GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Ağustos 2011 Salı

Şah-Mat!

Ortam karışık!
Ankara’da YAŞ, İzmir’de başkanlar isyanı…
İsyanı bastırmak için görev alan son isim Genel Başkan Yardımcısı AlattinYüksel…
Başkanların randevu talebine önce yeşil sonra kırmızı ışık yakan
Aziz Kocaoğlu…
Sonuçta, 29 Mart 2009’da İzmir halkının yarıdan fazlasının oyuyla seçilmiş ve sadece iki yıl sonra aynı masaya oturamayacak duruma gelmiş yerel yöneticiler.
Düşünebiliyor musunuz?
İzmir’in CHP’li başkanları aynı masaya oturamıyor ve aynı noktaya yumruk vuramıyor.
Neden de çok bahane de…
Bir Ankara klasiği olan Melih Gökçek-Çankaya Belediyesi gibi oldular neredeyse…
Kedi-köpek gibi didişiyorlar.
*
Bu tablonun örgütteki yansıması farklı olabilir.
Pek çok CHP üyesi/yöneticisi başkanlara ‘helal olsun, Aziz Başkan bunları hak etmişti’ diyebilir. Ya da Aziz Başkan’a ‘Aferin başkan, sakın bunlara yüz verme’ diyenler de olabilir.
Ama aslolan halktaki yansımasıdır.
Yani seçmende…
Seçmenin gözünde aynı masaya bile oturamayan, ayrı ayrı toplantılar düzenleyerek medya üzerinden birbirlerini suçlayan bir CHP’li yerel yönetim kadrosu görünüyor.
Bu kavga bir an önce bitmeli…
Ateşkesse ateşkes, barışsa barış.
Kim geri adım atacaksa atsın artık.
En azından bir taraf kazansın.
*
Kendi aralarında bile anlaşamayan, aynı masaya oturamayan bir kadroyu İzmir halkı yeniden seçer mi dersiniz?
Güldürmeyin adamı…
AK Parti neden bu konuda hiç sesini çıkarmıyor dersiniz?
İzmir’i teslim almak için ekstra çaba harcamalarına bile gerek kalmıyor da ondan.
CHP kamuoyunda yeterince rezil olduğu için olan biteni uzaktan ve sessizce izliyor, kıs kıs da gülüyorlar.
CHP’lilerin kendilerine yaptığını AK Parti yapamaz da ondan.
‘Bırak sarhoşu kendi devrilsin’ durumu yani…
*
İlçe belediye başkanlarının haklı talepleri var. Tek tek hepsinin sorunu, yanlışı, doğrusu var.
Kendi seçmenlerine karşı sorumluluklarını yerine getirirken Büyükşehir’den ‘kolaylık’ istiyorlar.
Kimse Büyükşehir’den iş, ihale istemiyor.
‘Bürokrasi engelini kaldır, gelirlerimizi arttır en azından yasal olarak Büyükşehir’e devredilen gelir payımız kadar ilçelerimize hizmet et, bir şey yaparken bize de danış’ diyorlar.
Şimdi bunun neresi yanlış ki!
Aziz Başkan kararsız…
Geri adım atmak da istemiyor isyan hareketini büyütmek de.
Tüm bunlar olurken kentteki imajını kaybetme, sivil toplum nezdinde zemin kaymasına maruz kalma ihtimali de cabası…
Kocaoğlu’nun yakın arkadaşı CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel isyanı bastırmak için görev aldı. İlçe Belediye Başkanlarını tek tek dolaşıp isyan ateşini söndürmeye çalışıyor. Ama aldığım duyumlara göre isyan ateşinin fitilini daha fazla ateşliyor Yüksel’in girişimi…
*
Başkanlar arasındaki birliktelik (ekip ruhu) aradan geçen bir ayda iyiden iyiye kuvvetlenmiş durumda. Yüksel’le görüşen her başkan toplantının sonunda birbirlerini arayıp bilgilendiriyor. Gece yarıları küçük zirveler düzenleyerek yeni stratejiler geliştiriyorlar.
Anlayacağınız bir nevi satranç maçı yapıyorlar.
Karşı tarafın hamlesine yeni hamleyle yanıt verip ‘mat’ olmaktan kurtulmaya çalışıyorlar.
Sürecin sonunda iki yapıdan biri ‘mat’ olacak.
Kim şah diyecek kim mat yapacak şu anda/şimdiden tahmin etmek zor!
Ama Kocaoğlu’nun taktiksel bir geri manevra ile hareketi etkisiz kılması olası…
Bugün bir adım geri atmak yarın iki adım ileri atmaya engel değil tabi ki.
*
Başkanlar Kocaoğlu-Yüksel yapısını dize getirirse sırada ilçe-il kongreleri var.
İlçelerinde seçimi kazanmak için 14’ü bir yere vuracak.
Delege delege çalışıp ilçe kongrelerini almak isteyen başkanlar il kongresi sürecinde Kocaoğlu’nu ve Yüksel’i masaya oturtmamak için çabalıyor.
Onlar da iyi biliyor ki, 2014 sürecine etki edecek örgüt önümüzdeki kongre sürecinden çıkacak.
İsyan cephesine baktığımızda ilçe kongreleri noktasında zorlanmayacaklarını görmek mümkün…
Karşıyaka’da sorun olmaz. Bornova yine bıçak sırtı geçer. Bayraklı, Karabağlar başkanlarla birlikte…
Tabi ki Kocaoğlu’nun eli de armut toplamayacak.
O da Büyükşehir’in manevi gücüyle ilçelere asılacaktır.
Yine ‘adam-şalgam’ süreci bekliyor İzmir’i…
 
 Not: Birkaç gün yokum dostlar… Biraz mola vermek icap etti. Yokum derken buralardayım.
Ama birkaç gün bu sütunlarda olmayacağım.