GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
29 Haziran 2024 Cumartesi

1 Temmuz eşiği ve normalleşememe!

Normalleşme ve yumuşama tartışmaları, yeni bir siyaset tarzı veya dönemi başlatmadı. Yani Türkiye’deki siyasetin normali, yumuşamayı terk ederek geri döndü.

Bu sürecin sonunda “Yumuşama gerekli dediysek, muhalefeti kast ediyoruz” dedi Tayyip Erdoğan. Yani kendisinin yumuşamaya niyeti olmadığını ortaya koydu. Devlet Bahçeli’nin hamleleri mi etkili oldu bilinmez, Erdoğan, muhalefete karşı kullandığı sert üsluba geri döndü.

Bu süreçte en etkili olaylardan birisi, 1 Temmuz’da görülecek olan Sinan Ateş cinayeti davası oldu. Ülkü Ocakları eski başkanı akademisyen Sinan Ateş, güpegündüz ve Ankara’nın merkezinde suikast sonucu öldürülmesi basit bir olay değildi.

Ülkü Ocakları eski başkanı öldürüldüğünde, Ülkü Ocakları, MHP yönetimi ve Erdoğan’dan bir kınama veya başsağlığı mesajı bile duyulmaması normal mi? Hayır kesinlikle değil. Bu cinayete başta CHP yönetimi olmak üzere sadece muhalefetin tepki göstermesi normal mi? Kesinlikle değil.

Yıllar önce Ege Üniversitesi’nde ülkücü Fırat Çakıroğlu öldürüldü. Arkadaşlarıyla birlikte üniversiteye düzenlediği sopalı, palalı bir baskında kasığından aldığı bıçak yarası sonucu maalesef hayatını kaybetti.

Bu da bir ölüm ve cinayetti. Ama başta Bahçeli ve MHP’liler çok yüksek perdeden ses verdiler. Zanlı yargılandı ve kısa sürede ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kısa süre diyorum, mahkemelerin işleme temposunu dikkate alarak. Aynı hız Sinan Ateş cinayeti dosyasında da yaşanacak mı göreceğiz.

Sonra Fırat Çakıroğlu, MHP’li belediyeler tarafından şehit ilan edildi ve çeşitli mekanlara adı verildi. Üniversite Senatosu da Fırat Çakıroğlu’nu şehit ilan etti ve bir konferans salonuna adını verme kararı aldı.

Peki diğer ülkücü Sinan Ateş’e neden bunlar gereksiz görüldü. Güpegündüz Ankara’nın ortasında öldürüldü. Partisi ve iktidar kınamadı bile. Akademisyendi ama üniversitesi de ses çıkarmadı. Ege Üniversitesi Senatosu’nun bir öğrencisine gösterdiği duyarlılığı, akademisyen Sinan Genç için üniversitesi göstermedi.

Bütün bunlar normal mi? Hukuk açısından değil, insan hakları açısından değil, akademik kurallar açısından değil, adalet duygusu açısından değil, insanlık açısından değil… Ama Cumhur İttifakı için normal oldu. Ta ki, Sinan Genç’in eşi Ayşe Ateş’i Cumhurbaşkanı, Saray’da kabul edip, bu işin üzerine gideceğine söz verene kadar.

Bu aşamada MHP ve Bahçeli’nin restleri gündeme geldi. Yüzüklü ve dosyalı mesajlar arka arkaya sıralandı.

Şimdi şunu hep beraber düşünelim. Ortada bir cinayet var. Öldürülen kişinin eşi ve çocukları Cumhurbaşkanına gidiyor yardım için. Daha doğrusu adalet arayışı için. Bu normal mi? Cumhurbaşkanı ile mahkemelerin ne alakası var ki? Adaleti dağıtan makam Saray mı, mahkeme mi?

İşin ilginç yanı bu davadan rahatsız olan Devlet Bahçeli de hastalığını bile hiçe sayarak Saray’a çıkıyor. Neden bu telaş ve acele. Bekleyin mahkemeyi. Hayır. Bahçeli de mahkemeye Erdoğan üzerinden müdahale ediyor görüntüsü ve algısı ortaya çıkıyor.

Bütün bu olup bitenler normal mi? Normalleşme mi?