GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
27 Ekim 2011 Perşembe

Bu duruşa alkış da az kalır Nobel de!

Depremin yıkım gücünü konuştuğumuz, acıyı paylaştığımız bugünlerde ‘çözümden’ yana tavır alabilmek önemli.
Çözümden yani kalıcı çözümden…
Van’daki felaketin ardından ortaya çıkan kardeşlik ikliminden yola çıkarak terörle mücadelede kalıcı çözüm fırsatını hatırlatmamız bu yüzdendi.
Tarihi bir fırsat olarak nitelediğim bu tablodan yararlanmak bu ülkenin hayrınadır.
Yıllardır dökülen kanın, akan gözyaşlarının durması tabi ki öncelikli hedefimiz olmalı. Ama olayın sosyal-siyasi boyutu kadar ekonomik boyutu da var. Yıllardır bu ülkenin toplam bütçesinin yarısı kimi zaman yarıdan fazlası terörle mücadeleye ayrılıyor. Bomba satın almak, tank/tüfek/mermi temin etmek için harcadığımız parayı millete hizmet olarak döndür(ebil)seydik kim bilir bugün nasıl bir ülkede yaşıyorduk.
Resmi rakamlara göre 11 milyon işsizin, 12 milyon yardıma muhtaç insanın yaşadığı bir ülkenin adı Türkiye… Ama her yıl terörle mücadeleye harcanan paranın büyüklüğünü ancak katrilyonlarla ifade edebiliyoruz.
Silah sanayi, silah ve uyuşturucu kaçakçıları dışında bu tablodan memnun olan yok! Tabii bölge halkını adeta esir alan, halk üzerinde yarattıkları derebeylik sistemini devam ettirmeyi arzulayan eli kanlı örgütü saymıyorum. Kanla beslenen, öldürme makinesine dönüşen ihanet çeteleri onlar… Onlar bu tablodan memnun!
O nedenle Van felaketinin getirdiği belki de tek güzel şey olan kardeşlik iklimini göz ardı etmeden süreci yeniden inşa etmeli, iki halk arasına çekilen ya da çekilmeye çalışılan ayrımcılık çizgilerini bir şekilde silmeliyiz.
İşte o iklimde ortaya çıkan manzara…
MHP Genel Başkanı, ‘Deprem Van’da da olsa üzüldük’ diyen ya da ‘Ohh olsun, iyi olducuları’ ‘soysuz’ olarak niteledi. BDP’li Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ise Bahçeli’nin bu açıklamasını ayakta alkışladı. Bahçeli’nin o konuşmasını ayakta alkışlayanlardan biri de bendim.
Söyler misiniz bana…
MHP Lideri Bahçeli ile BDP’li Baydemir’i aynı noktada buluşturacak başka bir olay olabilir mi? İşte felaket sonrası oluşan kardeşlik iklimidir bunu sağlayan…
Ayakta alkışlamak demişken…
Zaman gazetesinde yer alan bir haberin öznesiydi o kadın. Daha 10 gün önce Bitlis’te PKK’nın döşediği ihanet mayınının patlaması sonucu şehit düşen bir polis eşi İnci Kılıçarslan…
Yarası çok taze! Yüreği kanıyor… Ateş düştüğü yeri yakıyor çünkü.
Bitlis’te aralarında 2 ve 10 yaşında bir çocuğun da öldüğü 5 polisin şehit olduğu o hain saldırıda eşini, hayat arkadaşını kaybetti İnci Hanım. Daha 10 gün önce…
Van’daki deprem için bazıları ‘garip yorumlar’ yaparken depremzedeler için kolları sıvayanlardan biri de oydu. Tek başına yardım kampanyası düzenlemiş İnci Hanım…
Eşinin acısı yüreğinde bir kor gibi yanarken, ‘Onların acılarını paylaşmak amacıyla depremzedeler için yardım kampanyası başlattım. Oradaki Kürt kardeşlerime kin ve nefret beslemediğimi göstermek istiyorum. Türkiye bunu zaten biliyor ama ben dünya bilsin istiyorum. Çünkü eşimi PKK’lılar şehit etti. Kürtlerin burada bir suçu/günahı yok” diyor.
İnci Hanım’ın sözleri o kadar değerli ki,
Kelimeler kifayetsiz kalıyor anlatmaya…
Bu durumda her babayiğidin harcı değil çünkü bu tavır, bu duruş!
İnci hanımın şahsında Türk kadınının, Anadolu kadının ne denli büyük, ne denli aziz ve ne kadar kutsal bir duruşa/karaktere sahip olduğu ortaya çıkıyor.  
 
Ama beş parmağın da beşi bir değil ne yazık ki!
Bir yanda ekranlara çıkıp, kardeşlik iklimine en çok ihtiyacımız olduğu ortamlarda ‘Deprem Van’da da olsa üzüldük’ diyen ya da ‘Polise/askere taş atarsınız, Şimdi de yardım istersiniz’ diyebilenler… (Onlar da kadın) Öbür yanda ‘soğuktan titreyen Kürt çocuğu için battaniye gönderen’ daha 10 gün önce teröre kurban verdiği kocasının ardından, ‘Eşimi Kürtler değil PKK’lılar öldürdü’ diyerek depremzedelere yardım kampanyası başlatan İnci Kılıçarslan…
*
Bu yılın Nobel Barış Ödülü’nü İnci Hanım’a versek de ortaya koyduğu duruşu karşılamaya yetmez. Depremi yaşadığımız, felaketi konuştuğumuz, acıyı paylaştığımız bugünlerde dayanışma, kardeşlik iklimi o kadar önemli ki, İnci Kılıçarslan’ın ortaya koyduğu bu tavrın tüm ülkeye/herkese örnek olması temennisiyle noktalıyorum bugünü.