GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nuray ÖTGÜNÇ
YAZARLAR
8 Şubat 2012 Çarşamba

Dindar olmak yetmiyor vesselam…

Aylar değişir, yıllar değişir, asırlar değişir, şartlar değişir, ortam değişir ama bedenden bedene geçen sığ düşünceler hiçbir zaman değişmez.
Onlar hep kendilerine bir hedef belirlerler ve o yolda yürürsen muhakkak başarılı olursun tarzında konuşmalarla insanları harekete geçirerek, yıllardır belli zümrelerin nezdinde değişmesi imkansız fikirleri kabul ettirmeye çalışırlar kendinden olmayanlara.
Nerden aklıma geldiyse böyle bir giriş yapayım istedim.
Neyse…
 
Duymuşsunuzdur, AKP dindar nesiller yetiştirecekmiş,
 
Eğer dindar olmazlarsa da tinerci olurlarmış.
Ayrıca, neye göre, kime göre dindar?
Oda ayrı bir muamma…
 
Düşünüyorum da…
 
İnsanları dindar ya da değil diye ayırmak ne kadar da kötü.
 
Bir neslin dindar olarak yetişmesinin bütün kötülükleri def edeceğine olan inanç ise daha da kötü.
 
Dahası toplumda tek tip bir inanç sistemi yerleştirme isteği ise kötünün kötüsü.
 
Ne yazık ki başbakan bu söylemiyle bir kez daha din konusunda diğer alternatiflere aslında ne kadar hoşgörüsüz, tahammülsüz olduğunu somut bir şekilde ortaya koymuştur.
 
Muhafazakâr, dindar bir nesil yetiştirmek nasıl olur da bir devlet politikası olabilir?
 
Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başbakanının çıkıp da dindar gençlik yetiştirilmesinden bahsetmesi, hele hele anayasadaki ‘’Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir’’ maddesine rağmen, tek tip insan yaratma düşüncesinin var olması ne kadar doğru olabilir?
 
Peki, sormazlar mı adama o zaman, süryaniyi, müslümanı, hıristiyanı yahudiyi barındıran Anadolu’nun o güzelim mozaiği hani nerede diye.
 
 
Elbet de gençlerimiz tinerci olmasın
 
Hele hele it kopuk hiç olmasın.
 
Haşaaa…
 
Ama Allah aşkına bir genç neden tinerci olur?  Düşünün…
Neden?
 
 
Aileleri onlara bakmaya üşendiği ve sokağa terk ettiği için,
 
Eğitimsiz ve işsiz kaldıkları için,
 
Evdeki huzursuzlukları, bir sürü umutsuzlukları ve kucak dolusu hüzünleri olduğu için…
 
En önemlisi de gelecekleri olmadığı için.
 
Cem Yılmaz’ın da dediği gibi eğitim şart sayın başbakan.
 
Sosyal eşitlik ise daha da şart.
 
Ben kendi penceremden baktığımda, şöyle okuyan, üreten, çalışan, sorgulayan bir gençlik, bir nesil düşlüyorum.
 
12 yaşında babası tarafından satılmayan, tecavüzcüsüyle evlendirilmeyen, kız arkadaşının kafasını testere ile kesmeyen, babası, amcası, abisi tarafından taciz edilmeyen, dövülmeyen gençler, kendine güvenen karısına hoyrat davranmayan, onları koyun gibi kesmeyen bireyler düşlüyorum.

Açıkçası vicdanlı gençler düşlüyorum.
Keşke başbakan ahlaklı, vicdanlı, saygılı gençler yetiştirmeyi temenni ediyoruz deseydi.
 
Dindar olmak yetmiyor vesselam.
 
 
Ama yani yinede etraftan deniliyorsa eğer;
"Eğitimsizsiniz, cahilsiniz, işsizsiniz, açsınız, sefilsiniz, ama yine de şükredin"
elhamdülillah...
 
Bende durur düşünürüm.
 
Hayat denilen şey buysa eğer;
Kimi yoksulluktan tinerci, kimisi de kendince dindar olup fenerci olur o zaman.