GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
22 Şubat 2013 Cuma

Özfatura’nın İzmir falı…

İzmir’in eski belediye başkanı Burhan Özfatura, Ege TV mikrofonlarına yaklaşan yerel seçimleri değerlendirmiş.
Özetle Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın İzmir’den aday olmasının Yıldırım açısından tenzili rütbe olacağını, Ertuğrul Günay’ın İzmir adayı olmasını/gösterilmesini beklemediğini ve Kocaoğlu’nun aday olması halinde seçimi kaybedeceğini söylemiş.
 
Öncelikle İzmir adayı gösterilmesi halinde Yıldırım açısından bunun tenzili rütbe olacağına ilişkin yorumuna takıldım Özfatura’nın…
Doğrudur. Binali Yıldırım Cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu hatta en başarılı ulaştırma bakanlarından biridir.
Lakin Bakan Yıldırım’ı göklere çıkarırken İzmir’i yerin dibine sokmak Sayın Özfatura’ya yakışmamıştır. Kaldı ki Bakan Yıldırım için doğru adresin İstanbul olduğunu bizler de söyledik, akl-ı selim olan herkes söylüyor. Ama tenzili rütbe yaklaşımıyla cümlesiyle değil.
İzmir gibi siyaseten ‘riskli’ bir kentten aday gösterilmesi siyasetin doğrularıyla örtüşmez.
Peki, nedir o doğrular?
Bu kadar süre (10 yıl) ülkenin en icracı bakanlık koltuğunda oturttuğunuz birini İzmir gibi AK Parti açısından her daim riskli bir yere göndermek siyaseten harcamakla eşdeğerdir öncelikle.
Oysaki AK Parti’nin 10 yıllık iktidarında hemen herkesin (partili/partisiz) icraatlarını beğendiği, hakkını teslim ettiği biri varsa o da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dır.
En başta 15 bin kilometre duble yol, havalimanları, binlerce kilometre raylı sistem, otoyollar, tüp geçitler, tüneller, limanlar, marinalar vb.
İdeolojik tartışmaların tarafı olmayan daha çok temel atma, kurdele kesme faaliyetleriyle yani proje bazlı çalışmalarla öne çıkan Yıldırım.
 Bence her seçimde oyunu artıran AK Parti’nin lokomotif gücü sınıldığı gibi sağlık bakanlığı ya da TOKİ değil ulaştırma bakanlığıydı.
Hal böyleyken Yıldırım’ın İzmir gibi riskli bölgeden ‘başkan adayı’ olması bana göre yanlıştır. En yüksek oyu alacak potansiyel aday o olsa bile…
Kaldı ki İzmir’e Erzincan’dan, İstanbul’dan kurtarıcı rolüyle gönderilmiş bir ismin 250 bin üyesi bulunan ve 10 yıldır iktidarda yer alan bir siyasi partinin en çok oyu alacak yerli adayına dönüşmesi kent siyaseti adına da ayrıca sorgulanması gereken bir noktadır.
AK Parti hükümetinin ‘bay proje’si Yıldırım’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığındaki en büyük tehlike de ithal/yerli açmazıdır.
Diyeceksiniz ki milletvekillerinin de yarısı ithal.
Olabilir. Ama belediye başkanlığı söz konusu olduğunda durum değişir.
Burada doğan olmasa da ‘burada doyan’ işi, ikamet adresi İzmir’de olan aranır.
Çocuklarını, torunlarını bu kente emanet edecekler aranır.
Kısaca koltuktan/makamdan ayrıldıktan sonra da sokakta karşılaşabileceğimiz (Özfatura, Çakmur gibi) biri aranır. Aranır ki yarın yapılan yanlışların da hesabı sorulabilsin.
Örneğin… 14 yıl önce (Mart 1999) yerel seçime 20 gün kala yapılan tapu işlemlerinde mülk sahibi belediyenin payının yüzde 11’e düşürüldüğü, halkın Basmane Çukuru olarak bildiği nam-ı diğer Dünya Ticaret Merkezi Projesi’nin hesabını Özfatura’ya bizzat sorabildiğimiz gibi… 
Sonuçta Bakan Yıldırım’ın zaten gönülsüz olduğu İzmir’den başkan adayı gösterilmesinin doğru olmadığını anlatmak için ‘tenzili rütbe olur’ demek olmamıştır. İzmirlilerin oylarıyla iki dönem (10 yıl) bu kenti yönetme şerefine nail olmuş birine hiç yakışmamıştır.
Kaldı ki bugün İzmir’in bazı eksikleri, diğer illerden geri kalmış yönleri varsa (bana göre abartıldığı kadar yoktur) bundan son 30 yılın 10 yılında başkan olan Özfatura da sorumludur.
Yaptıkları kadar yapamadıkları ve yanlış yaptıklarıyla…
 
Adeta 2014 seçimlerinin falına bakan Özfatura Ertuğrul Günay’ın bakanlıktan alınmasının yanlış olduğunu, Günay’ın İzmir’den aday gösterilmesini ya da olmasını beklemediğini söylüyor ve ekliyor: Olursa o da küçük bir ihtimaldir. Antalya olabilir.

Yıldırım’a ilişkin ifadesi nedeniyle eleştirdiğim Özfatura’nın bu sözlerine aynen katılıyorum. Kaldı ki Günay’ın olursa Antalya’dan olacağını daha önce ben de kaleme almıştım. Ayrıca EXPO yolcusu İzmir’in Kültür-Turizm Bakanı’nı kaybetmesi kent için büyük bir kayıptır. Bunu sadece ben değil CHP’li Aziz Kocaoğlu da söylüyor Mehmet Ali Susam da…
 
Gelelim Sayın Özfatura’nın 2014 falının can alıcı noktasına…
Kocaoğlu aday olmamalı diyor ve ekliyor: “Aday olmayacağım diyen biri aday olursa olmaz. Ayrıca Kocaoğlu aday olursa da kaybeder. Çünkü ekibini kuramadı, İzmir halkı şikâyetçi”

‘Binali Yıldırım’ın İzmir’den adaylığı tenzili rütbe sayılır’ ifadesi talihsiz de olsa bir tespittir. ‘Ertuğrul Günay’ın bakanlıktan alınışı İzmir için kayıptır’ ifadesi de yerinde bir tespittir.
‘Kocaoğlu aday olmamalı’ cümlesi ise tespitten öte bir temenniyi ifade eder.
‘Olursa kaybeder’ cümlesinin ne tespitle, ne temenniyle ilgisi vardır.
İşte tespitlerin, temennilerin bitip 2014 falının başladığı nokta burası.  
 
‘Fala inanma ama falsız da kalma’ demişler ya…
Peki, Özfatura’nın falı tutar mı?
Ekibi konusunda benim de bazı soru işaretlerim var. İzmir halkının, potansiyel adaylar üzerinden örgütün de kafası karışık. Lakin yürüyen dava, karşı karşıya kalınan baskılar Kocaoğlu’nu siyaseten yeniden diriltmeye yetmiştir.
2009’da yüzde 56,7 ile seçim kazanan Kocaoğlu’nun desteği bugün de yabana atılmayacak kadar çoktur. Özellikle de İzmir’in civar ilçelerinde, köylerinde esen Kocaoğlu rüzgarı halen dinmiş değil. AK Parti’nin aday sorunu yaşadığı süreçte Kocaoğlu’nun dava mağduriyetiyle yürüdüğünü düşünürsek Özfatura’nın falının tutma ihtimalini ben sizlerin takdirlerine bırakıyorum.
 
Not: Öte yandan Uğur Dündar ustanın bugün köşesine taşıdığı Kılıçdaroğlu’nun İzmir adayı öngörüsünü de dikkatinize sunuyorum. Kılıçdaroğlu ile görüşerek potansiyel adaylara ‘Hiç boşuna uğraşmayın’ diyen Dündar, İzmir’in bazı ilçelerinde değişiklik olabileceğinin de altını çiziyor. Dündar’ın Kılıçdaroğlu ile konuşarak kaleme aldığı yazıyı okurken hafızam beni 6 ay kadar geriye götürdü. Kılıçdaroğlu’nun memleketi Erbaa’da ‘Kuvva-i Milliyeci’ ilan edip elini kaldırdığı Kocaoğlu’nun o fotoğrafını anımsayıp, 23 Ekim 2012 tarihinde kaleme aldığım ‘Erbaa mesajı ve görünen köy’ başlıklı yazımı hatırladım.
Dönüp bir daha okudum. Uğur Dündar ustanın Kılıçdaroğlu ile görüşüp kaleme aldığı İzmir adayı öngörüsünün o tarihte tarafımdan aşağı yukarı aynı cümlelerle yapıldığını görmek mesleki açıdan haz verdi sadece. Mutlu oldum.
Lakin durum bu kadar net olmasına karşın süreç içinde hala bazı soru işaretleri var.
En önemli soru Kılıçdaroğlu’nun kafası ne kadar net olursa olsun Kocaoğlu’nun aday olmayı ne kadar istediğidir.
Düğümü çözecek olansa tarihi davanın gidişatıdır.
Olası bir mahkûmiyet kararından değil muhtemel bir beraat kararından söz ediyorum.