GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
14 Mayıs 2011 Cumartesi

12 Eylül artığı

“İzmir’in geri kalmasına gönlü el vermeyen” Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu için, “12 Eylül artığı” demiş.
 
Sayın Günay at gözlüklerini çıkarıp etrafına bakabilse görecek ki;
Okyanus ötesinden gazel okuyanlar, 12 Eylül artığıdır.
Dokuz yıldır yönettikleri ülkenin Anayasa’sı, 12 Eylül artığıdır.
Sayesinde Üniversiteleri ele geçirdikleri YÖK, 12 Eylül artığıdır.
Partisinin bugünkü varlığını borçlu olduğu “zihniyet değişimi”, 12 Eylül artığıdır.
Başbakanın eşbaşkanlığını yaptığı BOP, 12 Eylül darbesini hazırlayan “yeşil kuşak” fikrine dayanır. Yani, 12 Eylül artığıdır.
%10 seçim barajı, 12 Eylül artığıdır; siyasi partiler yasası hakeza…
Cumhuriyet devrimlerinin yeminli düşmanları, 12 Eylül artığıdır.
 
12 Eylül darbesinin abat ettiği “ılımlı islam” fikrinin takipçileri bugün iktidarda oluşlarını, o darbeyi yapanlara ve yaptıranlara borçludur.
Askeri vesayeti bahane ederek ülkeyi cemaatlerin vesayetine sokan zihniyetin bendeleri, İzmir’i düşürülecek kale gibi görüyorlar. Kurmakta oldukları İslamcı rejimin önündeki en büyük engel İzmir’i, ‘gavur olmak’tan kurtarmaya geldiler!..
 
AKP yönetimi, uyguladığı “ez, ayrıştır ve yönet” taktiği ile ülke genelinde başarılı oldu, ama İzmir bu propagandaya teslim olmadı.
Bir süredir kentte toplumu ayrıştıracak, kurumları birbirine düşürecek taktikler uygulamaya başladılar.
Sayı Günay’ın gönlü İzmir’in geri kalmasına el vermiyormuş!.. Adama sormazlar mı, “dokuz yıldır gönlün nerelerde idi!”
Her şeyden önce, İzmir geri kalmış bir kent değil; ürettiğinin, yarattığı katma değerin karşılığını alamayan bir kent. Ülke rantı, İstanbul-Ankara eksenine yığıldığından İzmir’e bir şey kalmaz. Başkentin İzmir politikası böyledir. İzmirli bunun farkındadır ve bu durumun seçim vaatleriyle düzelmeyeceğini iyi bilir.
 
“Geri kalmış” kavramı İzmir’de olan biteni açıklamaya yetmiyor. “Geri kalmış” değil, iktidarın “geri bırakmak” için elinden geleni ardına koymadığı kenttir İzmir. İlle de İzmir için bir şeyler yapmak istiyorsa; sayın Günay Ankara’ya döndüğünde, İzmir’e yapılan bu “gavur eziyetini” bitirmek için mücadele etsin. Sorun İzmir’den değil, Ankara’dan kaynaklanıyor.
 
Her türlü imkansızlık ve baskıya karşın, İzmir yaşam kalitesini yukarıda tutmayı her zaman başardı. Bunu başarmış bir kente “geri kalmış” demek, iyi niyet ile bağdaşmaz.
Hani şöyle söyleseydi; “ Helal olsun, onca baskı ve zulme rağmen şehir dimdik ayakta!..” sayın Günay’ı omuzlarda taşırdık.
Gel gör ki, sayın Günay, Çeşme’de yasaları ve kuralları hiçe sayan, hepimizin haklarına tecavüz eden bir gurubu mağdur göstererek, malum taktik ile sayın Tütüncüoğlu’nu hedefe koymayı tercih etmiştir. İzmir’i geri kalmış acınacak bir kent gibi göstererek halkı psikolojik baskı altına almayı tercih etmiştir.
 
Umarım, Çeşme Belediye Başkanına yapılan bu haksızlık ve sayın Günay’ın İzmir açılımı, kafası karışık kimi seçmenlerin aklını başına getirmiştir.