GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
16 Kasım 2011 Çarşamba

O anketin 'gör' dediği

İzmir üzerine yaptığı periyodik araştırmalarla dikkat çeken İntegral, genel seçim sonrası değiştiği iddia edilen İzmir’in nabzını/algısını bir kez daha tuttu/ölçtü.
İki gündür manşetlerden yayınladığımız anket haberinin satır aralarındaki şifrelerde sıra.
Onu çözmek de bizim işimiz.
*
12 Haziran sonrası kentin en büyük tartışma konusu, İzmir’in AK Parti’ye kaydığı iddiasıydı. Kentteki sosyal algının yön değiştirdiği, rüzgarın tersten esmeye başladığı, siyasal zeminde ciddi fay kırıklıklarının, kaymaların yaşandığı iddiaları taksi şoförlerinden, gazete sütunlarına kadar her yerde hissediliyordu.
Bu tablonun oluşmasında kuşkusuz AK Parti’nin seçim öncesi iki bakan, 35 proje ile İzmir’e yüklenmesi kadar CHP’nin içinde bulunduğu kaotik durum da belirleyici bir faktördü.
AK Parti tarihinde ilk kez İzmir’de yüzde 30’ları aşıp 40’lara yaklaşmış, 2009 seçimlerinde CHP ile arasındaki 20 puanlık (il genel meclis seçimleri) oy makasını yeniden 2007 genel seçimleri seviyesine çekmeyi başarmıştı çünkü.
Aradaki makas daralırken tam 11 ilçede (ki aralarında Bayraklı, Karabağlar, Buca, Gaziemir gibi büyük ilçeler de var) seçimi önde tamamlamış, 4 ilçede CHP’yi yakalamış, hemen tüm ilçelerde de 2009 verilerine göre ciddi mutlak oy artışı sağlamıştı.
İzmir genelindeki 180 bin oy farkının yaklaşık 100 bininin Karşıyaka’da olduğu dikkate alınırsa pek çok ilçe AK Parti teşkilatı için 2014’te ‘iyi bir adayla’ kazanılabilir hale gelmişti.
*
İzmir’e 35 proje çılgın proje vaat eden ve 13 Haziran’dan itibaren de projeleri hayata geçirmek için harekete geçen iktidar partisi, 2014 yolunda emin adımlarla ilerlerken CHP bu süreyi ‘belediye başkanları arasındaki kavga ve örgütteki hesaplaşmalarla’ geçiriyordu.
Kente uyum sorunu yaşadıkları her hallerinden belli olan milletvekilleri, görevden alınma korkusuyla yatıp/kalkan ilçe örgütleri, genel merkeze yönelik isyan hareketleri, ilçe belediye başkanlarının koltuksal çıkışlarıyla günü zaman öldüren İzmir’in yerel iktidarı CHP için çalan tehlike zilinin sesini sağır sultan bile duymuştu.
CHP üst yönetiminin tabandan kopuk eylem ve söylemleriyle derinleşen kaos her geçen gün yeni bir boyut alırken, İzmir’de AK Parti’ye karşı direnç sağlama, en azından İzmir’deki kapışmada maçı dengeye getirme çabası (Aziz Kocaoğlu ve birkaç ilçe belediye başkanını saymazsak) kimse de yoktu.
İşte bu atmosferde yapılmış bir çalışma son anket!
Sonuçlar her açıdan şaşırtıcı…
Yarın seçim olsa sorusunda iki parti arasında CHP lehine 5 puan varmış gibi görünebilir.
Ama yanıtlara iyi baktığımızda yüzde 14’lük bir kesimin ‘adaya göre karar vereceğim’ demesi dikkat çekici. CHP’nin halen kenti yönettiği dahası potansiyel adaylarının iş başında olduğu dikkate alınırsa ‘adaya bağlı’ yanıtının AK Parti için ne anlama geldiğini görebilirsiniz.
Burada aday faktörü ağırlıklı olarak AK Parti’yi bağlayacağından, seçimin şimdiden kafa kafaya olduğunu söylemek ve hatta bu seçimi partilerin değil adayların kazanacağını savunmak yanlış olmasa gerek.
*
Sizce AK Parti İzmir’de Büyükşehir’i alabilir mi?
Yüzde 34 ‘alır’ yüzde 23 ‘alabilir’
Alır ve alabilirleri topladığınızda yüzde 57 gibi manidar bir rakama ulaşılıyor.
Alabilir diyenler arasında CHP’lilerin de ağırlıkta olduğunu görmek şaşırtıcı. Demek ki aylardır üzerinde durduğumuz CHP tabanı ‘partinin üst yönetiminden ve de yerel yöneticilerden umudu kesti’ tezi doğrulanmış oluyor.
 
Aziz Kocaoğlu’nun performansını nasıl buluyorsunuz?
12 Haziran’da AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 22’si başarılı derken, aynı seçimde CHP’ye oy verenlerin yüzde 23,5’i ise ‘başarısız’ diyor.
Kocaoğlu yeniden aday olsa oy verir misiniz? Evet, yüzde 41. Hayır, yüzde 49. ‘belki’ yüzde 8. AK Partililerin yüzde 20’si ‘evet’ oy veririm’ derken CHP’lilerin yüzde 31’i ‘hayır, oy vermem’ diyor.
Garip ve çelişkili değil mi?
AK Partililerin oy vermeyi düşündüğü ama CHP’lilerin üçte birinin oy vermeyi düşünmediği bir başkan! Burada Kocaoğlu’nun örgütle, belediye başkanlarıyla, milletvekilleriyle yaşadığı kavgaların etkisi olabilir.
Ama Aziz Başkan’ın ‘dürüst ve çalışkan’ sıfatı güncelliğini de koruyor ankette. Sanıyorum AK Partili seçmeni etkileyen de bu.
Son süreçte baskıları her koldan arttıran hükümet kanadının amacı bu olabilir mi?
Kocaoğlu ile seçmen tabakası arasındaki bağı koparmak! Belki de eften püften iki üç belge üzerinden ‘dürüst’ sıfatını karalayıp, bürokrasinin elini kolunu bağlayarak ‘çalışkan’ sıfatını yok etmek. Yeniden anketin şifrelerine dönersek; ilginç bir nokta da Kılıçdaroğlu’nun hem kamuoyu hem de CHP örgütü nezdindeki durumu…
Facia… Yani içler acısı…
Başarılı diyenlerin oranı yüzde 20.
Başarısız diyenler yüzde 52…
Gerisi ‘kısmen başarılı’ diyor. Sorgulanansa 12 Haziran’daki yüzde 25,9’luk sonuç değil. Meclisteki performans!
Tam bu noktada dikkat çeken başka bir ayrıntı… Kılıçdaroğlu’nu başarısız bulanların büyük bölümü MHP tabanı… Yani geçmişte CHP ile kurulan ‘ulusalcı-milliyetçi bağ’ nedeniyle yerel seçimde ağırlıklı olarak CHP adayına yönelen MHP tabanı…
Kılıçdaroğlu yönetiminin izlediği politikalar, MHP tabanını İzmir’de AK Parti’ye yaklaştırıyor. Ne olacak MHP tabanından diyebilirsiniz. Ama genel seçimde yüzde 14 gibi İzmir ölçeğinde hatırı sayılır bir oy alan MHP’nin seçmen tabanının neredeyse yarıdan fazlasının yerel seçimde farklı parti ve adaya yöneldiğini unutmamak gerekiyor. MHP gibi bir müttefikini AK Parti’ye kaptıracak CHP’nin neredeyse başa baş noktasına gelen bir seçimde işi kolay değil.
Ve İzmir’in sorunları…
Daha önceki araştırmalarda hükümetin sorumluluğundaki ‘işsizlik’ birinci sıradayken, gelinen noktada ‘ulaşım, altyapı eksikleri, yol ve trafik sorunları’ ilk dörtte. İşsizlik gibi hükümeti yıpratacak mesele halkın gündeminden düşmüş. İş alanı açıldığı, işsizler iş bulduğu için değil tabi ki… İzmir’deki algının yerel yönetimin sorumluluğundaki alanlara kaydırıldığı için.
İzmir’in önündeki engellerin sorgulandığı soruda ise tablo iyiden iyiye ortaya çıkıyor.
İzmir’i engelleyen, cezalandıran hükümettir diyenlerle belediyelerdir, yerel yönetimlerin beceriksizliğidir diyenler neredeyse başa baş.
Yerel siyasetini yıllarca AK Parti hükümeti İzmir’i cezalandırıyor tezi üzerine kurgulayan CHP, bu silahını da kaybetmekle kalmamış, aynı namlu bu kez kendisine dönmüş görünüyor. Velhasıl, durum vahim… Hem de çok vahim…
2004 yerel seçimlerine giderken dönemin İl Başkanı Ali Aşlık’ın kentin ileri gelen araştırmacılarından birine yaptırdığı bir ankette şu soru soruluyordu.
Asla oy vermeyeceğiniz parti hangisi?
AK Parti yüzde 60’la uzak ara birinci… Bu durum süreç içinde azalsa da uzun süre devam etti. Yani iktidar partisi İzmir’de kendilerine asla oy vermeyecek yüzde 50-60’lık bir kitleye karşı mücadele verdi. Başka bir değişle siyasal mücadelesini yüzde 40-45’lik bir kesim üzerinde yürütmek zorunda kaldı. Gelinen noktada; İzmirlilerin yüzde 57’sinin AK Parti’nin seçim kazanabileceğine inandığı, hükümetin performansının yüzde 40’ı aşkın bir kesim tarafından ‘başarılı’ bulunduğu, kente vaat edilen 35 projenin hayata geçeceğine kentin yüzde 47’sinin ‘inandığı’ bir sürece gelinmiş görünüyor.
Yani geçen 7 yılda tablo tam anlamıyla terse dönmüş.
Yani AK Parti İzmir’i çözmüş!
Neredeeen nereye gelinmiş…
Peki, bu anket CHP’lileri kendilerine getirmeye yeter mi?
Hiç sanmıyorum. Aynı tas, aynı hamam devam edecektir CHP.
Muhtemelen şu anda ‘Hangi ilçe örgütünü görevden alsak, kimin ayağını kaydırsak, hangi muhalifi tasfiye etsek’ diye düşünüyorlardır.