GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
13 Kasım 2023 Pazartesi

İstifalar devam ederse ne olur?

Her şey...

Kimilerine göre “masa devrildikten” sonra başladı...

Ve yine...

Kimilerine göre...

Meral Akşener...

“O masayı devirmekte” haklıydı!

Zaten...

Ne olduysa...

Ondan sonra oldu...

***

Garip bi’şekilde...

Kuruluşundan bu yana altı yılı geride bırakan İYİ Parti’nin...

Sık sık istifalarla anılması...

Şaşırtıcı değil mi?

Mesela...

Kuruluşundan 10 ay geçmeden...

Parti’nin temeline imza atan...

Kurucu üyelerin baba isimlerinden...

Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri ve Nevzat Bor istifa etmişti...

Tarih; 06 Ağustos 2018...

Peki, o üç siyasetçi...

Ne dediler, mendil sallayıp giderken partileri için:

“Parti içi demokrasi yok... Milletvekili listeleri hazırlanırken vefasızlık yapıldı... İYİ Parti’nin Millet İttifakı’na katılmasına (Meral Hanım’ı kastederek) kendi başına karar aldı; kurucu üyelerin bile haberi yoktu...”

***

Hayat hızlı aktığı için farkında değiliz!

Beş ay önce...

İYİ Parti Üçüncü Olağan Kurultayı’na hazırlık yaparken...

(Sıkı durun!)

O güne kadar...

İYİ Parti’nin 200 kurucusundan 70'i istifa etmişti!

Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi hayatında...

Büyük ihtimalle...

Bir partinin başına ilk kez gelen bir dram olarak kayda geçmiştir...

Bunca emeğe...

Bunca vatandaşın sandık başında İYİ Parti’ye verdiği oya...

Yazık değil mi?

Parti’nin kuruluşundaki sıkıntı...

CHP’nin “15 vekil katkısı” sayesinde...

Tarihteki “ferahlatan” yerini alsa da...

Sanki...

Huzursuzluk “kalıcı” gibi...

***

Mesela...

İYİ Parti’den istifa eden Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun...

AK Parti’ye katılması...

Bir “işaret” olabilir mi?

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem ile...

Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz’ın istifaları...

“Müdahale edilmezse İYİ Parti’de yaşanan kriz derinleşir!” diyenleri...

Haklı çıkarmaz mı?

***

Sahi...

DSP’den... ANAP’tan... DYP’den... MHP’den...

Çiçeği burnunda İYİ’de buluşan bilindik siyasetçiler...

Eski bakanlar...

Neden “Eyvallah” diyorlar, İYİ Parti’ye birer birer?

***

En önemli... En kalıcı... En merak ettirici soru şu:

“Akşener, niçin CHP’nin bir numaralı koltuğu değiştikten sonra bi’kez daha ittifaklara kapıyı kapattı?”

İYİ Parti’yi “bugünlere taşıyanlar” acaba bu karara neden karşı?

Akşener’in...

Yerel seçimde işbirliğine “kapıyı kapatması”nın özel bir nedeni var mı?

Meral Hanım, bu kararı yumuşatmazsa...

Başka istifalar gelir mi?

An itibarıyla...

Bu sorulara İYİ Parti liderinden başka cevap verecek kimse yok!

O zaman...

İstifaların önüne geçmek için...

Samimi bir gayret sarf etmek her şeyden daha önemli değil mi?

***

Siyasi partilerde...

En yetkili ve hatta tek yetkili kurum Genel Başkanlık’tır...

İstisnasız...

Her seçimde adayları o belirler...

Bakanlar Kurulu’nu o tespit eder...

Partiyle ilgili  “bağlayıcı” açıklamaları o yapar...

İsterse il ve ilçe örgütlerini bir faks emriyle fesheder...

Aklınıza gelebilecek tüm yetkileri o taşır, o uygular...

Hal böyle olunca...

Müsadenizle...

Partiyi yücelen de odur; tehlike hattına taşıyan da odur!

Ve...

Bu saydıklarım her partide yaşanır!

Doğal olarak...

İYİ Parti’de de durum hiç farklı değildir...

Bu nedenle...

İYİ Parti ile yollarını ayıranların esas sorunu...

Söyledikleriyle değil; genel başkanla ilgilidir...

200 kişi ile kurulan bu partide şimdi kaç kişi kalmıştır?

Yola çıkıldığında kimler vardı; şimdi kimler kaldı?

Bakın...

Giderken, Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem ne dedi:

“2024 yerel seçimlerinde aday çıkarma kapsamına tüm illerin alınması ısrarı maalesef İstanbul’un ve Ankara’nın muhalefette kalmasını riske atmaktadır...”

Siyaset’te...

Kulağa küpe bir söz kümesi vardır:

“Genel başkan, partisini dışa dönük mücadeleye çeviremezse içe dönük mücadele başlar ve kaynak genel başkandır... Yani kazanırsa zafer tak’ının altından genel başkan geçer... Peki, ya kaybedince?”

Eski Merkez Bankası Başkanı ve...

Eski İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz’ın...

Partisine vedası çok daha çarpıcıydı:

“İYİ Parti kurulurken varmak istediğimiz amaçlarla ilgili tüm beklentilerim sıfırlandı... Türkiye’de yeni bir sayfa açacaktık... Hesap verebilir, şeffaf olacaktık... Hukukun dışına çıkmayacaktık... Türkiye'deki herkesin, dağdaki çobanın da hakkını hukukunu koruyacaktık, olmadı... Tam tersi oldu, her şey çöktü...”

Mesele burada düğümleniyor ve umudunu yitirenler...

Genel olarak çözümü “Ha’di bana müsade!” demekte buluyor...

Demek ki...

Türk Siyaseti’nde...

Genel başkanlık kurumunun yeniden düzenlenmesi şart!

Başarılı olmayanlar veda etmelidir!

Yoksa...

“Yaprak Dökümü”...

Eskisi gibi devam eder tüm partilerde...

***

Bitiriyoruz...

İYİ Parti...

Büyük umutlarla doğdu...

Altı buçuk yılda...

Önemli mesafe kaydetti...

İttifaklar...

Öyle ya da böyle...

Kadayıfın üstüne kaymak gibi “yararlı” oldu...

Başta İstanbul olmak üzere...

Ankara’nın...

Millet İttifakı’nda kalmasında...

Kuşkusuz İYİ Parti’nin inkar edilemez emeği var...

O halde...

Şimdi “tek başına” İYİ Parti’nin “aday çıkarması” sevdasına...

En çömez siyasetçi bile sizce ne der?

Nokta...

Hamiş: Şu sözü unutmak kolay değil... İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’nun “Sırtımdaki hançerle seçime girmek zorunda kaldım” sözlerine nasıl karşılık vermişti; biliyor musunuz? Aynen şöyle demişti: “Gereğini yapmıyorsan, kendine bir şey istiyorsan habire hançerlenirsin...”

Sonsöz: “Politika, değişim için mücadele etme sanatıdır... / Baracak Obama – Amerika Birleşik Devletleri’nin 44. Başkanı...