GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
23 Kasım 2020 Pazartesi

İngiltere sömürgeci geçmişiyle yüzleşiyor

Fransa “Özgürlük” adı altında ama muhtemelen ırkçı bir aşağılama niyetiyle eski sömürgelerinden işçi ve göçmen olarak gelen yoksul Müslümanların inançlarıyla alay eden Hz Muhammet karikatürleri çizerekkışkırtma ilekan dökülmesine neden olurken, İngiltere daha özenli bir şekilde geçmişte yapılan haksızlıkları biraz da olsa giderebilmek için çeşitli adımlar atıyor.

Victoria ve Albert Müzesi Etiyopya’ya eserleri iade etme girişiminde

Bunlardan birisi ünlü Kraliçeleri Victoria ve eşi Albert’in adını taşıyan Londra’daki Victoria ve Albert müzesinden geldi. Müze yönetiminin Etiyopya’dan sömürgecilik zamanında getirilen ve müzede sergilenen hazinelerin geri verilmesi konusunda Etiyopya Büyükelçiliği ile görüşmeleri devam ediyor.Müze müdür yardımcısı Tim Reevemüzede sergilenen eserlerin kaynağı hakkında daha dürüst olmaları gerektiğini belirtiyor. Reeve, “Bu eserler ödünç alınmamıştı, yağmalanmıştı. Biz müzemizde bu konuda dürüst olmaya çalıştık” diyor.

İadesi görüşülen tarihi eserler arasında 150 yıl önce getirilmiş altın bir taç ve kraliyet giysileri gibi yüzlerce eser var. Etiyopyalılar 150 yıldır bunları geri getirmenin savaşını veriyor. Reeve Londra’da birçok müzede benzer yağmalanan eserler olduğunu belirtiyor ve yasa şu an geri vermeyi yasaklıyor ancak biz bu eserleri “uzun vadeli ödünç” kategorisine koyarak başlarsak, ileride tüm bu eserleri Etiyopya’ya iade edebileceklerini ekliyor. 

NationalTrust’ın sömürgeci geçmişi olan bina ve mekan raporu

İkinci bir adım ise NationalTrust (Milli Vakıf) adlı kuruluştan geldi. NationalTrust Birleşik Krallık’ta tarihi ve doğa güzellikleri olan bina ve mekânları koruyan, müzeye dönüştüren gönüllü bir kuruluş. Bu vakıf da geçtiğimiz günlerde sömürgeci bağlantısı olan binaları mercek altına aldı ve bir rapor yayınladı. Vakfın, bir komisyonu sömürgecilik ve kölecilik bağlantılarıyla ilgili bir rapor hazırlaması için bir yıl önce görevlendirdiği belirtildi.

Rapor 93 bina ve mekânın sömürgeci veya köleci geçmişle ilgilerini açıkladı. Bu rakam yaklaşık NationalTrust’ın sahip olduğu bina ve mekânların üçte biri. Bu rapora göre örneğin, Churchill’in evi olan Chartwell ve Lundy adasındaki binaların sömürgecilik veya kölecilikle ilgileri bulundu. Charwell’in izi Hindistan’a uzanırken, Lundy’nin izi hapishanede yatanların ücret almadan harcadığı iş gücüne bağlandı. Hare Hill’in ise köle alım satımıyla ilgili bağları ortaya çıktı.

NationalTrust’ınküratör ve koleksiyon direktörü Dr Tarnya Cooper“Bu rapor sömürgecilikle ilgili bağların anlaşılmasının başı ve söylemimize daha yeni giriyor. Ayrıca, tarihin kompleks, karmaşık, zor yüzüyle ilgili farkındalık sağlıyor. Geçmişte, tek bir açıdan, tek bir öykü anlatılıyordu. Biz daha açık, dürüst, doğru, kesin ve hakça öyküler sağlamak istiyoruz. Doğruyu mu anlatıyoruz kaygısı yaşamak istemiyoruz. Tarihimizi daha doğru anlatmak istiyoruz” dedi. “Biz geçmişle ilgili bir yargılamada bulunmuyoruz. Tarihi doğru anlatmak istiyoruz. Herkesin kendi yargısına varmasını istiyoruz” diye ekledi.

Rapor Churchill’in Chartwell’i 1946 da aldığı, 1921-1922 arası kendisinin Sömürgeler Bakanlığı yaptığı, 1943’te ünlü Bengal Kıtlığı olup, tüm buğdayın Churchill’in emriyle İngiltere’ye sevkinden dolayı binlerce Hintli açlıktan öldüğünde kendisinin Başbakan olduğunu açıklıyor. 1935de Hindistan’a bir miktar özerklik verilmesine de karşı çıktığı biliniyor.

Speke Hall, Merseyside, whose former owner Richard Watt traded in slave-produced rum and sugar.