GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cemil DİRİM
YAZARLAR
23 Mart 2012 Cuma

AK Parti’de il başkanı kim olacak?

İlçe kongreleri sürecini tamamlayan AK Parti de gözler il kongresine çevrilmiş durumda. Seçilecek il başkanı ve ekibinin, 2014 seçimlerinde belediye başkan adaylarını belirleyecek ve o süreci yönetecek olması il kongresini daha da önemli hale getiriyor. Bu süreçte AK Parti deki il kongresi ile ilgili tabloya baktığımızda gördüklerimizi sizlerle paylaşalım istedim.

Adaylık konusunda öne çıkanları söyle sıralayabiliriz:
Dursun Ali Özkan: Aylar önce çalışmaya başladı. Teşkilatla görüşmeler yaptıktan sonra genel merkez nezdinde çalışmalar yaptı. Ancak beklediği işareti alabilmiş değil. Ankara’daki “Karadeniz Lobisi”yle işbirliği içinde çalışmalarını sürdürüyor. Şehircilikten sorumlu Bakan Erdoğan Bayraktar’ın İzmir ziyaretinde Dursun Ali Özkan’ı Binali Yıldırım’la tanıştırırken kullandığı “ yakınımdır, akrabam olur” sözleri bu desteği gösteriyordu. Dursun Ali Özkan’ın dezavantajı ise eski ANAP’lı bir grupla hareket etmesi. İzmir de ANAP tabanından gelenler İsmail Katmerci ile şanslarını kullandılar, ikinci bir şans verileceğini sanmıyorum.

Neşe Edebali:
Açıkça çıkıp adaylığını açıkladı ve çalışmalara başladı. Özgüveni ve erkek egemen bir toplumdaki medeni cesareti nedeniyle takdir etmek gerekir. Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Edip Uğur’la akraba olduğu bilinen Edebali, Ak Parti milletvekili adayı olan Harun Özdemir’in teknik direktörlüğünde il başkanlığı seçimlerine hazırlanıyor. CHP’den Ak Partiye geçtiği için şansı olduğu ve İzmir’e uygun bir aday olduğu düşünülüyor. Ancak, Teşkilatlar nezdinde tanınırlık yönü oldukça zayıf.

Bekir Pakdemirli:
Ak Parti’den milletvekili adayı oldu. Güçlü bir siyasi aktör olan babası Ekrem Pakdemirli nedeniyle siyasete yabancı değil. Parti teşkilatı tarafından yeterince tanınmasa da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a yakınlığı avantajı. Aday olmadığını söylese de genel merkezden işaret gelmesi halinde aday olabilir.

Bülent Delican:
Eski il başkan yardımcısı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e yakın bir isim. Teşkilat tarafından tanınan ve sevilen birisi. Siyaset tarzı ve kişiliğiyle takdir topluyor. Ancak genel merkezden işaret gelmeden aday olmayacağını açıkladı.

Ö.Cihat Akay:
Milli görüş kökenli. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın desteğini almış durumda. B. Arınç’ı kırmayacak güçlü İzmir milletvekillerinin de desteğini alır. Mevcut il başkanı olması en büyük avantajı. Bu aynı zamanda eleştirilere hedef olmasına da neden oluyor. Akay’a yöneltilen eleştirilerin bazıları şunlar; “yönetim anlayışında koalisyonu büyütüp, geniş katılımlı, İzmir’in her kesimiyle uyumlu, kucaklayıcı bir yönetim anlayışı sergileyemedi. Bütün faaliyetleri 3-4 kişi ile yapıyor. Yeterince kucaklayıcı değil. Çalışmalara ve siyasi karar mekanizmalarına etkin katılımı sağlayamıyor. İzmir’in nabzını elinde tutan kanaat önderleri ya da medya temsilcileri ile değil, gazeteci oldukları şaibeli isimlerle muhatap oluyor. Bürokrasinin defansını kıramadı. “ yukarıdaki eleştirilerin bir bölümü doğru. Ancak Akay, atanmış olduğu ve yönetimi kendisi yapmadığı için yönetimle ilgili konularda sıkıntı yaşaması normal. Olumlu yönlerine bakarsak, Akay 2011’de iyi bir sınav verdi. İlçe kongrelerini kavgasız, gürültüsüz tamamladı. Bütün şartlar lehine. Teşkilatla ve vatandaşla kurduğu ilişkilerdeki başarısı tartışılmaz. Önceki il başkanlarına göre siyasete ve partiye daha çok zaman ayırıyor ve çok çalışıyor ama etkin ve sonuç alıcı hamleler yapmıyor. Atanmış olduğu için temkinli davranıyor olabilir. İzmirli olması da kendisine avantaj sağlıyor. Ö.Cihad AKAY, genel seçimlerde sağladığı başarı karşısında İzmir’den bir Bakan Yardımcısı, Bakanlıklara danışmanlar gönderebilirdi ancak bu alanda bir tasarrufta bulunmadı. Bürokraside sorunlu noktalarda değişim sağlayabilirdi ancak bu konularda temkinli davrandı. Öyle görünüyor ki 2014’te Türkiye’nin gözü İzmir’in üzerinde olacak. Bu nedenle İzmir çok güçlü bir siyasi aktörün moderatörlüğünde seçime hazırlanmak zorunda. Bütün bunlara bakılınca mevcutlar içinde şansı en yüksek olan aday Ömer Cihad Akay olarak görünüyor.

Duyumlarıma göre genel merkezin de ilk sıradaki adayı Akay. Ancak 2014 yerel seçimlerinin önemi nedeniyle bir b planı arayışı da mevcut Ak Parti genel merkezinde. Genel merkezin, 2014 seçimlerine yönelik bazı çekinceleri var. O nedenle bir taraftan da alternatif aday arayışını sürdürüyor. Akay, elde bir ama b planı arayışı da devam ediyor. 2014 sürecini riske etmeme adına hassas davranıyor genel merkez yöneticileri. Hatta kulağımıza gelen bir isim de var.  Bu çalışmaları yakından izliyoruz. Gelişmeleri ilk bizden duyacaksınız.

Parti dışından birisi olarak benim gördüğüm bir il başkanında olması gereken pek çok özellik var. Ama öncelikle şu özellikler mutlaka olmalı; iki icracı bakan ve seçilmiş milletvekilleri karşısında ezilmeyecek, özgüveni yüksek, hepsiyle kolay iletişim kurabilen, milletvekilleri ile teşkilat arasında güçlü koordinasyon sağlayabilen. İzmir’in iklimini, ruhunu, düşüncesini içselleştirmiş, 2014 yerel seçimlerinde Türkiye’ye örnek teşkil edecek moderatörlük yapma yeteneğine sahip birisi. Bu profilin içine hangisi oturuyorsa o il başkanı olmalı.
 
Notlar:
 1) Bazı Ak Partililer ile görüştüğümde yerel seçimler konusunda çok iddialı olduklarını görüyorum. Bence genel seçimlerde ilçelerde alınan oylara bakarak, yerel seçimler için sonuçlar çıkarmak son derece yanlış. Ayrıca pek çok ilçe teşkilatı da beklenenden daha güçsüz ve göstermelik işlerle meşgul. Bu konuya değinmemin nedeni geçtiğimiz günlerde Ak Parti Karabağlar’dan gelen bir basın bülteni. Başlığıyla içeriği arasında hiçbir ilinti bulunmayan, bilgi ve mesaj içermeyen, anlamı bozuk, laf olsun diye gönderilen bir metin. Bülteni gönderen arkadaşın isminin altında da basın danışmanı titri. Basın kuruluşlarına gönderilen bir metnin bile baştan savma hazırlandığı İzmir’in en büyük ilçesinde teşkilatın nasıl çalıştığını siz tahmin edin. 

2) Bir önceki siyasi yazımda CHP’deki ilçelerde delege seçim sürecini ve İl Başkanı Tacettin Bayır’ın tutumunu yazmıştım. Tacettin Bayır’ın delege seçimlerinde izlediği yöntemi ve önseçim konusunda takındığı kararlı tavrı, parti içi demokrasi açısından olumlu bulduğumu ve desteklediğimi söylemiştim. Böyle bir yazıya normalde Ak partililerin tepki göstermesini beklersiniz değil mi? Hayır tam tersi CHP’li bazı dostlarımız tepki gösterdiler. Detayları burada yazamayacağım ama onlara da söylediğim gibi “ CHP’li lerin CHP’ye muhalefet yapmaktan vazgeçtikleri, siyasi rakipleri de olsa doğru iş yapanları destekledikleri gün” CHP’nin oyları sıçrama yapacaktır. Şu an İzmir’de siyasi ve entelektüel birikimi olan CHP’ye gönül vermiş çok sayıda kişi, CHP’de siyaset yapamamakta. Bu kişilerin aktif siyasete girmesi CHP’nin ve İzmir’in lehine olacaktır.