GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cumhur BULUT
YAZARLAR
22 Ocak 2019 Salı

İçimizdeki İstanbullular, Hadi Oradan!

Ortalık İstanbul markalarından geçilmiyor, İstanbul özentiliği almış yürümüş, bir de gelip İzmirlilik taslanıyor efendim, yemezler…

Kalamış, Beyoğlu, Marmara, Tophane, İstinye, Emirgan, Vefa, Beylerbeyi, Üsküdar, Beykoz, Çamlıca ve Topkapı gibi çaycı isimleri var İzmir’de!

Çaycı lan bu çaycı, burada özentiliğe ne hacet!?

“Hasa’nın Yeri”, “Mustafa’nın Çay Evi”, “Ali’nin Kahvesi” neyinize yetmiyor!

Lokantaları yazmıyorum bile; çiçekçileri, manifaturacıları, berberleri daha bilmem neleri!...

İçimizdeki İstanbul özentileri diyorum ama asıl “İstanbul Özentiliği” demem lazım!

Nedir bu Ya Hu!

Hayatlarında bir kere bile Göztepe’nin, İzmir Spor’un, Altay’ın, Buca Spor’un, Altınordu ve Karşıyaka’nın maçına gitmeyenler İzmirlilik taslamasın efendim!

İzmirliyim, İzmir’i seviyorum diyorsan eğer, bileceksin ve sevdiğini göstereceksin; İsmini her yere yazacaksın. Çünkü sevgi delil ister!

Âşıklar sevdiğinin adını duvarlara yazar ya hani… Sen de yaz seviyorsan İzmir’in adını tabelalara… Ama içinde gizli bir sevda taşıyorsan riyakârlık yapıyorsan yazamazsın elbette!

İzmir’i sevmek meziyet ister, sadakat ister ve onu tüm varlığı ile sevmek ister! Bilip tanımak ister bütün güzelliklerini…

Bileceksin, efendi, bileceksin, İzmir denizlerinde kaç çeşit balık yaşadığını, Zeytinyağınaserçe parmağını daldırıp ağzına götürdüğünde derecesini şak diye söyleyeceksin yağın!

Yok öyle yağma!

İzmir’in dağlarını isim isimbileceksinaga!

Yok yok bilmen yetmez, çıkıp çiçek toplayacaksın o dağlardan… Öyle yarım ağız marş söylemek değildir İzmir’i sevmek!

En az beş İzmir Türküsünü ve üç İzmir şiirini ezbere bilip okuyacaksın… (Sayı makuldür, itiraz istemiyorum).

İzmir’in kızlarına pop şarkılarda “zilli” dedirtmeyeceksin!

SonraToprağını kirletmeyeceksin İzmir’in, yere çöp dahi atmayacaksın, değer vereceksin ona…

“İzmirliyiz biz, şöyle rakı, böyle şarap içeriz” yetmez efendi!

Evvela o rakının en iyi hangi İzmir üzümünden yapılacağını, en iyi şaraplık üzümün İzmir’in neresinde yetiştiğini vel’hasıl-ı kelam üzüm cinslerini bileceksin…

Eee bu kadar kolay mı İzmirli olmak? Elbette hayır. Peynirlerini iyi tanıyacaksın aslanım İzmir’in tulum peynirlerini; sonra yemeklerini ve tatlılarını…

İzmirliyiz biz! Değilsiniz, olamazsınız da…

Çünkü siz İzmir’i beton yığını zannediyorsunuz, çünkü siz İzmir’i “kent” zannediyorsunuz! Sahi siz “kent” ile “şehir” arasındaki farkı biliyor musunuz?

***

Evet, maalesef elimizde sırtından hançerlenmiş, ruhu görmezden gelinmiş ve yaşadığı unutularak ona mevta muamelesi yapılmış bir İzmir var!

Bu İzmir’in dertleri de öyle “Ama Biz İzmirliyiz…” çığırtkanlıklarıyla çözülmez. Bu şehrin bir ruhu olduğunu unutmayın efendiler ve kendinize çeki düzen verin.

Zira İzmir en büyük yarayı “İzmirliyim” deyip İzmirli olamayanlardan aldı!...

Şimdi hadi oradan, toparlanın bakalım içimizdeki İstanbul özentileri…