Hazreti, Sayın, Pek Muhterem Diyanet İşleri Başkanımız; Profesör, Doktor, Uzman, Yazar, Makam-ı Fetva, Bi’haber-i Takva, Fitneyi Alâ, Ziyaret-i Reziliye ve dahi Vaka-i Vakvakiye’yi Sani, olmadı Şakşakiyeyi malayani…
Pes doğrusu efendim, hürmetli başkanım, hem aklımızla alay ediyorsunuz hem de pişkinliğinizle övünüyorsunuz!
Fakat biliniz ki istihza dinimizde kabul görmez. Pişkinlik de kemal-i insaniyeden sayılmaz.
Yaptığınız izahatte de insanlıktan, hasta ziyaretinden ve kul hakkından bahsetmişsiniz… Vah vah vah!
Şimdi biz düştüğünüz duruma mı gülelim, yoksa size teslim edilen makama mı ağlayalım!...
Ziyarete gittiğiniz zata bakınız! Baktınız mı? Yok-yok daha iyi bakınız…
Yazdığı kitaplardaki yalan yanlış, çelişkili ve iftiraya varan ifadeleri okuyunuz. Okudunuz mu? Yok-yok bir daha okuyunuz!
Yoksa bu adamın tıbben akıl sağlığının yerinde olmadığını bilmiyor musunuz?
Biliyorsunuz da sizin için Tıbbın yani zahiri ilimlerin bir önemi yok mu?
İnsanlıktan bahsediyorsanız, koşun gelin bizim mahalledeki Ahmet Amcamızı da ziyaret edin. Zira istikameti şaşmamış, fitne ve ficurdan ömrü boyunca uzak durmuş; bununla beraber sünnet-i seniyyeden taviz vermemiş, Hz. Ali ve Ehlibeyt Sevdalısı bir kâmil Müslümandır. Ziyaret edecekseniz gelin onu esenleyin de hassasiyetinizin endamını görelim.
Ama nerede siz de kemalât!
Bir de “Kul Hakkı” gibi dinimizin en önemli meselelerinin birine dem vurmuşsunuz!
Veyl Size!
Dünyada ve ahirette yakanıza yapışacak ellerden Allah’a sığınırım!
Çünkü “Allah’ın Hakkı” hususunda çok sıkıntıdasınız!
Sahi siz hangi makamı deruhte ediyorsunuz Efendi, özür dilerim, İŞGAL EDİYORSUNUZ? Hiç düşündünüz mü?
Bir de Din-i Mübin de “Fitne ve Fesat Çıkaranlar” hususu vardır hani insanlar arasında bozgunculuk yapanlar. Ahalinin birliğini bozup, tefrika çıkaranlar!!! Hatırladınız değilmi?
Bunların durumların ne durumda olduğunu, onlardan uzak durulması gerektiğini biliyorsunuz değil mi? Bilirsiniz bilirsiniz de neden bildiğinizle amel etmezsiniz?
Vah Size!
Bir de Efendimiz’den (SAV) bir Hadis-i Şahane hatırlatalım size; “Ölülerinizi hayırla yâd ediniz” …
Her hadis-i şerifi de bir ayetin açıklaması olduğunu unutmuyoruz değil mi?
Neyse asıl önemlisi de ne biliyor musunuz? Birinin size böyle yapın diyerek, tarih ve kişi talimatı vermesi! Sizin de buna uyup sonuçlarını düşünmeden yapmanız!!!
Atatürk mü? Onun sevgisi için söyleyeceğim tek söz; Bin taneniz gelse bir tane Atatürk etmezsiniz! Sevdamız Kara Sevdadır bunu da bilesiniz!!
Eveeet, şimdi söyleyin bakalım; “gereğini” ne zaman yapacaksınız?