Toskana ve Provence bölgelerini defalarca gezdim, her gece farklı bir butik otelde kalarak. Köyleri, butik otelleri her zaman büyük kentlere ve beş yıldızlı otellere tercih ettim. Bağbozumları ve şaraplarıyla ünlü bu bölgelerde çok şirin, çok hoş mekanlarda kaldım veya yedim, içtim ama Alaçatı’daki bu otel/restoran kadar özenilmiş hiçbir yer görmedim.
Villa Taraça’nın her karış taşına, toprağına, odasına, binasına inanılmaz özenli bir el değmiş. Yürüğünüz yollarda nazar boncukları, uğur böcekleri, bir köşede içine boyalı taşlar doldurulmuş bir kahve fincanı, diğer köşede bir kurdele, yediğiniz tabak, kestiğiniz bıçak, elinizdeki çatal bile antikacıdan özenle seçilmiş…
Villa Taraça Romantik Otelin hikayesi Antakya’dan başlayıp Alaçatı’ya uzanıyor.İstanbul Teknik Üniversitesi makine mühendisliğini bitirdikten sonra Amerika’da işletme masterı yapan otelin sahibi Ali Özbuğday bugün tarım sanayi ve arge hizmeti vermekte. Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun olan eşi Didem Özbuğday ise Hüseyin ve Başak Su’nun annesi. Çocukları üniversiteye gittikten sonra en küçük çocuğu olarak gördüğüVilla Taraça ile ilgileniyor. Ali beyin deniz Didem hanımın Alaçatı tutkusu onları bu sevimli köye getirmiş.
Burada, 5000 metrekare alan üzerinde tabiatın cömertliğini yaşayabiliyorsunuz. Bu otelde sakız,zeytin,keçiboynuzu ağaçlarının ve muhteşem peyzajı içinde kitabınızla kaybolabilirsiniz.Romantik havuzlarından göreceğiniz manzara ise Toskana’yıveya Provence’ıhatırlatabilir.
Didem hanım anlatıyor: Odalar 25 metrekare ile 40 metrekare arasında değişiyor.Odalar ilhamını hayallerden aldı. 25 yıllık seyahat ve hayallerin birikimi ile döşendi.Eski ile yeninin başarılı şekilde sentezlendiği dekorasyon etnik eşyalarla çok kültürlü yapıya dönüştü.2015 yılında yenileme çalışmalarına başlandı 2017 Temmuz ayında ilk misafirlerini ağırladı.
Binada kullanılan malzemeler binanın karakteristik yapısını bozmadan özenle seçilen malzemelerle yenilendi.Zeminlerde ithal cottolar ve el boyaması seramikler kullanıldı. Odalarda ev rahatlığını hissedebilmek için her detay düşünüldü.Eskiden alınıp birgün yerini bulmayı bekleyen mobilyalar yada ustalar tarafından yapılan mobilyalar kullanıldı. İtalya ya da Mardin seyahatinden, gittiğimiz heryerden mutlaka hayaller torbasına bir parça attık.
Kuşların düeti ile günaydın diyen Madame Taraça eşsiz kahvaltısını size ikram eder.Antakya’dan getirdiğimiz pek çok yöresel lezzetleri Alaçatı’nınki ile harmanladık. Çeşme koyları ve köyleri ile çok güzel bir yarımada. Ali koyları ben köyleri çok seviyorum.Araba yada motosikletle çok rahat ulaşım sağlayacağınız bakir koylarda denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz Alaçatı her zaman tek tercihim oldu.Alaçatı’nın sevimli sokaklarında yürüyüp kendinizi kaybetmek her köşesinde özen ve samimiyetin olduğu işletmelerin arasında kaybolmak için geldiğinizde romantik,huzurlu,sakin otelimizde sizleri ağırlamaktan çok mutlu olacağımızı bilmenizi isteriz, diyor.
Tek kısıtlama olarak gördüğüm nokta “Romantik Otel” etiketlemesi, sanki çocuklu aileler tercih edilmiyor. (Çocuklar küçükken romantizm biraz geride kalabiliyor) Çift olmayanlar veya çift olup romantik bir ortam istemeyenler de kendini bu sözcük nedeniyle eğreti hissetmezler umarım çünkü benim gördüğüm mekan romantik olmanın çok ötesinde özelliklere sahip. Bu sözcük sizleri yanıltmasın…