GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
28 Eylül 2023 Perşembe

Övünelim mi? Dövünelim mi?

Şaka gibi!

Ama…

Vallahi de billahi de “şaka” değil…

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya..

Aralarında İzmir’in de bulunduğu dört il için müjde(!) verdi:

“Mobil Göç Noktası Uygulamasına başlıyoruz…”

Nasıl olacak bu uygulama?

Bakan Bey, özetliyor:

“22 Eylül'e kadar 42 bin 875 düzensiz göçmeni deport (sınırdışı) ettik… Sonuçta vizesi biten, ikamet izni biten 105 bin 488 yabancıyı uçağa bindirdik; Türkiye’den ayrıldılar… Daha önceden 89 bindi rakam... Sınırlara öyle iyi basıyor ki Milli Savunma Bakanlığımız 70 bin 796 engelleme yaptı kayıtlı engelleme bunlar, içeri almıyoruz…”

Bunları İçişleri Bakanı’ndan duyunca…

Şu “basit” soruyu sormak her Türk vatandaşının hakkı oluyor:

“Madem faydalı; neden bu uygulamayı 12 yıldır hayata geçirmedik, neden bastırmadık?”

Suriyeli mülteci kardeşlerimizin(!)

Bu güzel vatanın her köşesine yerleşmesine nasıl izin verdik?

Biz kendimizi doyuramazken…

Niçin 2011’den bugüne değin…

Ortalama “beş milyon” civarında mülteciyi besliyoruz…

Bu resmi rakam…

Beslediğimiz kaçakları da koy üstüne…

Al sana “10 milyon”luk bela(!)

***

Aslında bize sığındıkları filan yok!

Biz “yol geçen” hanıyız!

Sınırlarımızdan elini-kolunu sallayarak giriyorlar…

İlk fırsatta…

“Rota Avrupa…” diyerek…

Denize açılıyorlar…

12 yıldır…

“Bot ve cankurtaran yeleği” satanlar…

Beş-10 kez köşeyi döndü…

Biz hala…

Komşu’nun (Yunanistan) lastik botunu patlattığı mültecileri…

Aman, boğulup ölmesinler diye…

Denizden toplayıp battaniyelere sarıyoruz…

Masrafa bak!

TV haberlerindeki kadın ağlamaklı…

Acısını diye getiriyor…

“Okula giden yavrumun beslenme çantası boş… Sadece bir şişe suyu var…”

Azrail’in elinden aldığımız Suriyeli’ye ise…

Ekmek arası köfte…

Layık mı Türkiye bu tabloya?

***

Dünyada en çok mülteciye kucak açan ülkeyiz!

Neye yarıyor?

“İnsanlık namına…” deyip, geçebilir miyiz bu sorunu…

Bu basit bir “sığınmacî” olayı değildir…

Bu tablo…

Son derece net bir “işgal” olarak tarihe geçecektir…

Ve…

Sonuçta…

Bu milletin önünde iki seçenek kalacaktır:

“Övünelim mi? Dövünelim mi?”

***

Yav, inanılacak gibi değil…

Adam, karısı ve beş çocuğu…

Elini kolunu sallayarak sınırımızdan içeri giriyor…

Mülteci dediğimiz…

Suriyeli değil, sadece…

Afganlar var… Afrikalılar var… Bergladeşli’ler var… Pakistanlılar var…

İzmir’in Basmane semti…

12 yıldır sığınmacıların “sığındığı” başkentten farksız…

Bizim kadim kentin kalbini…

Halep’e filan mı benzetiyorlar acaba?

Belediye…

Arapça tabelaları indiriyor…

İki gün sonra yenisi asılıyor o tabelalının…

***

Suriyelilerin en çok yaşadığı ilk 10 şehir sizi şaşırtmasın:

İstanbul… Ankara… İzmir… Bursa… Hatay… Gaziantep… Şanlıurfa… Mardin…

Bunlar…

Bu kentlere demir attı…

Hiçbir yere gönderemeyiz bu saatten sonra…

Peki…

Sığınmacı işgalini durdurabiliyor muyuz?

Mümkün değil…

Kader dediğin, galiba bu işte!

***

Bitiriyoruz…

Atasözünde olduğu gibi…

Ne yazık ki…

“Yanlış hesap Bağdat’tan dönmüyor!”

Bir iddiaya göre…

Doğurganlık oranı bizden beş kat fazla…

Amerika Birleşik Devletleri gibi…

Demografik yapımız…

Çoktan bozuldu…

Gelecekte…

Türkiye'nin nüfus  popilasyonunun ne hale geleceğini…

Varın siz hesaplayın!

İşgal altındayız…

Ve…

Umursamıyoruz bile…

Vah bize!

Nokta…

Hamiş: Seversiniz, sevmezsiniz… Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ diyor ki: “Sığınmacı istilasına uğradık… Sınırlarımızı kapatalım ve mevcut sığınmacıları da acilen memleketlerine geri gönderelim…”

Sonsöz: “Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden önce açar; ne güneş vaktinden önce doğar… Bekle, senin olan sana gelecektir… / Hz. Mevlana…”