GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Haziran 2018 Çarşamba

24 Haziran’ı diğerlerinden ayıran…

Bir yanda her geçen gün hızını arttıran değişim rüzgârı öte yanda buna direnen 16 yıllık siyasi iktidar… 24 Haziran’ı kısaca özetlersek manzara bu.
Sahada, medyada, sosyal medyada yükselen değer Muharrem İnce…
Erdoğan ne dese olmuyor.
Garip dedi olmadı.
Çırak dedi olmadı.
Komik dedi olmadı.

Bay Muharrem, Muharrem Efendi gibi küçümseyici ifadeler hem bu ülkenin cumhurbaşkanlığını yapan birine yakışmıyor hem de rakibi İnce’nin yelkenini şişiriyor. Açık oturumlarda nakavt olan meşhur yandaşları da unutmayalım. Dahası İnce’nin yakaladığı rüzgârda onların payını…
Apolet tartışması da aynı şekilde… Asker kışlada gerektir… Cephede gerektir. Bir partinin amblemi, sloganı altında bir partinin adayını, rakibine salvo yaparken alkışlayan asker, apoletini tartışmaya kendisi açmıştır zaten.  Ona artık apoletten, rütbeden çok rozet yakışır.
Aynı durum CHP toplantısında yaşansa da değişmez.
Sen Türk Ordusu’nun generalisin.  AK Parti ya da CHP ordusunun değil…
Diyeceksiniz ki Erdoğan’ın olası rakibi Abdullah Gül’e mesaj vermek için askeri helikopterle evinin bahçesine inen bir Genelkurmay Başkanı’nın olduğu ülkede Korgeneral’in alkış tutmasının lafı mı olur?  Siz de haklısınız! İmam yellenirse durumu yani…
Yeni sisteme henüz adapte olamayanlardanım. Tüm cumhuru yani hepimizi temsil etmesi gereken bir makamın sadece bir ya da iki partiyi, cumhurun yarısını temsil etmesine alışamadım/alışamadık henüz. Umarım alışamayız da…
Bugün nasılsa cumhurbaşkanı bizden, bizim partimizden diye bu durumdan açık ya da gizli keyif alanlar yarın CHP’nin ya da başka partinin cumhurbaşkanı karşısında ötekileştirilmiş, dışlanmış hissetmeyecekler mi kendilerini? Bu soruyu iç dünyalarında samimiyetle yanıtlasınlar...
Siyasi empati yapsınlar yani! Çünkü kaçınılmaz olan budur. 24 Haziran’da değilse başka bir Haziran’da… Mutlak iktidar diye bir şey yoktur.
*
16 yıl boyunca bu millet AK Parti’ye her şeyi verdi. Kapatma davasında verdi, e-muhtırada verdi, darbe girişiminde verdi. Yüzlerce yasada binlerce değişiklik yapmasına, devleti en güçlü şekilde yönetmesine imkân sağladı. 7 Haziran’daki 6 aylık uyarıyı saymazsak 15,5 yıl boyunca bu ülkeyi tek başına yönetmesini mümkün kıldı.
Getirdiği tüm referandum paketlerini öyle ya da böyle kabul etti. Devleti A’dan Z’ye teslim etti.
Sonuç: 2014’te 2 lira olan dolar neredeyse 5 lira… 3 lira olan mazot 6 lira… 50 lira olan tüp 100 lira…  Daha geçen yıl 12 lira olan çimento 20 lira…
Demek ki bir yerlerde bir şeyler yanlış gidiyor.
Metal yorgunluğu falan… Demek ki değişimi konuşmanın vaktidir. Millet 16 yılın hesabını elbet soracaktır.
Yapılan/verilen hesaba inanırsa yine ‘devam’ diyebilir. Yahut son birkaç seçimde olduğu gibi ‘daha iyisini, makulünü’ göremezse… Ama bu ülkeye artık ‘kötünün iyisinden fazlası’ lazımdır.

Seçmen neyi arıyor? Nasıl bir cumhurbaşkanı istiyor? Yeni cumhurbaşkanından neler bekliyor? Mevcut adaylar hakkında ne düşünüyor? Tüm bu soruların yanıtlarını biliyoruz.
Bana göre herkes bir parça biliyor.
Seçmen neyi aradığını tam olarak bilemese de neyi/kimi istemediğini çok iyi biliyor.
Efendim HDP kilit partiymiş de Kürt kökenli oylar sonucu belirleyecekmiş falan…
Geçiniz!
Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i… Aynı gemideyiz ve gemi ciddi şekilde su almışken, batıyorken kimsenin keman çalma lüksü yoktur, olmamalıdır. Olmadığını araştırmalarda da görüyoruz.
Adalet sadece Kürt’e mi lazım?
Ekonomi sadece Laz’ın meselesi mi?
Eğitim Boşnak’ın, Çerkez’in sorunu mu?
Sanmıyorum.
Aynı geminin yolcuları olarak derdimiz de ortak dermanımız da… Derdimize kim derman olursa geminin kaptan köşküne o geçecektir. 24 Haziran’ı son 16 yılın diğer seçimlerden ayıran en önemli şey nedir? Muhalefet cephesindeki kazanma arzusu, inancıdır derim. 16 Nisan’a göre iki kat artan özgüvenidir derim. Ve de Erdoğan’ın uykularını kaçıran da budur derim.
Şimdilik nokta.