GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
18 Eylül 2023 Pazartesi

CHP’ye lider olursa ne yaşanır?

Yıldız tarihi; 6 Mayıs 2010…

Yaklaşık...

Bugünden 13 yıl 5 ay önce...

Saatler...

Türkiye’nin gece yarısını geride bıraktığını gösteriyordu...

O da ne?

Sosyal medyada dolaşmaya başlayan “malum” görüntüler...

CHP’nin çatısına adeta bomba gibi düştü...

Partiyi 1992’de yeniden kuran...

Yarım asırlık tecrübe, 18 yıllık Genel Başkan Deniz Baykal...

Bir, iki gün evine kapandı; düşündü...

Takvimler 10 Mayıs 2010’u gösterirken...

CHP’ye veda ettiğini açıkladı...

Giderken çok anlamlı bir cümleyi tarihe kayıt olarak seslendirdi:

“Umarım tüm bu yaşananlar ve istifam Türkiye'de yeni bir uyanışın başlangıcı olur... İnşallah bir kez daha şer’den hayır çıkar, hile hurda yapanlar değil dürüst ve namuslular kazanır...”

Ve ardından CHP’de kaos başladı...

Genel başkanlık koltuğuna kimin oturacağı tartışılırken...

CHP'de bir isim öne çıktı:

Baykal’ın (o tarihte) 53 yıllık arkadaşı...

10 yıllık genel sekreteri, partinin ikinci adamı Önder Sav...

Kaset iddialarıyla yara alan siyaset yoldaşı Baykal’ın...

Artık CHP’ye katkısının olmayacağını anlamıştı...

Müthiş cesur bir karar aldı...

O süreçte...

En az iki – üç kez...

“Kesinlikle aday değilim...” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu...

48 saat içinde Genel Başkan adayına dönüştürdü...

Ve...

O Kılıçdaroğlu...

22 Mayıs 2010’da gerçekleştirilen ve...

Tek aday olarak girdiği Kurultay’da...

CHP’nin “yedinci” Genel Başkanı oldu...

...Ve, an itibarıyla...

“13 yıl 120 gündür”...

Altıok’lu partinin bir numaralı koltuğunda oturuyor...

Bu süre içinde...

12 Eylül Anayasa Referandumu’ndan başlayarak...

14 ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı sandıkları dahil...

“Tam 11 seçim kaybetti”...

Ve sonuçta...

CHP’de aylardır devam eden “lider değişsin” hareketi...

Sonunda ete-kemiğe bürünmeye başladı...

***

13 buçuk yıl önceden bugüne...

Bu filmin akışına...

Ve, özellikle de bugünlerde...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu talip olanlar var...

İstanbul’un Reisi İmamoğlu, en erkencilerden...

Ancak şu sıralarda suskun...

Neden?

Çünkü...

Geçen hafta TV yayınında Kılıçdaroğlu şöyle dedi; kapıları kapattı!

“Bir insan bir görevde başarılıysa, neden değiştirilsin? Elbette İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımızdır..."

Bu konuda...

Ciddi ve etkili atak yapan bir diğer isim ise...

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel...

Büyük ihtimalle...

Bu toprakların (Ege) görüp görebileceği...

En sıcak, en anlamlı, en heyecanlı “belagat” ustası...

Sözle “inandırma / etkileme yeteneği” sınırsız bir siyasetçi...

Önceki gün İzmir Kongresi’ndeydi...

Bazı politikacılar gibi...

“Ortada direk var; yandan geç!” demedi...

Bilakis...

Kalplere seslendi:

Taş atanlar değil kalp yapanlar kazanacak... Laf atanlar değil, dinleyenler ve olgunlukla karar verenler CHP’ye daha çok katkı yapacak...”

Aynı zamanda...

Sözünü dudaktan...

Gözünü budaktan esirgemeyen bir politikacı olduğunu...

Bi’kez daha yüzlerce CHP’linin önünde sergiledi...

Kürsüde, kaptırmış konuşuyordu...

O sırada bir grup partili...

Kılıçdaroğlu lehine slogan atmaya başladı...

Elinde mikrofon gençlerin yanına gitti ve...

Onlara şöyle seslendi:

“Hepimiz Kılıçdaroğlu'nun yanındayız; yapmayın bunu... Size kim bu talimatı verdi bilmiyorum ama beni Süleyman Soylu bile susturamadı...”

Nitekim...

Bu kentin bir adım ötesindeki Şehzadeler kentinde doğmuş / büyümüş...

İzmir’in adını bile...

“CHP’nin Sancak Gemisi” olarak sıfatlandıran Özgür Özel’in...

“Altıok’un Kaptanı olmaya hazırım!” demesi...

Kimi ya kimleri huzursuz yapıyor?

Madem bir “endişe” yaşıyorsunuz...

Neden “beşinci kez milletvekili” olmasına izin verdiniz?

***

Tecrübeyle sabit!

Bizim memlekette...

Kim “hayırlı olacağına inandığı bir işe” adım atmaya kalkarsa...

Anında şu soruyu sorarız:

“Arkanda kim var?”

Huyumuz kurusun; merak ettiğimizden değil...

Bi’ihtimal...

Ayağınız bi’yerlere takılıp düşerseniz...

Acaba, “Sizi kurtaran biri çıkar mı?” diye, fal açtıkları içindir!

Özgür Özel, gencecik yaşta “fırtınalı politika denizi”nde...

Kulaç atmaya başladığı için...

“Arkanda kim var?” sorusuna...

Türkiye’nin pek de alışık olmadığı...

Bir cevap silsilesi ile karşılık verdi...

Hepsi...

Ama hepsi...

Birer Türkiye gerçeğiydi ve her biri film olacak hikayelerdi...

CHP’nin “bir numaralı” koltuğu için çıktığı yolda...

Kimlerden güç aldığını sıraladı...

Özetleyivereyim; iki satırda:

Ekmeğini çöpten çıkaran kağıt toplayıcısı Bağder Bey’den, süt veren ineğini kesen Meliha Hanım’a... Ergenekon’da canına kastedilen Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Hanım’dan, Kaz Dağları’nı savunan Hanife Teyze’ye kadar...”

***

Bu toprakların evladı...

Şehzadeler kentinde doğdu; bi’daha hiç terk etmedi...

Milletvekili olduğunda henüz 37 yaşındaydı...

Beşinci dönemdir...

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Manisa Milletvekili...

Yıllarca CHP Grup Başkan Vekilliği görevini üstlendi...

***

Lider dediğin gökten zembille inmiyor...

Ya sandık konuyor er maydanına...

Ya da...

Bi’takim olaylar zinciri yaşanıyor; yıldızlar parlatılıyor!

İşte...

Ekrem İmamoğlu’nun başına gelenler...

Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla...

İstanbul’un Belediye Başkanı iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası aldı...

Bu karar...

İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay'da kesinleşirse...

İmamoğlu'nun belediye başkanlığı düşecek...

Üstelik hiç bir seçimde aday olamayacak...

Asıl sorulması gereken soru şu:

“CHP neden bu acıklı gelişmeleri yaşıyor?”

Böyle bir örnek varken ortada...

Özgür Özel’in...

Atatürk’ün partisinin başına gelmek için çaba göstermesi yanlış mı?

Yoksa?

CHP hala “hizip”ten yana mı?

***

Bitiriyoruz...

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan...

Beş ay sonra 70 yaşına giriyor...

39 yaşında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu...

46 yaşında AK Parti’yi kurdu...

47 yaşında 363 milletvekili ile iktidar oldu...

49 yaşında artık Başbakan’dı...

Cumhurbaşkanı olduğunda 60 yaşındaydı...

Ve hala Cumhurbaşkanı...

Özgür Özel’e gelince...

Henüz 48 yaşında...

Ekrem İmamoğlu ise 52 yaşında...

Sayın Kılıçdaroğlu’na gelince...

Devlet Bahçeli’den bir yaş küçük, 74’ünde...

Dört ay sonra...

O da 75’inci yaşını kutlayacak...

Özetle...

“Biraz gençleşse CHP; kime zararı var?”

Cumhuriyet Halk Partisi’nde...

Genel Başkan koltuğundan kalkmamak...

Bir “siyasi model” olmuş; nedense...

Kurucu lider Atatürk’ün üstlendiği 15 yılı saymazsak...

(...ki, tam gençliğin göbeğinde 42 yaşındaydı...)

İsmet İnönü, 33 yıl...

Bülent Ecevit ise, 8 yıldan fazla Altıok’a liderlik yaptı...

(Kaldı ki, Ecevit vefatından iki yıl önce aktif siyaseti bırakmıştı...)

Deniz Baykal, üç kez genel başkan koltuğuna oturdu...

Toplam, 16 yıl o görevi yerine getirdi...

Vefat ettiğinde...

84 yaşındaydı ve Antalya Milletvekili’ydi...

Sayın Kılıçdaroğlu’nu zaten biliyorsunuz...

Seviyor, koltuğunu...

Kim sevmez ki...

***

Bitiriyoruz...

Bizans medyasında...

Daha fol yok, yumurta yokken bile...

Özgür Özel için...

“CHP’de geleceği parlak bir politikacı...” diyenler de vardı...

“Liderlik kumaşı yok ama iyi ikinci adam olur...” teşhisi koyan da...

Acaba?

Özgür Özel ile Kılıçdaroğlu’nun “kapışması”nı bekleyenler mi var?

Hatta...

Konumuzun “koltuk ihtirası” bölümüyle ilgili...

Yakın geçmişten “şık” bir örnek sunalım...

Bir yıl önce...

Hemen hemen bu tarihlerde...

İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth bu dünyadan göç etti...

O sırada 96 yaşındaydı...

Kocası ondan önce bu dünyaya veda etmişti...

Babasının en büyük kızı olduğu için tahta o çıkmıştı...

70 yıl(!) boyunca...

Birleşik Krallık ve aralarında...

Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın da olduğu...

İngiliz Milletler Topluluğu üyesi 14 ülkenin kraliçesi oldu...

70 yıl içinde...

15 İngiltere başbakanı gördü...

Büyük oğlu Üçüncü Charles tahta geçtiğinde 73 yaşındaydı...

Demem şu ki...

Şu meşhur Latince atasözü kıymetlidir:

“Homo homini lupus...”

Türkçesi...

“İnsan, insanın kurdudur!”

Yani...

“Ne demek istiyor bu özlü söz?”

Eee, bi’çuval şu yazıyı yazdıktan sonra belli değil mi?

“İnsana zarar veren yine insanın kendisidir!”

Nokta...

Hamiş: Yazının girişindeki merhum Deniz Baykal’ın, CHP’ye veda ettiği süreci anlattığım bölüm, meslektaşım Ümit Yaldız’ın, 13 yıl önce “Altıok’un efsane Genel Sekreteri Önder Sav” ile Ege’de Sonsöz için yaptığı röportajın “yaşanmış” izlerinden kaleme alındı...

Sonsöz: “Zor bir durumdan çıkmanın en iyi yolu, içinden geçmektir... Çünkü, cesaret Cennet’e, korku ise ölüme sürükler... / Anonim...”