GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
12 Mart 2013 Salı

Rakıların Efendisi ve İzmir’deki ‘balkan’ savaşı!

Ülke siyaseti malum… Aylardır İmralı’nın etkisi altında…
Uzun bir süre daha İmralı etkisinin gündemdeki yerini koruması bekleniyor.
Ama İzmir siyasetinin gündemi sürekli değişiyor. AK Parti ile CHP arasındaki önemli savaş alanlarından biri olan İzmir’de siyaset kurumu da yerel gündemlerin etrafında dönüyor.
Çöp sorunu, stadyum meselesi, körfeze boca edilen kanalizasyon derken dünyanın sayılı derbilerinden biri kabul edilen Göztepe-Karşıyaka maçının BDP mitingi gerekçesiyle Pazartesine alınmasıydı siyasetin son gündemi…
BDP mitingi dolayısıyla yaşanabilecek bir güvenlik sorunu yüzünden kapalı kapılar ardında alınan ‘erteleme’ kararı önce taraftara sonra da bakan Yıldırım’a tosladı.
Ve yanlış hesap Bağdat’tan döner misali… Ankara’dan döndü. Ama yerel siyasetin asıl gündemi bence tüm bunlar değildi... 8 Mart’ta takılan bir rozet yukarıda saydıklarımın hepsinden fazla ilgi odağı oldu. O rozet Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından Kordon İşadamları Dernek Başkanı Ömür Şanlı’ya takılmıştı.
Kıyamet koparıldı.
Çiçeği burnunda Sağlık Bakanı’nın İzmir’e ilk ziyaretinde taktığı bu rozetin bu denli bir kıyamete sebep olmasına şaşırmadım diyemem. Çok şaşırdım. Çünkü yerel basın ‘Neden AK Parti’ye geçti?’ sorusuna yanıt arıyordu.
Beni şaşırtan AK Parti’ye taa 8-9 ay önce (12 Haziran 2012)’de il kongresinden önce üye olmuş Şanlı’ya bu sorunun yeni sorulmuş olmasıydı. Ya da Kordon’un Başkanı Şanlı’nın CHP’den istifa edip AK Parti Konak’a üye olmasının üzerinden 9 ay geçtikten sonra sorguya çekilmesiydi. Oysaki Şanlı’nın CHP’den istifa edip AK Parti’ye üye olduğu hatta AK Parti İl Kongresi’nde Ömer Cihat Akay’ın A Takımı’na gireceğine ilişkin haberlere de aynı medya imza atmıştı.
Egedesonsoz.com olarak biz bu rozeti ‘manidar’ bulmuş ve ‘AK Parti’de manidar rozet, Şanlı Müezzinoğlu ile döndü’ başlığını koymuştuk o habere. Ve haberimizin detaylarında Müezzinoğlu’nun taktığı rozetin birden çok mesaj barındırdığını en önemli mesajın da Şanlı’yı son dakikada listesinden çıkaran Akay’a verildiğini anlatmaya çalışmıştık.
Çünkü 2011 seçimleri öncesi İzmir’deki Balkan Platformu’nun CHP’ye önerdiği 3 vekil adayından biri olan Şanlı, Kocaoğlu ile yaşadığı ‘tente krizinin’ yorgunluğu ve Batı Trakya’dan tanıdığı Müezzinoğlu’nun davetiyle siyaset yolculuğunu AK Parti’de yapmaya karar vermişti. Yine Müezzinoğlu’nun referansıyla İl Başkanı Akay’la buluşmuş, ‘birlikte çalışma’ daveti almış, bu daveti yakın arkadaşlarıyla paylaşmış, ‘evet’ demiş ama son anda liste dışı kalmanın ya da ‘ortada bırakılmanın’ hayal kırıklığını yaşamıştı.
Tüm bunların yaşandığı tarihlerde Müezzinoğlu, AK Parti’nin Ege Bölgesi’nden Sorumlu Teşkilat Başkan Yardımcısıydı. En önemli görevi de İzmir ve Ege’deki Balkan-Rumeli kökenli simaları AK Parti çatısı altına toplamaktı.
Ve seçmen kitlesinin en az 3’te 1’ini Balkan Rumeli kökenlilerin oluşturduğu İzmir’de bu görev çok ama çok daha önem arz ediyordu. Açıkçası Müezzinoğlu’nun çok fazla şansı da yoktu. Çünkü İzmir’in Rumeli göçmenleri AK Parti’ye mesafeli bakıyordu. Ağırlıklı olarak bu mesafe nedeniyle CHP çatısı altında buluşan Balkan-Rumeli kökenlilere ulaşmanın tek yolu ‘bizim oğlan’ kültüründen geçiyordu.
Yani içlerinden birilerini transfer etmekten, aday göstermekten…
Bu İzmir ölçeğinde defalarca kanıtlanmış bir tezdi.
Merhum Piriştina’nın yaşarken siyasi efsaneye dönüşme nedenlerinden biri buydu.
Bornova’da Cengiz Bulut’un Buca’da Cemil Şeboy’un parti farkı olmaksızın defalarca zafer kazanmasının nedeni de bana göre buydu. Işılay Saygın’ın, Burhan Özfatura’nın hatta Yüksel Çakmur’un alt kimliklerine bakıldığında da ayrı tablo görülecekti.  
En çarpıcı örnekte 2002’de yaşanmıştı.
Altı aylık partisi ve beyaz gömleğiyle sahaya inen Makedonya kökenli Cem Uzan, İzmir’de bağırlara basılmış yüzde 18’lik oy oranıyla AK Parti’yi de geçerek ikinci sıraya oturmuştu.
O tarihlerde birileri Uzan’ın İzmir’deki başarısını ‘köfte/ekmeğe’ bağlasa da o başarının altında yatan Rumeli göçmenleri arasındaki ‘bizim oğlan’ dayanışmasından başkası değildi.
Siyasi kariyerinde İstanbul İl Başkanlığı gibi önemli görevler bulunan Müezzinoğlu da çok iyi biliyordu ki ‘balkan kilidi’ açılmadan İzmir’e girmenin imkânı yoktu.
Ve bu kilidi açmak tek başına Milletvekili Rıfat Sait’in harcı değildi.
Bana göre 8 Mart’taki tören gecikmiş bir özürdü. Yarı yolda bırakılmış Şanlı’ya bakan düzeyinde ‘iade-i itibar’dı. Belki asıl rozet İl Başkanı Ömer Cihat Akay’a takılmıştı.
Ünlü bir yazarımızın kaleminden çıkan ‘Rakıların Efendisi’ olmasa da o tarihlerde Gündoğdu Meydanı’na yakın ‘Biracı’yı çalıştıran Ömür Şanlı’yı son anda listesinden çıkaranlara…
Türk medyasının amiral gemisi kabul edilen Hürriyet’i uzun süre yöneten Ertuğrul Özkök’ün ‘Rakıların Efendisi’ olarak tanımladığı Ömür Şanlı’yı çok yakından tanırım.
2011 genel seçimleri öncesi CHP saflarındaydı. Onu CHP saflarına iten sadece Atatürk’le kurduğu coğrafi yakınlık değildi. AK Parti’de Müezzinoğlu’nun üstlendiği misyonu temsil eden Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’in referansıyla CHP’de şansını denedi Şanlı. Sonuçta CHP’nin Batı Trakyalısı Tamaylıgil referansı Şanlı’yı başka bir Batı Trakyalı olan AK Partili Müezzinoğlu’na kaptırdı.
Şanlı’nın AK Parti’yi tercih edişinde CHP’li Aziz Kocaoğlu ile yaşadığı tente krizinin etkisi mutlaka olmuştur. Ama yerel seçim beklentisini de unutmamak lazım.
Diyorlar ki ‘Rakıların Efendisi’ Şanlı’yı AK Parti aday yapar mı?
Sonuçta Ömür Şanlı Kordon İş Adamları Derneği Başkanı…
Ve yerel seçim öncesi kurulan Balkan Platformu’nun da başkanı…
AK Parti açısından durum bir taşla iki kuş! Ya da asla kıramadıkları/giremedikleri iki kapıyı ‘içeriden’ açma fırsatı… Kordon ve Balkan kapısını açma fırsatı…
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın ‘projeleri’ ile İzmir’de önemli bir mesafe kat eden AK Parti, CHP’ye asıl darbeyi Müezzinoğlu üzerinden başlattığı ‘Balkan/Rumeli’ hamlesiyle vuracak. 2009 öncesi parti içi infaza kurban giden Cemil Şeboy’un da Müezzinoğlu ile birlikte öne çıkma şansı arttı bana göre.
Sıradan bir sağlık bakanından çok Ege Bölgesi’nin siyasi kilitlerini zorlayan siyaset mühendisi olmaya aday Müezzinoğlu’na CHP’nin vereceği yanıtı merak ediyorum.
Geçtiğimiz günlerde Bornova’da geniş katılımlı bir Balkan/Rumeli toplantısına imza atan Aziz Kocaoğlu’nun hafta sonu Foça Gerenköy’de Bakırçay Ovası’nın Rumeli/Balkan kökenlileriyle toplantı yaptığını biliyoruz. Anlaşılan o ki yerel seçim projelerden çok Balkan/Rumeli kökenli seçmeni kapma yarışına sahne olacak İzmir’de…
AK Parti’nin ciddi ataklarına devam edeceği aşikar.
CHP’nin de boş durmaya niyeti yok.
Bizeyse izlemek, kayda geçmek ve de aktarmak düşüyor.
Son olarak ‘Rakıların Efendisi’ ilan edilen Şanlı’ya sordum.
Kordon denildiğinde birilerinin aklına neden ‘rakı/şarap’ gelir? Ve de siz de kendinizi ‘rakıların efendisi’ olarak mı görüyorsunuz? Kordon İşadamları Derneği Başkanı Şanlı’nın yanıtı Yavuz Sultan Selim’i andırıyordu.
Rakıların efendisi değil Kordon esnafının hizmetkârıyım. Ve İzmir’in simgesi Kordon’u ‘rakıyla, şarapla’ özdeşleştirmek sadece Kordon’a değil İzmir’e de haksızlık. Çünkü Kordon İzmir’in aynasıdır, demokrat ruhunun dışa vurduğu yerdir Kordon. Rakı içenle çay içenin, kola içenin yan yana aynı masada oturabildiği ender noktalardan biridir.
Sanırım bu yanıt şimdilik yeterlidir.