GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
30 Mart 2020 Pazartesi

Yoksulluğun yeni yüzü

Sanayi toplumu tarih sahnesinden çekiliyor. Sanayi devrimi, yapay zekânın üretim biçimini belirler duruma gelmesi sonucu bilişim devrimine evrilirken, ufukta beliren yeni toplum, insanlığın geçen yüzyıldan getirdiklerini yadsımaya başladı.

Kapitalist sistem dengeden çıktı. Dengeye geri dönemiyor. Ve sistemin dengeye geri dönememesinin yol açtığı sosyal kriz, bilinen yollardan, acı reçetelerle veya savaş çıkarmak suretiyle aşılacak gibi değil.

Sistemin dengeden çıkmasının en kritik sonucu, yeryüzü ölçeğinde yoksulluğun yaygınlaşması, derinleşmesi ve kronikleşmesidir. İşsizlik yapısal bir soruna dönüşüyor.

Artı değerin sınırsız genişlemesinin önüne geçilemiyor. Büyük sermaye gruplarının kasalarında biriken paranın sistemde yeniden dolaşıma girmesini sağlayan enstrümanlar çalışmıyor. Kapitalistler, büyüklüğü anlamsızlaşan servetlerinin yükü altında ezilmeye başladı.

Şehrin çeperlerinde oluşan işçi deposu mahalleler artık sisteme yük oluyor. İnsansız üretim nedeniyle işgücüne ihtiyaç günbegün azalıyor.

Köylüler tarım yapmaktan vazgeçti… Beyaz yakalı köylüler yolda…

Muhtemelen, metropollerde başlayan kentsel dönüşüm, sistem dışına itilen kent yoksullarının tehcirinin de yolunu açacak.

Çoğu güvencesiz işlerde çalışan kent yoksullarının derdi, günü kurtarmak ve başının çaresine bakmaktır.

Metropolleşen kentlerde yoksulluk ve işsizlik nedeniyle sistem dışına itilenlerin sayısı, devletin sadaka ve hibe ekonomisiyle kontrol edebileceği sınırları çoktan aştı.

Yoksulluktan, yoksunluktan, çıkışsızlıktan zuhur eden sosyal gerçekliğin soğuk yüzü kendini göstermeye başladı.

İşte tam böyle bir zamanda çıkıp gelen Corona virüsü, hayatın akışını değiştirecek gelişmelerin önünü açtı. Salgın sadece sağlıkta değil, ekonomide ve siyasette de büyük sarsıntılara ve değişime yol açacak.

Bir tas çorba, bir sıcak yataktan ibaret kalmış yaşam savaşında, kaybedilecekler hanesi boşalan yoksullar, “bundan sonrası tufan” eşiğinde, duvara dayandılar.

Suç işlemenin “nihai çözüm” olacağı günlere hızla yaklaşıyoruz.

Yoksulların “İyi ki suç var!” dedikleri andan itibaren, her şey için çok geç olacak; “sürdürülebilir” suçların limitlerinin aşılması muhtemeldir.

Sokaktan ekmeğini çıkaran güvencesizler, yoksulluktan açlığa doğru doludizgin yol alıyor.

Bu bir alarmdır.

Corona virüsü ile başlayan salgını izleyen aylarda, kent yoksulluğunun yeni yüzü ile karşı karşıya kalacağız. Bu nedenle, sosyal devletin hızla yeniden inşası bir zarurettir.

Sosyal devleti mümkün kılan ekonomideki fazlanın, sisteme iade edilmesi gerekiyor. Liberallerin yok ettikleri fazla, gerisin geri yerine konmak zorunda.

Kapitalistler bu parayı ya geri verecekler, ya da geri verecekler…

Öncülleri ortaya çıkan yeni Dünya düzeninin kurulması oldukça sarsıntılı geçecek uzun ve zorlu bir süreç… Kimsenin yoksullardan bu süreyi bekleyerek geçirmesini isteme lüksü yok. İnsandan önemlisi yok. Hemen sosyal devlet! Hemen sosyal adalet! Ve koşullarda eşitlik!