GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
26 Mart 2012 Pazartesi

Ve böyle buyurdu delege…

CHP Konak ilçe kongresinde Sosyal demokratlar Aytekin Tunus’a verdiği desteği geri çekince ortaya son derece ilginç bir tablo çıktı: Sinan Karamustafaoğlu ilçe başkanı olurken, yönetime de Aytekin Tunus’un ekibi seçildi.

Neden böyle oldu?
Sosyal demokrat gurup, saat 18.00’de seçimlere geçilirken desteğini geri çekme kararı aldı; çünkü, listeler açıklanınca görüldü ki, sosyal demokratların etkili ve nitelikli yönetim talebi yok sayılarak yönetim oluşturulmuştu.
Yedi il delegeliği vererek bu gurubu susturacağını hesaplayan Tunus, yaptığı hesap hatasını seçimleri kaybederek ödedi. O yedi ismin bu gurubu yönettiğini zannetmiş olmalıydı.
Dahası, Aytekin Tunus, eşini ve kız kardeşini il delegesi yazmıştı. Yani, söyledikleriyle yaptıkları arasında uçurum vardı. Liyakatin esas alınmadığı, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla listeler oluşturulduğu daha ilk bakışta görülüyordu.
Aytekin Tunus eski alışkanlıklarını sürdürmüştü. Ancak, delegeler eski alışkanlıklarını sürdürmüyorlardı; “biz bu oyunda yokuz” dediler.
 
Bir tarafta, solculuğunu göğsünü gere gere haykıran, içtenliğiyle delegeyi etkileyen, kimseyle pazarlık etmeden kendini ortaya koyan, gerçekten demokrasi talep eden Sinan Karamustafaoğlu;
Diğer tarafta, iki yıldır yaptığı çalışmaları göğe çıkarırken, o işleri birlikte yaptığı yönetimi bir ayak oyunuyla kapının önüne koyduğunu unutan Aytekin Tunus.
Adalet isterken, adaletsiz davrandığını unutan Aytekin Tunus.
 
Delege, seçime katılan iki guruptan birinin başkanına, diğerinin yönetimine, “birlikte çalışın” dedi. Bu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı parti içi demokrasi hareketinin bir sonucudur. Aytekin Tunus’un söylediği gibi, bir sabotaj değildir. Demokratik tepkiyi sabotajla karıştırmak hiç şık olmamış.
 
Gelelim asıl büyük sıkıntıya;
Kongre sürecinde seçimler nedeniyle tatlı bir heyecan yaşanıyor olabilir ama; ülke, İslamcı rejimin ve Kürt milliyetçiliğinin baskısı altındayken, kapitalist sistemin içine düştüğü büyük kriz nedeniyle dünyanın başı dertteyken, bölgede savaş rüzgarları eserken, siyasetin parti içi yer kapma mücadelesine indirgenmesi çok düşündürücü. Siyaset, partide bir yer tutmak için yapılıyor. Her şey bu amaçla söyleniyor.
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da toplanıyor, delegelerin umurunda değil. Bu konuda tek kelime edilmiyor.
Dünyada giderek büyüyen kapitalist sistemin krizi karşısında sosyal demokrat partilerin nasıl bir siyaset izlediği kimseler tarafından merak edilmiyor.
CHP fena halde kendi içine kapanmış bir siyasal parti görüntüsü veriyor. Bu görüntüden bir an önce kurtulması lazım.
 
CHP kongrelerini tamamlayıp kurultaya giderken, sosyal demokrat kimliğini oluşturmak ve dünyada yaşanan değişim sürecinin sosyal demokratlar tarafından nasıl yönetileceğini topluma anlatmak zorunda, eğer iktidara gelmek istiyorsa.
İktidar olmanın yolu sadece kongreler ve kurultaylardan geçmiyor fakat aynı zamanda parti ideolojisinin zamanın ruhunu yakalamasından geçiyor.
Başkana ve yönetime başarılar diliyorum.