GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
19 Mart 2012 Pazartesi

Halk kavramına islamcı bakış

AKP için halk ne ifade ediyor ve kimlerden ibarettir?
AKP’nin halk kavramını nasıl esneterek kullandığını görünce insan bu soruyu sormadan edemiyor.
Arka bahçesi olarak gördüğü toplum kesimlerini halkın bütünü gibi algılayan AKP, halkı ayrıştırmak pahasına, sekter ve pragmatist siyaset anlayışını sürdürüyor.
 
AKP’ye göre halk, inançlarının siyasallaştırılmasına rıza gösteren ve bu razı oluş sonucu kendilerini iktidara taşıyan kalabalıkların  adıdır.
Halkın pazar yerindeki kalabalık olduğunu düşünen bir gelenekten geldikleri için, zihinlerindeki halk kavramı son derece muğlaktır.
AKP zihniyetine göre; TÜSİAD üyeleri halkın bir parçası değildir, Atatürkçüler halkın bir parçası değildir, askerler halkın bir parçası değildir. Kendileri gibi düşünmeyen toplum kesimleri halkın bir parçası olamaz, olsa olsa halka karşı olabilir...
Toplumda farklı kesimlerin eğilimlerini yansıtan sivil toplum örgütlerinin dile getirdikleri görüşler, sadece AKP tarafından kabul edilebilir şeylere karşılık geldiği zaman halkın sesi ve sözü olarak benimsenebilir.
Demokrasiyi tramvay olarak algılayan AKP zihniyeti, halkı da kendi arka bahçesinden ibaret zannediyor.
 
AKP’nin islam normlarına göre tanımladığı halk içinde kendine yer bulamayan laik toplum kesimlerinin yaşadığı belirsizlik kaotiktir.
İktidarın kavgacı, ayrıştırıcı, ötekileştirici tutumunun ülkeyi getirdiği yerde kaos var.
Kaos, sosyal barışın bittiği yerdir.
 
1789’da baş kaldıran ve o gün bu gündür kapitalist sistemin iktidar paylaşımında yok sayamadığı halk ile AKP’nin halkı pek benzeşmiyor.
AKP’nin halkı teslimiyetçi, edilgen, kaderine razı, ne verilirse “Allah razı olsun” diyor. İnançlarını fikrin yerine koymuş bir halk. Bu halk AKP’yi iktidarda tutmanın yanı sıra, kapitalistlerin arzusuna göre yönetilebilir bir ülkeyi mümkün kılmaktadır.
AKP’nin halkı, bildiğimiz Türk halkına da pek benzemiyor; ibadet ile siyaseti birbirine karıştırmayan Türk halkı yerine, dünya işlerini ibadetle gören bir halk ikame ediliyor.
 
Cumhuriyet devriminin değerleriyle yoğrulmuş Türk halkı önce hibe ekonomisiyle tembelleştirildi; şimdi de önüne koyulan ümmet seçeneğiyle aklı karıştırılıyor.
Sistemin bütün parametreleri, islami yaşam tarzını toplumun biricik yaşam tarzına dönüştürmek için yeniden oluşturuluyor.
 
Müslüman halk olgusundan hareketle islam devletine, islam cumhuriyetine yönelen AKP, islamlaştırma politikalarının önündeki engel olan Cumhuriyet devrimi ile tehlikeli bir hesaplaşma içine girdi. Buna rövanşist siyaset anlayışı da denebilir.
AKP’nin hesaplaşmaya dayalı siyaseti, önü alınmazsa, halkları geri dönülmez biçimde birbirine düşürebilir.
 
AKP kadrolarının ileri demokrasiden ve halktan ne anladıkları enine boyuna sorgulanmalı ve tartışmaya açılmalı. Çünkü, bu kavramların ardına gizlenen diğer gündem giderek aleniyet kazanıyor; gizlisi saklısı kalmadı, İslamcı bir rejim kuruluyor.
APK ideologlarının halk ve demokrasi kavramlarına bakışlarının yamuk olduğunu düşünüyorum. O bakış açısında, bildiğimiz halk ve demokrasi yok.