GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
10 Temmuz 2011 Pazar

Ben balık tutarken…

Hem İzmir’in kavurucu sıcağından uzaklaşmak hem de baba ocağı Ordu’da bir süre tatil yapmak için ayrıldığım sürede neler oldu neler…
Yani ben Ordu’nun derelerinde balık ararken hem güzel ülkemde hem de İzmir özelinde yaşananlar bugünkü konumuz.
Öncelikle büyük bir teknik sorun yaşadık. Kimi ekranlardan 2 gün uzak kaldık. Bunun için siz okurlardan özür diliyoruz. Neyse ki sorun kısa sürede çözüldü. Ve en az 10 yıl bir benzerini yaşamamak için gereken önlem alındı.
İzmir’in ilçe belediye başkanları mekan kapatıp özel zirvede buluştu.
20 yıl öncesinde yaşanan Yüksel Çakmur-ilçe belediye başkanları çatışmasını hatırlatan bu yapılanma kent siyasetini yeterince ısıttı.
Kocaoğlu’nun yanıtıyla iyice gerilen İzmir’de 2014 seçimleri öncesi siyasal dengeler yeniden şekillenecek, kartlar yeniden karılacak gibi…
En sıcak gündemlerimizden biri olan CHP’deki kurultay imzası meselesi de kendiliğinden halloldu.
İmzacılar partinin içinde bulunduğu duruma yenik düşüp geri adım attı.
Ve CHP’nin yemin meselesi…
Başbakan Erdoğan’ın ‘Bakın tükürdüklerini yalayacaklar’ sözüyle zirve yapan krizde sona gelindi.
BDP’liler İmralı’dan gelen telkinle yemin kararı alırken CHP’de de PM kararıyla yemine yaklaşıldı.
Hangi PM mi?
18 Aralık kurultayında Kılıçdaroğlu’nun karpuz seçer gibi tek tek seçtiği ve yarısını milletvekili olarak atadığı PM..
Seçimde başarısız olup bu başarısızlığı örtmek, parti içi kurultay sürecini gölgelemek dahası gündemi değiştirmek için özellikle körüklenen yemin krizinde ne yazık ki CHP geri adım atıyor. Ve Kılıçdaroğlu boyunu aşan laflar söyledikten sonra ‘geri adım’ için PM’sini kullanıyor.
Yani Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi tükürdüğünü yalama noktasına geliyor.
Her neyse… CHP’de bu ve benzeri geri adımlar son bir yılda alıştık. Görünen o ki daha da alışacağız.
 Kendi adıma bu süreçte tek bir kişiyi anlamakta zorlandım.
Kılıçdaroğlu ya da Gürsel Tekin değil bu kişi…
Eski Genel Başkan Deniz Baykal.
Yemin krizinin arifesinde Kılıçdaroğlu’nun tavrını destekleyen Baykal’ın iki gün önce yüz yüze görüştüğü Kılıçdaroğlu’na yemin edilmesi yönünde baskı uyguladığı hatta ‘Siz etmezseniz ben tek başına yemin edeceğim’ şeklinde tehditvari çıkışını anlamakta zorlandım.
BDP ile aynı çizgide kalmamak için böyle bir adım atmış olabilir Baykal.
Ya da AK Parti’dengelen ‘ara seçim’ tehdidinde CHP’nin iyice eriyeceğini düşünmüş de olabilir. Ama her ne amaçla olursa olsun Baykal’ın geri adımını anlamak kolay olmadı.
Demek ki gelinen noktada O da Yeni CHP yapısının ‘geri adım kültüründen’ etkilenmiş.
Koskoca CHP’nin içinde bulunduğu ya da içine düştüğü/düşürüldüğü durum bu…
Bir ileri, iki geri… Mehteran takımı gibi…

*

Ama son bir haftada beni en çok etkileyen gündem maddesi protez bacaklı CHP milletvekili Şafak Pavey’in TBMM’de yaşadıkları oldu. 21. Yüzyıl Türkiye’sinden yürek dağlayan bir manzara…
Mesele etek kuralı ve ortaya çıkan protez bacağı da değildi.
Mesele, oturabileceği uygun bir odanın bile olmaması, düşünülmemesiydi.
Mesele halkın/milletin yüzde 7-8’isini temsil eden engellilerin TBMM tarafından unutulmuş olmasıydı.
İşte Ordu’nun derelerinde balık tuttuğum son bir haftada yüreğimde iz bırakan tek gündem maddesi buydu.