GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
28 Şubat 2013 Perşembe

Oskar Ödülü’nün sırıtan yüzü, oryantalizm

Bu yıl,1979 İran İslam Devrimi sonrası yaşanan rehine krizini konu alan Hollywood yapımı Argo filmi, En İyi Film Oscar’ına layık görüldü. Argo, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılıp 52 ABD’linin rehin alınması sonrası yaşanan olayları anlatıyor. Filim CIA’ın, o hengamede elçilikten kaçmayı başarıp Kanada Büyükelçiliği’ne sığınan 6 ABD vatandaşını İran’dan kurtarmak için yaptığı operasyondan esinlenmiş.
Argo filmine,İran’ın yanı sıra Batı medyasından  da eleştiriler geldi. Eleştirmenler,filmin  İranlıları karanlık yüzlü , aşırı dinci, fanatik ve cahil olarak gösterdiğini,  sahte bir Batı eleştirisi yaptığını,sözde dürüst bir yaklaşımla izleyenlere, Batı’yı‘üstünlük taslamayan üstün taraf’ haline  getirdiğini belirtiler.
Aslında bu yeni bir şey değil. Örneğin, 2006 tarihli ‘’300 Spartalı’’ adlı filimde, Antik Yunanlılar, kendilerinden sayısal bakımdan çok üstün, vahşi ve aptal olan Pers ordularına karşı yiğitçe direniyor ve Doğu’ya karşı ahlaki bir zafer kazanıyorlardı. 2004 tarihli ‘’Büyük İskender’’ filmi de aynı görüşün yansıması değil miydi? Türkiye’den ise “Gece yarısı Ekspresi” ya da son çevrilen Bond filmi olan “Skyfall” da bunlara örnek olarak verilebilir.
Özetle,  Amerikan ve Batı Merkezli filmlerin, oryantalist bakış açısı ile çevrildiğini görmek gerekiyor.
ORYANTALİZM NE?
Oryantalizm yaklaşımına göre; “Batı,Dinamik,Doğu ise Değişmez/Durağan”dır. Bu bağlamda, “ Dinamik Batı; yenilikçi, becerikli ve hareketlidir. Akılcı ve Bilimseldir. Özgün, demokratik, anlayışlı ve dürüsttür. Uygardır. Ahlaki ve ekonomik olarak ilerlemecidir.”
Doğu ise; “Taklitçi, cahil ve edilgendir. Akılcı değildir, batıl ve geleneklerine bağlıdır. Tembel, dengesiz ve doğaldır. Mantıksız ve duygusaldır. Esir ruhludur, disiplinsiz, anlayışsız ve ahlaksızdır. Uygar değil, barbardır. Ahlaki olarak geri ve ekonomik olarak durağandır” şeklinde kabul edilir.
Oryantalistler, tarih erdeminin ilerleyicisi olan Batı’nın(iyiler),Doğu’ya(kötüler) karşı sürekli egemen olmasını  doğal görürler.
ORYANTALİZM EMPERYALİZMİN BİR ARACI MI?
Dünya tarihinin ilerlemeci öyküsünün Batı kaynaklı olarak kabul edilmesine karşı en yetkin bilimsel eleştiri, 1978 yılında E. Said’in kaleme aldığı Oryantalizm (Şarkiyatçılık) adlı kitabıyla dile getirilmiştir.
 Said’e göre, Oryantalizm’in birbiriyle bağlantılı üç anlamı vardır.
Birincisi: Oryantalizm, “Doğu  Bilimi Araştırmaları” gibi okullara sahip akademik bir ilgi alanı,hatta bir disiplindir.
İkincisi,”Oryant” ile Batı ile Doğu arasındaki varlık ve doğa açısından ayrımını dile getiren bir düşünce tarzıdır.
Üçüncüsü ve belki de en önemlisi Oryantalizm, “Doğu üzerinde egemenlik kurmak, onu kendisinin çıkarı doğrultusunda yeniden yapılandırmak ve otorite sahibi olmak, daha ilerisi Doğu’nun insanları ve topraklarının Batı tarafından ele geçirilmesi amacıyla” geliştirilen Batılı bir söylemdir.
HUNTİNGTON NE DİYOR?
Yazıyı Günümüz Oryantalisti Huntington ile sonlandıralım.
Huntington, oryantalist yaklaşımlarını, dinsel temelli bir farklılığa dayandırıyor ve “Batı uygarlığının değerleri evrensel değildir, bunlar yalnızca Batıya özgüdür, dünyanın geri kalan kısmı ise "farklı" dır.” diyor.Huntington, Türkiye'yi de İslam ve Batı medeniyeti arasında bocalayan bir ülke olarak görüyor ve Atatürk'ün mirasının olduğu gibi yadsınması da öneriyor. Geliniz bu günlerde, Atatürk Cumhuriyeti yerine ”Türkiye’de Yeni bir Cumhuriyetin kurulmakta olduğunu” dile getirenlere bir gönderme yapalım. Acaba Onlar, Said’in yazdığı gibiDoğu’nun insanları ve topraklarının Batı tarafından ele geçirilmesi amacıyla” geliştirilen Batılı bir söylemin” Türkiye’deki  temsilcileri mi?