GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
11 Şubat 2013 Pazartesi

Ve Baykal anlamlı suskunluğunu bozuyor

Siyasetin tansiyonu her geçen gün daha da yükseliyor. Başbakan Erdoğan’ın bir taraftan İmralı öbür yandan Silivri gibi taban tabana zıt iki süreci itinayla yönettiği, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kaptırdığı ‘öte yüzde 50’yi’ ince manevralarla geri aldığı, başkanlık sistemi yolunda emin adımlarla yürüdüğü süreçte ana muhalefet CHP’nin hali pürmelâli içler acısı…  
Dahası ana muhalefet partisi CHP, yaşadığı kadro değişimini hala hazmedemediğinden iç sorunsallarıyla boğuşuyor. Yeni CHP’yi kurgularken renkli ama siyaseten acemi isimleri tercih eden medyatik ama tabansız kurmayları nedeniyle hem kamuoyu hem örgüt düzeyinde zor anlar yaşayan Kılıçdaroğlu’nun beklenen hamleyi bir türlü yapmaması ya da yapamaması sancının dozunu arttırıyor.
Son süreçte Hüseyin Aygün’ün aykırı çıkışlarıyla Birgül Ayman Güler’in anlaşılması zor demeçleri arasına sıkışan CHP’de gün geçmiyor ki yeni bir tartışmanın fitili ateşlenmesin.
Kimi senaryolara göre CHP Ankara’da en az 3-4 parçaya bölündü bile.
Milletvekillerinin medya önünde birbirlerini ağır dille eleştirdiği, neredeyse bazı vekillerin ‘ateşle barut’ misali yan yana bile gelmeye tahammül edemediği iddia edilen ortamda Kılıçdaroğlu’nun sükûneti sağlamakta zorlandığı vurgulanıyor.  
PM’de sert tartışmaların yaşandığı bilhassa ulusalcı kimliklilerle Yeni CHP unsurlarının çatışmasının gün be gün arttığı ortamda bir isim var ki olan biteni uzunca bir süredir uzaktan izliyor.
*
Son demeci ‘anlamlı bir suskunluk içindeyim’ olmuştu o ismin.
*
CHP’yi yakından izleyenler 'son lider' Deniz Baykal’dan söz ettiğimi anladı. Kaset skandalıyla alaşağı edilen ve tırnaklarıyla kurduğu yapı kısa sürede tasfiye edilen Baykal…
Hüseyin Aygün’le Birgül Ayman Güler arasına sıkışan Yeni CHP mayasının tutmaması, Kılıçdaroğlu’nun gereken hamleleri, müdahaleleri yapmaması ya da yapamaması üzerine hareke geçen Baykal, ‘anlamlı suskunluğunu’ bozmaya karar vermiş.
 
Hafta sonu bir gazetede 3-4 sütunluk bir haberin konusuydu bu önemli bilgi. Ama belki de o 3-4 sütunluk o haber CHP için bir dönemin sonu bir başka dönemin başı olacak kadar önemli bir kilometre taşıydı. CHP’yi ikinci kez kurup 18 yıl liderliğini yapan ciddi bir yükseliş eğrisi yakalamışken hala tam olarak açıklanamayan kasetli bir şantajla alaşağı edilen Deniz Baykal’ın bir süredir sessiz ve derinden bir yürüyüşe çıktığını biliyorduk.
Anadolu’yu karış karış gezen Baykal ‘anlamlı suskunluğunu’ ne zaman bozacak diye merak ediyorduk. Merakımı gideren haber hafta sonunda geldi. Bugün bu haberin peşine düşüp biraz daha perde arkasını aralamaya çalıştım.
 
Peki, neydi o çok önemli haber?
Eski lideri Baykal, şimdilerde Antalya Milletvekili sıfatını taşıdığı CHP’nin Parlamento Grubu’nu ‘kapalı’ toplantıya davet etti.
Toplantı yarın… Saat 11.00’de…
Bilindiği gibi CHP Grubu her Salı Saat 13.00’te toplanıyor.
Bilindiği üzere grup toplantıları çok eskiden olduğu gibi parti içi konuların konuşulduğu ortamlar olmaktan uzaklaştı. Tam aksine Salı günleri liderlerin birbiriyle aşık attığı bir şov niteliğinde yapılıyor grup toplantıları…
Deniz Baykal’ın basına açık gruptan 2 saat önce milletvekillerine ‘kapalı toplantı’ daveti yapması pek çok açıdan önemli.
 
Baykal’a yakın kaynaklar hatta Baykal’ın bizatihi kendisi bile ser verip sır vermiyor.
‘Yeni Anayasa konusunda partinin görüşü netleşmeli, İmralı i ve Silivri süreciyle ilgili CHP’nin ideolojik bir netliğe kavuşması lazım’ diyorlar.
Toplantıya ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu davet ediyor Baykal.  
Ve ayrım gözetmeksizin tüm milletvekillerini…
*
Peki, yarın o toplantıda neler yaşanabilir?
Öncelikle Kılıçdaroğlu’nun kapalı gruba katılıp katılmayacağı çok önemli.
Bu konuda kararın bu akşam saatlerinde verileceğini öğrendim.
Katılmadığı takdirde kaç vekilin Baykal’ın davetine icabet edeceği büyük önem taşıyor.
Kılıçdaroğlu katılmaz 100’ün üzerinde vekil kapalı gruba katılırsa CHP’de önemli bir değişim/dönüşüm sürecinin daha önü açılabilir.
Hemen Baykal’ın dönüşüne yormamak lazım tabloyu…
Deniz Baykal’ın geri dönmekten çok partinin kayan eksenini rayına oturmayı, ideolojik açıdan bulanan zihinleri berraklaştırmayı daha fazla önemsediğini tahmin ediyorum.
 
Kimilerine göre Baykal Yeni CHP yönetimine ideolojik açıdan muhtıra verecek.
‘Yeni Anayasa’da Türk kavramı çıkarılabilir, bizim için mahsuru yok’ diyen İzmir Milletvekili Rıza Türmen’e de, ‘Kurtuluş Savaşı Rumlara etnik temizlik için yapıldı’ tweeti atan Hüseyin Aygün’e de…
Hatta partiyi emanet ettiği acemi kadrolar nedeniyle gelinen noktada kontrolü sağlamakta zorlanan Kemal Kılıçdaroğlu’na da tarihi bir ayar niteliği taşıyor bu toplantı.
 
Daha fazlası için yarını beklemekte yarar var.
Ancak Deniz Baykal’ın yarın 2,5 yıldan fazla süren ‘anlamlı suskunluğunu’ bozacağı kesin. Kimileri için bu tarih bir çeşit milat niteliğinde.
Onlara göre artık CHP’de hiçbir şey eskisi olmayacak.
Düne kadar Baykal’ın konuşmasının hata olacağına vurgu yapan bu kesim bu süreçte susmasının hata olduğunu söylüyor.
CHP’nin başta Yeni Anayasa olmak üzere belirli konularda ideolojik açıdan netliğe kavuşması gerektiğini savunanlara göre Yeni CHP’deki kakafonik tablo nedeniyle artık mızrak çuvala sığmıyor. Birilerinin bir şey yapması gerekiyordu. Ve Baykal tabanın baskısına daha fazla dayanamadı.  Gördüğü lüzum üzerine harekete geçti.
Daha ne olsun…