GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
5 Ekim 2013 Cumartesi

Mart kuzuları!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun artık geleneksel hale getirdiği Cumartesi etkinliklerinden sonuncusundaydım.
Bu kez temel atmadı. Kurdele de kesmedi.
Pasta kesti sadece.  ‘Süt Kuzusu’ projesinin yaş günü pastasını...
AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül ya da bazı çevreler eleştirse de 120 bin yoksulun kapısının çalındığı ‘Süt kuzusu projesi’ birkaç açıdan önemliydi. Bir yandan sosyal belediyeciliğin bir yandan da yerelde kalkınma modelinin doğru örneklerindendi.
Bir ara ‘Proje yaşına değdi diye etkinlik mi yapılır, pasta mı kesilir?’ sorusunu kendi kendime sorsam da çocukların yüzlerindeki gülümseme aldı götürdü soru işaretlerimi.
Ne kadar övünülse azdı belki.
Hem İzmir’in çiftçileri kazanıyor hem de daha kentin çeperlerinde yaşayan okul öncesi yoksul çocukların kursağından süt geçiyordu.
Tıpkı okul sütü projesi gibi… İzmir’den alınıp ülke geneline uygulanabilecek bir işti.
*
Aziz Başkan ‘Süt kuzularını’ seviyordu. Onları bir dedenin torunlarına baktığı gibi içten ve samimi bakışlarla süzüyor, bazılarını kucağına alıp, saçlarını okşuyordu.  Anne babalarının oylarını almaya çalışan bir politikacıdan çok sevgi ve şefkat dolu bir yerel yönetici, bir başkan vardı sahnede.
Ama sahne gerisinde ilginç bir manzara vardı. O çocukların gözlerindeki ışıltıyı yakalamaya çalışırken birileri de Aziz Başkan’ın gözlerindeki ışıltıya kilitlenmişti.
Kim bunlar, bunlar neyin kuzusu?’ diye sordum.
Bir bürokrat, siyasete de çok uzak olmayan bir bürokrat yanıtladı.
Mart kuzuları… Bir başkası, CHP üyesi bir başkası devam etti.
Kurbanlık kuzular…
İkisi aynı şeydi aslında.
Kurban Bayramı yakındı ama Mart’a dala çok vardı.
O yüzden Mart kuzuları benzetmesini tuttum.
Aziz Başkan’ı adım adım izleyen, bir anlık göz göze gelmek, minik bir tebessüme mazhar olmak belki bir fotoğraf çektirip Facebook’ta yayınlamak.
CHP aday adaylarını kast ettiğimi sanırım anlamışsınızdır.
İşleri zor. Eski alışkanlıklar kolay terk edilmiyor.
Genel merkezin siyaset dehaları tarafından 8 ay önceden sokağa atıldılar üstelik. Ankette çıkmak ve örgütte var olmak için bakkal-çakkal-manav-kasap demeden yüzlerce ziyaret gerçekleştiren, binlercesini öpen, el sıkan, baş okşayan aday adayları…
Parti büyükleri önünde diz çöken, takla atan…  
Hele hele de İzmir gibi CHP’nin iktidar olduğu bir kentte işleri hiç kolay değil.
Rakibi eleştirmeden kendilerini anlatmak zorundalar.
En büyük rakipleri mevcut başkanlar…
Trilyonlarca kaynak üzerinden en az 4,5 yıldır reklam yapan başkanlar.
Tüm bunların ötesinde Mart kuzuları için en büyük açmaz Büyükşehir adayları…
Kimilerine göre işi çoktan bitiren Aziz Başkan’ın etrafında olmak iddiasını Mart’a kadar taşımaya yetecek.
Kocaoğlu’nun 2 Eylül’de adaylık başvurusu yapmaması çoğunun kafasını karıştırsa da Ankara’dan gelen haberler onun bir adım önde olduğunu gösteriyor.
Süreci okumayı bilen ve doğru yerde durmaya çalışan aday adayları özellikle de (benim tabirimle) Cumartesi ayinlerini kaçırmamaya çalışıyor.
Mart kuzularından hangilerinin ömrü Mart’a kadar yeter kaçı 30 Mart günü ipi göğüsler şimdiden kestirmek zor.
Bana göre Kılıçdaroğlu’nun medya üzerinden aday ol çağrısı yaptığı Kocaoğlu’nun da kafası bu manada karışık. Çünkü mesele sadece Mart’ı görmek değil Nisan’a ulaşabilmektir artık. Nisan’a ulaşmak için de bir rüzgâr yaratmak, kente, seçmene yeni şeyler söylemek lazımdır.
Söylenmişi söylemeye devam etmekle, eski projelere makyaj yapmakla, süt kuzularına yaş günü pastası kesmekle o rüzgarın yaratılmayacağı açıktır.
*
Çünkü görünen odur ki AK Parti İzmir’de varlığını kanıtlamak için tüm gücünü kullanacaktır.
Sürecin en hazır ve en iddialı adayı Binali Yıldırım’ı sahaya sürmeye hazırlanmaktadır Başbakan Erdoğan.
Büyükşehir’i değilse de en az 10 ilçede en fazla 15 ilçede etkili olmaktır gaye…
İktidar olunan ilçe sayısını 1’den 10’a çıkarmak ve de Ağustos’taki köşk seçiminde 10 ilçenin rüzgârından yararlanmak.
Bunun için kabinesinin en çalışkan, üretken bakanını feda etmeye hazır bir başbakan, bir siyasi irade var Kocaoğlu’nun, CHP’nin karşısında…
Mart kuzuları ne kadar farkında bilmiyorum ama bu kentin en az 10 büyük ilçesinde seçim terazisi ortada duruyor. Hatta bazılarında iktidardan yana ağır basıyor terazi…
Ülkenin içinden geçtiği konjonktür, CHP’nin içinde bulunduğu açmazlar ve yerel aktörlerin yıpranmışlıkları…
Üstüne kenti dört yanından saran rant çetelerini de ekleyin…
Varın gerisini siz düşünün… Pek çok Mart kuzusu İzmir’i çantada keklik sanabilir. Gezi Parkı’na yahut iktidarın attığı Yeni Türkiye adımlarının kentte yarattığı sancıya güvenebilir.
Ama unutulmasın ki İzmir’in siyasal zemini son derece kaygandır.
Ve de İzmir 10 yılı aşkın süredir devam eden çatışma ikliminden yorulmuştur.
Binali Yıldırım gibi icracı bir isimle halkın karşısına çıkacak olan iktidar partisi, seçim kampanyasının ekonomik büyüklüğüyle de kentin tabanını yangın yerine çevirebilir ayrıca.
Bugünden Öğrencilerin Yurt krizini bile iktidara zeval getirir düşüncesiyle haber yapamayan, yazamayan İzmir medyasının nerede duracağını tahmin etmek de zor olmasa gerek. Uzun lafın kısası…
Mart kuzularının işi bugünden kolay görünmüyor. Çünkü kentin siyasal fotoğrafı flu.
İzmir’in siyasal fotoğrafının netleşmesi içinse öncelikle Kılıçdaroğlu’nun ikide bir medya üzerinden yaptığı ‘adaylık kararını açıkla’ mesajını Kocaoğlu’nun okuması ve de yanıtlaması gerekiyor.
Görünen o ki Aziz Başkan’ın kararını deklare etmesi biraz daha zaman alacak.
AK Parti’nin durumu, İzmir seçmeninin durumu, hangi ilçede kimlerin gideceği/kalacağı gibi sorular, kritik ilçelerin kimlerle alınabileceği, çarpışmanın hangi ilçelerde yoğunlaşacağı gibi veriler henüz elinde değil Başkan’ın…
Kentin dış ilçelerinden anket kokuları yükseliyor.
Kentin 10 yıllık başkanı olarak, siyasi tecrübesi ona çok şey söylüyor mutlaka. Ama o tecrübesinin yanında istatistik biliminin verilerini de görmek istiyor sanıyorum.
Genel Başkanının karşısına eli dolu çıkmaya hazırlanan Aziz Başkan’ın akşamdan sabaha değilse de orta vadede bu verilere göre iradesini şekillendirmesi, Ankara’ya gidip Kılıçdaroğlu’yla masaya oturması bekleniyor.
Ve de tarihi davasının Kasım’daki celsesi de unutulmamalı.
Gerek Kılıçdaroğlu’nun gerekse de Aziz Başkan’ın yakın çevresine yaydığı enerjiye göre adaylık meselesinde büyük bir sorun yok.
Ama siyasetteki yüzde hatta binde 1 ihtimali bile büyütmek lazım bazen.
Hem de içinden geçtiğimiz bu kritik zamanda…