GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
13 Aralık 2012 Perşembe

Ne olacak bu İzmir’in çöpü?

Son dönemde sıklıkla yazmak yerine izlemeyi tercih ediyorum. Türkiye gibi gündemin doldur/boşalt mantığıyla neredeyse ışık hızında değiştiği/değiştirildiği bir ülkede bir konuya tutunmak, odaklanmak kolay da değil yani Neyse ki İzmir’in gündemi ülkemin gündemi kadar kolay değişmiyor.
Neyse ki İzmir’in seviyesi de bu kadar ayağa düşmüyor.
Genel siyasette seviye diye bir şey kalmadı çünkü. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun ‘bahtsız bedevi-kutup ayısı’ polemiği ile iyice yerlere düşen seviye hala yukarı çekilebilmiş değil. Keza, bütçe görüşmelerinin hararetiyle kürsüde ‘vajina, viagra, uçkur’ gibi +18’lik ifadeleri ‘bip’lemeden kullanan devlet böyüklerimiz pek güzel örnek oluyorlar aslında.
Ya da şiddetin her türlüsünde kendimize ait rekorları egale ettiğimiz şu günlerde vekillerimiz asillerine ayak uyduruyor da diyebiliriz.

Neyse ki İzmir’in gündemi zırt/pırt değişmiyor. Odaklanacağımız konuyu günlerce, etraflıca, tadına vara vara işleyebiliyoruz. Günlerdir ‘çöp’ü konuşuyoruz mesela. Demokrasi kenti İzmir’de hemen herkes bir biçimde eteğindeki taşları döküyor. Dışarıdan bakıldığında ‘kakafoni’ gibi görünse de bu tablo giderek ‘senfoni tadı’ vermeye başlıyor.
*
Her şey muhabirimiz Fatih Yapar’ın İzmir’in sır gibi saklanan yeni çöp tesisi için düşünülen alanın Yamanlar dağı etekleri olduğunu deşifre etmesiyle başladı. Manisa Valisi dâhil 10 gündür konuşmayan kalmadı. Hatta Ulaştırma Bakanı Yıldırım bile ilk kez ‘alanı dışına’ çıkarak çöp tartışmasına dahil oldu.
İlk ve en sert tepki Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’tan geldi. Belediye meclisini anında Yamanlar dağının tepesine çıkaran Durak, “Bu mücadelede ‘bize kurşun sıkılsa düşünmeden önünde dururuz” diyerek ne denli kararlı olduğunu ortaya koyuyordu.
Başkan Kocaoğlu ile pek çok konuda ayrışsa da bu kez durum farklıydı.
İlçesi sınırlarına çöp tesisi kurulacağını medyadan öğrenmiş, İzmir’in tatlı su rezervuarı olarak tanımladığı Yamanlar dağının çöp tesisi için en son düşünülecek adres olması gerektiğini yüksek ve kararlı bir sesle söyledi.
Bir ucu Yamanlar Köyü’ne öbür ucu Menemen Emirâlem’e dayanan 2 milyon metrekare (2 bin dönüm’ araziden söz ediyoruz. Ve arazinin büyük bölümü yem yeşil… İçinde derelerin aktığı, üzerinde koyunların/keçilerin otladığı bakir bir orman…

Ancak kaynağından öğrendiğim kadarıyla Kocaoğlu’nun çöp tesisi için gözünü diktiği alan Asarlık civarında.  Menemen Koyundere’ye de yakın daha çok taşlık, kıraç bir bölge…
Yamanlar dağı eteklerindeki bu alan yeşil doku bakımından uygunmuş gibi görünse de yer altı suları açısından bazı soru işaretlerini ortadan kaldırmaya yetmiyor.
Başkan Kocaoğlu’na göre son söz bilim adamlarının…
Bilim ne derse o olur.
Vali Kıraç’a göre son söz Başbakan Erdoğan’ın…
Sonuçta hazineye ait bu arazinin belediyeye tahsisine o karar verecek.
Yani, Erdoğan ne derse o olacak. Bakan Yıldırım sözünü en başta söyledi.
’Çöpe yer aramayın. Harmandalı’nda kalsın. Fabrikayı oraya kurun…’  
Çiğli’nin AK Partilisi bile isyan etti Bakan Yıldırım’a… Herhalde Yıldırım Kocaoğlu’nun durumunu biraz daha anlamıştır bu çıkıştan sonra.
Sonuçta Cevat Durak’tan Metin Solak’a Kamil Sındır’dan Hüseyin Özkan’a kadar hemen herkesin konuştuğu, tartıştığı bir soruna dönüştü İzmir’in çöpü.
Her şey yalansa da İzmir’in her gün 4 bin 500 ton çöp üreten bir kent olduğu gerçek.  
Kemalpaşa dışında kimsenin talip olmadığı çöpün akıbeti ne olacak?
Ve bu sorun bu noktaya nasıl geldi?

Ortak akıl ve yönetişim eksikliğinin sorunun bu denli büyümesinde rolü büyük.
Ama tek başına değil.
Siyasi kaygı dahası siyaset kaygısı da hat safhada…
Gerek parti içi gerekse partiler arası…

Zaten işin içine siyaset girdiği an çöp gibi önemli bir konunun sağlıklı temelde konuşulması, tartışılması mümkün olmaz.
Örneğin çöp tesisinin Karşıyaka sınırlarında çıkması AK Partilileri en başta memnun etmişti.  
Dahası CHP’lilerin birbirlerinin gözünü oyuyor oluşuydu belki AK Partilileri kıs kıs güldüren. Ve genel seçimde 90 bin fark yenilen Karşıyaka’nın gönlünü almak Bakan Yıldırım’a düşecekti.  Harmandalı’nın işaret edilmesine bir de bu açıdan bakalım.
Ya da Cevat Durak ile Aziz Kocaoğlu arasındaki savaşın bir nedeni de yaklaşan yerel seçimlerdi belki. Kulislere bakılırsa Cevat Durak’ın Kocaoğlu tarafından ‘çizilme’ ihtimali hala var. Ya da Durak’ın Büyükşehir adayı olma ihtimali…
Ya da Bornova’daki ‘transfer istasyonu’ isyanına dönelim… Sındır ile Kocaoğlu’nun parti içi siyasal çatışmasının bu tartışmada rolü yok mu?
Kim ne derse desin az da olsa var.
Tüm bu kaygılar, korkular siyasi düşmanlıkların olduğu ortamda çöp gibi her gün 4 bin 500 ton gibi ağır ve kötü kokan bir gerçeği nasıl çözeceğiz?
Gerek bu sütunlardan gerek Ege Tv ekranlarından günlerdir bu konuyu ele alıyorum.
Kemalpaşa Belediye Başkanı Karakayalı’dan Vali Kıraç’a hatta Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz’e kadar hemen her konuğa aynı soruyu soruyorum.
Ne olacak bu İzmir’in çöpü?
Bu sorunun son muhatabı Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’di.
Şahin Almanya’daki modelden örnekler vererek İzmir’deki sorunun çok farklı temelde olduğunu söyledi. Ve Başkan Kocaoğlu’na açık bir mesajı vardı tecrübeli Başkan Şahin’in…
”Bırakınız bu sorunu konuşalım, tartışalım. Hatta Manisa Valisi Daşöz’ün ‘birlikte çözelim’ önerisine de kulak verelim. Bilim adamlarıyla konuşalım. Onları da dinleyelim. Almanya’daki gibi en az üç farklı temelde fabrikalar kuralım. Kaynağında çöpü üçe ayırarak toplayalım. O zaman fabrikanın birinin de Menemen’e kurulmasına da itiraz etmeyiz. Ama kentin çöpünün tamamını bir fabrikada işleyeceğiz denildiğinde bu pratikle çelişiyor, inandırıcı olmuyor. Kendimizin bile inanmakta zorlandığı projeyi halka nasıl anlatacak, kimi inandıracağız?”
*
AK Partilisinden CHP’lisine valisinden bakanına, ilçe başkanına kadar hemen herkes günlerdir konuşuyor. Lakin bilim adamları hariç… Çünkü onlara soran, eden olmadı. Çöp gündemini İzmir’in önüne koyan Muhabir arkadaşım Fatih Yapar dışında.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Çevre Mühendisliği Bölümü’nde uzmanlık alanı ‘çöp’ yani katı atık olan Doç. Dr. Görkem Akıncı diye bir bilim insanı çalışıyor. Görkem Hanım siyasetçilerin çoğunlukla ‘istemezük’ temelinde ve işkembe-i kübradan tartıştığı katı atık sorununa bilimsel temelde çok önemli bir katkı koydu. Hem de birkaç ay kadar önce tamamlanmış taze bir çalışmayla…
Öğrencilerine bitirme tezi olarak ne olacak bu İzmir’in çöpü diye sormuş. Hem de öğrencilerini kentin tabularından etkilenmesinler diye özellikle İzmirli olmayanlardan seçmiş. Ve jeofizikçilerin, jeologların da katkı koyduğu bilimsel çalışma bize İzmir’de katı atık tesisi için en doğru adresin Manisa’dan girişte yer alan yakın geçmişte bir bakanın kenti yönetenleri fırçalayarak ‘ısırılmış elmaya’ benzettiği taş ocaklarının kazdığı alan olduğunu gösteriyor.  
Bilim adamı kimliğiyle de İzmir’de adından söz ettiren Bornova Belediye Başkanı Prof. Sındır’a sorsak, muhtemelen gözü kapalı ‘hayır’ diyecektir.
Hatta tüm bu yaşadığı keşmekeşe rağmen Kocaoğlu’nun da Bornovalı olarak bu çalışmaya hayır deme ihtimali yüksektir.
Siyasi kaygı derken kastım sadece AK Parti ile CHP arasındaki mücadele değildi. Biraz da ‘çöp gibi kokulu, pis’ bir gerçeği kimse bağıra basmak istemiyor. İşte sırf bu yüzden Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı iki kez kutlanmayı hak ediyor.