GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
12 Kasım 2023 Pazar

Son 'yemeği' bir parça buz!

Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...
Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Ancak…

Bunu yaparken…

Usta gazeteci ve yazar Murat Bardakçı ile…

Gazeteci Olkan Özyurt’u..

Saygıyla analım…

***

İki gün önce (10 Kasım Cuma)…

Ebediyete intikal edişinin 85’inci yıldönümüydü…

Sadece 57 yıl yaşayabildi…

O yarım asra…

Bir ulusun yeniden doğuşunu sığdırdı…

Hasta yatağında bile Türkiye'yi düşünüyordu…

Vefatı öncesi yaşadıklarını…

İki özel kalemin katkılarıyla sunalım…

***

Usta gazeteci ve yazar Murat Bardakçı'nın…

“Turkuvaz Kitap”tan çıkan…

“Atatürk'ün Mutfağı” adlı kitabı, aslında bir başucu eseri…

Mesela…

Atatürk'ün en sevdiği yemek “kuru fasulye” olarak biliniyor…

Ancak…

Kayıtlar “bamya”yı daha çok sevdiğini işaret ediyor…

Şaşırırsınız!

***

Derler ki…

“Atatürk'ün fasulye-pilav tiryakiliği yatılı okul yıllarından kalma bir alışkanlıktır…”

Ancak…

Murat Bardakçı kitabında…

Çankaya'daki mutfak kayıtlarında sofraya her akşam…

Ana yemek olarak çıkartılacak miktarda…

Kuru fasulye alımı görünmediğini belirtiyor…

Ünlü yazarın tespiti şöyle:

“Alkolün, özellikle de rakının eksik olmadığı bir sofrada kuru fasulye gibi gaz yapan bir yemeğin devamlı biçimde yer alması ve içki ile beraber her gün yenmesi pek olacak iş değildir…”

***

Murat Bardakçı’ya göre…

Atatürk’ün favori yemeklerinin başında “bamya” geliyor…

Çünkü…

“Hazmı düzene koyduğu, karaciğere ve Atatürk'ün böbrek rahatsızlığına iyi geldiği bilinen bamyanın tercihi daha mantıklı…”

***

Murat Bardakçı’nın kayıtlardan çıkardığı ayrıntılara gelince…

Mesela…

1926'nın sonlarına kadar…

Çankaya'ya koyun ve sığır eti alındığını ancak…

Sonraları et alımını azalıyor, balık alımı artıyor…

Peki…

Atatürk’ün sofrasında hangi balık türleri var?

Söz, Murat Bardakçı’da:

“Atatürk'ün sofrasında sadece balık değil, siyah havyar, Japon havyarı, balık yumurtası ve tarama gibi bol deniz ürünü mevcut… Atatürk, balık ayırımı yapmıyor... Kılıç, levrek, kalkan, kolyoz, barbunya, kefal, mercan ve çinekop gibi büyük ve küçük boyda her cins balık alınıyor… Balıklar sadece ızgara olarak pişiriliyor… Havyarın ise genellikle siyahı tercih ediliyor… Midye ise, İstanbul Balıkpazarı'ndaki seyyar midyeci Ali'den alınıyor…”

***

Atatürk’ün sofrasıyla ilgili önekli bir detay daha…

Derler ki:

“Atatürk hiç enginar yemedi, hatta ömrünün son günlerinde enginar yemek istedi ama bir türlü İzmir’den getirilemedi…”

Murat Bardakçı, bu masalsı ifadeyi de yalanlıyor ve diyor ki:

“Mutfak belgelerinde enginar alımı yapıldığına dair belgeler var… Mesela Haziran 1926'da her biri 10 kuruştan 20 adet enginar alınıp 200 kuruş ödenmiş… Bu arada Atatürk'ün yine hastalığının ağırlaştığı günlerde 1 Ekim-8 Kasım 1938 tarihleri arasında beş defa enginar yediği kayıtlarda yer alıyor…”

***

Bitiriyoruz…

Atatürk’ün sofrasıyla ilgili en ilginç detaya…

Araştırmacı yazar Murat Bardakçı…

Atatürk'ün son yemeğiyle ilgili kayıtlara da ulaşmış…

Sözü, Bardakçı’ya bırakalım:

“Atatürk'ün ölmeden önceki son 40 gün içinde yedikleri kayıt altına alınmış… Bu sayeda Atatürk'ün son yemeğinde neler yediğini biliyoruz… En son 8 Kasım 1938'de sabahın erken saatlerinde sütlü kahve ve sütlü çay içmiş... 11.05'te yulaflı poriç yemiş, öğlen süt, öğleden sonra çorba ve elma suyu verilmiş… Saat 18.35'te susuzluğunu gidermesi için ağzına küçük bir kalıp buz konmuş… Bu buzun ardından vefat ettiği ana kadar başka hiç bir gıda almamış…”

Nokta…

Hamiş 1: Murat Bardakçı'nın kitapta dikkat çektiği bir husus da harcamalarla ilgili… Atatürk'ün kişisel harcamaları Cumhurbaşkanlığı bütçesinden değil, şahsi hesabından karşılanmış… 1919 Aralık'ından itibaren özel kaleminin yemek masraflarını kendisi vermiş… Çankaya'daki ve bulunduğu diğer mekanlardaki yemek masrafları, misafirleriyle gittiği eğlence yerlerinin faturaları, Yalova ve Florya gibi uzun müddet kaldığı yerlerde yapılan harcamaları her zaman kişisel hesabından ödenmiş…

Hamiş 2: Bardakçı’nın kitabında şu ayrıntı özellikle dikkat çekici… Atatürk'ün kendisi, mutfağı, dostları, misafirleri, kız kardeşi veya manevi kızları için yaptığı bütün ödemeler Çankaya'nın harcama kalemlerinde ayrıntılı bir şekilde kayıt altına alınmış…

Sonsöz: “Atatürk, Cumhuriyet tarihinin en yüksek maaş alan cumhurbaşkanıdır… Yemek masraflarını kendi cebinden harcardı… / Murat Bardakçı / Gazeteci, yazar, araştırmacı…”