GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
22 Temmuz 2011 Cuma

Yerinde bir tespit, yerinde bir hareket

Genel seçimin ardından AK Parti ile CHP arasındaki makasın daraldığını, 11 ilçede AK Parti’nin ipi göğüslediğini, 4-5 ilçede neredeyse başa baş noktaya gelindiğini, aradaki 5-6 puanlık farkın iyi bir strateji ile 2014 sürecinde eriyebileceğini söyledik, yazdık.
Bu sürece etki eden ‘bakan’ faktöründen, ‘miting/meydan, proje’ hatta ‘aday’ faktörüne kadar her ayrıntıyı gördük, ince eleyip sık dokuduk.
Ama bir noktayı atladık.
En son 12 Haziran seçimlerinden bir ay kadar önce yüzsüze görüştüğüm AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’la kahvelerimizi yudumlarken 12 Haziran ve 2014 seçimleri üzerine derin bir sohbete daldık. AK Parti İzmir’i alabilecek mi, hangi yöntemleri uygulayacak, hangi ilçelere ağırlık verilecek, neler yapılacak?
Ve yaklaşan kongre sürecinin sürece etkisi ne olacak?
Akay’a göre 12 Haziran seçimleri AK Parti’nin İzmir iddiası açısından önemli bir dönüm noktası… Partinin uzun süre tutunma mücadelesi verdiği yüzde 30 bandının 7 puan üzerine çıkılması zaten bunun en net göstergesi.
‘İzmir bizi dinledi, dikkate aldı’ diyor Akay öncelikle.  
Ve de devam ediyor: “Yapıcı politikalar, kentin çehresini değiştirecek projeler, doğru adaylar ve de teşkilatın gayreti’ olarak yorumluyor başarıya giden yolu.  
Seçime 10 gün kala CHP’yi en az ikiye katladığı Gündoğdu Mitingi’nin kentteki rüzgarı tersine çevirdiğini de sözlerine ekliyor tabi ki.
Buraya kadar hemen herkesin yaptığı değerlendirmeleri yapıyor aslında.
Ama bir ayrıntıyı atladığımızı hatırlatıp devam ediyor.
*
AK Parti hangi ilçelerde birinci oldu?
Bergama, Tire, Ödemiş, Kemalpaşa, Buca, Gaziemir, Bayraklı, Karabağlar, Menemen, Torbalı, Kiraz. Aliağa, Menderes, Bornova, Bayındır gibi ilçelerde de başa baş bir durum söz konusu. Peki, 2009 yerel seçimleri öncesi AK Parti İzmir’de kaç ilçede iktidardaydı?
Bergama, Tire, Ödemiş, Kemalpaşa, Buca, Gaziemir ve Aliağa…
Yani?
Yanisi şu…AK Parti 2009 öncesi kaybettiği yerel yönetimlerin bulunduğu ilçeleri (Aliağa hariç) geri almış durumda. Kentin yeni ilçeleri Bayraklı ve Karabağlar’da da 2007 seçim sonuçlarına göre AK Parti birinciydi. Her iki ilçede de yaklaşık 10 bin oy önde girdi 2009 yerel seçimlerine…
Özetle, AK Parti yüzde 37’lik İzmir sonucuyla adeta kentten silinip süpürüldüğü 2009 seçilerinin rövanşını almıştı.
Akay’a göre bu tablo, İzmirlinin kendilerine gösterdiği teveccüh kadar CHP’li yerel yönetimlere olan kızgınlığını da içinde barındırıyordu. Seçmen CHP’li başkanlara verdiği desteği çekmiş, yeniden AK Parti’ye dönmüştü. Tabi ki bu dönüşte yukarıda saydığımız ‘doğru aday, doğru strateji, kente yönelik projeler ve teşkilatın emeği’ etkili olmuştu.
*
Aslında CHP’deki yanlışlar silsilesiyle AK Parti’deki doğrular silsilesinin bir izdüşümünden başkaca bir şey değildi İzmir seçimleri. AK Parti her yönüyle ‘doğru’ bir süreç yönetmiş CHP ise aday belirlemeden listelere parti içi hesaplaşmalara kadar neredeyse her aşamasında ‘hata’ yapmıştı İzmir seçimlerinin.
Ve de ‘çalışan’ kazanmış, elması kızarmıştı.
*
Akay’ın yerel yönetimlerde kaybedilen ilçeler üzerinden bakıp 2014’ün taşlarını dizmeye başladığını görüyorum sohbetin ilerleyen bölümlerinde.
Kentteki siyasal kutuplaşmayı (2009 öncesinde olduğu gibi) yeniden alevlendirmeyecek bir üslup ve kentin yararına projelerin konuşulduğu bir süreç olacağını dahası olması gerektiğini savunuyor İl Başkanı Akay.
Laf yerine işin üretildiği, gereksiz polemiklerden olabildiğince kaçınıldığı, seçim vaatlerinin öncelik sırasına göre yerine getirildiği bir İzmir’de başarılı olmamaları için artık hiçbir nedenin kalmadığını da sözlerine ekliyor.
En kritik ilçelerin haklı olarak 90 bin fark yedikleri Karşıyaka ve 40 bine yakın farkın olduğu Konak olduğunu da kaydediyor.
Yani 12 Haziran seçimlerini doğru okuyor diyebiliriz.
Tabi ki bu iki ilçeye yönelik özel stratejilerin üretilebileceğinden de dem vuruyor.
*
Sohbetimizin ‘kongreler’ bölümünde ise kendinden gayet emin görünüyor.
Kendisini bu süreçte en iyi anlayacak isimlerin eski il başkanları yeni milletvekilleri (Ali Aşlık, Aydın Şengül, Nesrin Ulema, Hamza Dağ’ olacağını/olması gerektiğini dile getirip, ‘Onlar bu yollardan geçtiler’ derken sadece anlayış değil aynı zamanda da ‘destek’ beklediğini hissettiriyor.
Yaklaşan kongre sürecindeki en büyük tehdidin/tehlikenin teşkilat mensuplarının yerel seçimlere dönük hedeflerin olduğunu bildiğini söyleyen Akay, “Sonuçta burası Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) değil. Tabi ki arkadaşlarımızın geleceğe dönük siyasi iddiaları olacak. Ancak kimsenin kendi ikbalini, iddiasını partinin iddiasının üzerine taşımaması gerekir. AK Parti’nin İzmir’de geldiği noktanın, yakaladığı havanın dağılmaması adına bu şart” diyerek küçük bir uyarı gönderiyor teşkilat mensuplarına…
O da biliyor ki teşkilata hâkim olan büyük ölçüde yerel seçimlere de hâkim olur. Kongre sürecinde bir patlak- çatlak çıkarsa tam olarak buradan çıkar.
Ama hem kendilerinin hem de genel merkezin bu tür durumlara izin vermeyeceğini, partinin iddiasına zarar verecek herhangi bir girişime sessiz kalmayacaklarını vurguluyor.
*
‘Öküz öldü, ortaklık bozuldu’ derler… Seçim bitti ortadan kayboldunuz. Eskiden vekiller yaz sıcağında köy-kasaba dolaşırdı. Ne oldu, yıldılar mı, yoruldular mı diye soruyorum.
Olur mu hiç diyor Akay…
”Hepsine özel program yaptık. Ama 1. bölge milletvekillerini 2. bölgeye, 2. bölgedekileri 1. bölgeye yazdık. Sonuçta seçim sürecinde bölgelerine hakim oldular. Şimdi sıra İzmir milletvekili olarak kentin tamamına hakim olmakta. Çünkü onlar sadece bölgelerinin değil İzmir’in vekili oldular. Kısa süre sonra yoğun yaz mesaisi başlayacak.”
Geçtiğimiz hafta Ankara’da yaptıkları görüşmelerin çok verimli geçtiğini, kentin Ankara’dan artık daha farklı göründüğünü ekleyerek sürdürüyoruz sohbetimizi…
***
CHP’ye gelince… Günün en sıcak haberi Kılıçdaroğlu’nun Ödemiş İlçe Başkanı Emin Öztürk’ü araması…
Düşünün bir kez. CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır, partinin temel taşı Öztürk’ü disipline veriyor. Hem de tedbirli olarak. CHP Genel Başkanı ne yapıyor?
Telefonla arayıp gönlünü alıyor. ‘Sen üzülme, hallederiz’ gibilerinden şeyler söylüyor.
Öncelikle Kılıçdaroğlu’nu kutluyorum. CHP’nin ihtiyacı olan en önemli şeyin parti içi barış olduğunu gördüğü, yerinde bir hareket yaparak bu konuda harekete geçtiği için.
Tabi ki bu işin bir yanı… Öbür yanında ise Bayır’ın İzmir’de attığı adımların genel merkez tarafından özellikle de genel başkan tarafından onaylanmadığı sonucu çıkar ki o da bir süredir üzerinde durduğumuz ‘Bayır gidici’ yorumlarımızı destekliyor.
Bayır’ın gidici olduğu net de kim gelici?
İşte asıl soru bu.