AK Parti’nin Büyükşehir kulislerini kaleme alırken karşıma çıkan isimlere inanamadım.
Bir kısmı tanıdık.
Gönülsüz ve de zamansızca Diyarbakır’a gönderilen Vali Cahit Kıraç... Gezi Parkı sürecinin ‘yıldızı’ İstanbul Emniyet Müdürü Tireli Hüseyin Çapkın…
Nam-ı diğer destan Hüseyin!
Pektim CEO’su Kenan Yavuz’u daha önce de kaleme almıştım. Son dönem EXPO 2020 üzerinden öne çıktığını gördüğümde bu ihtimalin de yabana atılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Nükhet Hotar’ın ne denli istekli olduğunu anlamak için yerel gazeteleri takip etmek yeterli.
Balkan Platformu tarafından neredeyse ‘aforoz’ edilmek üzere olan Milletvekili Rıfat Sait, her fırsatta, her zeminde ‘ne denli güçlü aday’ olduğunu ortaya koyuyor.
Aydın Şengül’ün demeçlerini alt alta koyduğunuzda İzmir Büyükşehir’e istekli bir siyasi figürle karşı karşıya geliyorsunuz.
Sesi soluğu pek çıkmasa da bir önceki dönem bana göre ‘parti içi infaza kurban giden’ Cemil Şeboy’un da inceden bir niyeti vardı yakın zamana kadar.
Şimdilerde Buca için adı daha sık konuşuluyor.
EXPO’nun ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun Eski Kaptanı Mahmut Özgener’in ismini kulislerde canlandırmaya çalışanlarla da karşılaşmak mümkün.
Hatta CHP’den aday olmaya istekli görünen Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan’ın adını zikredenlerle…
Gezi Parkı sürecinde Erdoğan’la ayrı düşen Kültür Turizm Eski Bakanı Ertuğrul Günay’ın adı kulislerden neredeyse silindi. Burada Günay’ın bilerek geri çekilmesinin de rolü büyük.
Zorlama adaylar da var.
Örneğin Ege Üniversitesi Rektörü Candeğer Yılmaz gibi…
Siyasete meyilli olduğu konuşulsa da yakın zamanda görüştüğüm Yılmaz’dan bu yönde bir elektrik almadım. Aksine siyasete uzak ve de soğuk olduğunu düşünüyorum.
İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’ın aday olarak konuşulmadığı tek seçim herhalde bu...
Bana göre küçük bir ihtimalde olsa olası bir EXPO zaferinden sonra adı yeniden ‘sürecin gizli kahramanı’ olarak siyasi kulislere düşer mi bilemem.
*
Ben hala aynı noktadayım.
Yüzde 90 Binali Yıldırım… Kalan yüzde 10’luk ihtimalin büyük diliminde Milletvekili İlknur Denizli var. Ama tek başına değil elbette.
Yukarıda saydığım isimlerin hemen tamamının oransal bir karşılığı var. Ama küçük…
*
İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ın makamındaydım bugün.
Gezi Parkı’ndan başlayarak öyle netameli öyle hararetli bir sohbetimiz oldu ki İzmir’in seçim sürecini, adayları, kulisleri konuşamadık bile.
Kendisinin ‘dosyasını hazırladığı’ yönündeki iddiayı kabul etmiyor.
Ama ‘görev verilirse’ Karabağlar adaylığına ‘hayır’ deme şansının da olmadığını söylüyor.
Lakin yanlış anlaşılmasın diye ‘ilçe danışma meclisine’ bile katılmadığını ifade ediyor Akay…
Büyükşehir kulisleri hakkında ser verip sır vermese de görüşme odasından çıktıktan sonra aldığım bir telefon çok ama çok sürpriz bir ismin üzerinde duruyordu.
Telefonun öbür ucunda kimin olduğunu söylemeyeceğim.
Ama genel merkez düzeyinde etkin bir isim olduğunu söyleyebilirim.
Başbakan Erdoğan’ın futbola ne denli meraklı olduğundan başladı.
Ve TFF Başkanı Özgener’e dair planlarını anlattı.
Ona göre EXPO Yürütme Kurulu’ndan istifa etmeseydi AK Parti’nin adayı Özgener’di…
Hala küçük bir ihtimal var.
Ama Özgener’den de ‘sürpriz’ bir isim vardı aklında.
Hatta iddiasına göre bu konu Erdoğan’la o kişi arasında konuşulmuştu.
O isim İzmir’in yetiştirdiği en büyük futbol adamlarından biri olan Mustafa Denizli’ydi.
Merak etmeyin!
Milletvekili İlknur Denizli ile bir akrabalığı yok.
Muhtemelen AK Parti Büyükşehir adaylığı kulislerinde konuşulmak dışında ortak bir noktaları bile olmayabilir.
Hala şaşkınsınız.
Ben de bir süre şoku üzerimden atamadım.
Ama akla mantığa çok uzak da değil.
Siyasete ilişkin tek bir cümlesini hatırlamıyorum Mustafa Denizli’nin…
1949 Alaçatı doğumlu…
Yıllarca Altay forması giydi.
Üç büyük kulüpte şampiyonluk yaşadı.
İnişleri de oldu çıkışları da…
Ama Mustafa Denizli’yi futbol dışında bir alanda faal görmedik.
Siyasette hiç görmedik.
Urla sınırlarında dolaşan ve AK Parti’ye sırnaşan Tanju Çolak gibi değildi yani.
Bu ismi bana fısıldayanlar Denizli’nin geçen sezon hangi takımı çalıştırdığını sordu.
Futbolu takip etmesem de Bank Asya’daki Çaykur Rize’yi çalıştırdığını biliyordum.
Hatta Başbakan’ın memleketi Rize’nin teklifini ‘Erdoğan’ın ricasıyla’ kabul ettiğini duymuş, ligin bitimine iki hafta kala takımını Süper Lig’e çıkardığını kısa bir araştırmadan sonra öğrenmiştim.
Erdoğan’la Rize’den baki bir yakınlığı olduğu ortadaydı da…
Başkan adaylığı teklifini kabul eder miydi?
Yahut Erdoğan, İzmir’e Denizli’yi düşünür müydü?
Telefonun ucundaki isme göre ‘düşünebilir’di.
Ne de olsa Mustafa Denizli, öz be öz İzmirliydi.
Başarılı bir futbol adamıydı.
Kafaları karıştırırdı en azından…
Peki, Denizli bu işe ne derdi?
Emekliliğinde İzmir’e başkan olarak dönmeye sıcak bakar mıydı?
Ya da yakasına AK Parti rozeti takmaya…
Bana anlatılana göre Rize sürecinde Erdoğan’la iyi bir diyalog ortamı yakalayan Denizli, teklife sıcak bakar.
Erdoğan’ın aklındaki ilk ismin Binali Yıldırım olduğu bilinse de Erdoğan gibi bir ismin siyaseti tek bir ihtimal üzerine kurgulamayacağı en azından yumurtaların hepsini aynı sepete koymayacağı biliniyor.
Hakan Şükür’ü milletvekili yapan Denizli’yi de başkan yapmak isteyebilir sonuçta…
Ne dersiniz?