. Gözaltı süresinde ve mahkemede sık sık bayıldığı, ağlamaktan gözlerinde yaş kalmadığı anlatılıyordu Adliye bahçesinde. Tutukluluk kararı çıktığı an da fenalaştığı, kolonyalarla/sularla kendine getirildiği…
Serpil Keskin’in neyle suçlanıldığını henüz bilmiyoruz. Zaten avukatları da bilmiyor. ‘İhaleye fesat karıştırmak’ denilen suçun ya da örgütlü çetenin de ne olduğundan, fesatın hangi ihaleyi kapsadığından, çetelerin nasıl oluşturulduğundan, savunma avukatları bile habersiz. Çünkü suç delillerini görmeleri, hakim kararıyla kısıtlanmış durumda.
O yüzden de, bu konuda söyleyebileceğimiz bir şey yok.
Ama bir anneye bebeğinin, bir bebeğe annesinin yasaklanmasına… ‘adaletin kestiği süte’ bir satır bile yazamamak olamazdı.
Bu yazı da bu nedenle yazıldı…