GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
20 Aralık 2012 Perşembe

Dünya Kooperatifçilik Yılı'nda Kooperatifçi Atatürk

21 Aralık 2012 gününde her yıl olduğu gibi “Dünya Kooperatifçilik Günü” kutlanacak.Üstelik bu yılın ayrı bir özelliği de var.2012 yılı Birleşmiş Milletler(BM) tarafından “Uluslararası Kooperatifçilik Yılı(UKY)” olarak ilan edilmiş ve sloganı olarak “Kooperatif İşletmeler Daha İyi Bir Dünya Kurar.” belirlenmiştir.
BM’nin bu kararı;
· Kooperatif işletme modelinin ekonomik ve sosyal kalkınmada oynadığı rolün tanınması,
· Kooperatiflere tam katılımın sağlanmasının desteklenmesi,
· Ve özellikle kooperatiflerin yoksullukla mücadelede etkin rol alması,bir başka deyişle başka çare kalmadığının kabulü anlamına gelmektedir.
TÜRKİYE’DE KOOPERATİFÇİLİK
Türkiye’de tarımsal ve tarım dışı amaçlarla kurulmuş toplam 84.232 kooperatif var. Ortak sayısı ise 8.109.225 dolayında. Buradan az ortaklı,ancak çok sayıda güçsüz kooperatif yapısının egemen olduğu görülüyor.
Bu olumsuz durumun ortaya çıkmasının temel nedeni ise,Anayasamızın 171.maddesinde “Devlet,milli ekonominin yararlarını dikkate alarak,öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.” şeklinde belirtilen önlemlerin hayata geçirilmemesi.
Kooperatif sektörünün Türkiye ekonomisinde payı son derece sınırlı.Örneğin tarım sektöründe  en iyimser tahminlere göre bile yüzde 3-4’i bulmuyor.Bu rastlantısal bir sonuç değil.1980’li yıllardan beri dışa bağımlı yeni-liberal politikalar bu sonucu ortaya çıkardı.Bir anımsatma yapalım.12 Eylül Askeri Rejimi’nin yaptığı ilk işlerden biri,Köy-Koop’u kapatmasıydı.Oysa o yıllarda kooperatifçilik sektörü, “Kooperatifçilik Bankası” kurma aşamasına gelmişti.Nereden nereye?
KOOPERATİFÇİ ATATÜRK
Geliniz, bu günlerde Atatürk’ün Kooperatifçilik Yönü’nü de anımsayalım.Kimilerinin unutturmaya çalıştığı,kimilerinin de reddi miras yapmaya çalıştığı günümüzde buna gereksinme var.Çünkü toplumlar geçmişi iyi değerlendirdikleri taktirde,günümüzü sağlıklı değerlendirebilir ve geleceği doğru bilimsel ölçülerle kurabilir.
Türkiye’de bugünkü anlamıyla kooperatifçilik Cumhuriyet döneminde başlıyor. Bu konunun da düşünce ve eylemleriyle önderliğinin Atatürk tarafından yapıldığı biliniyor.
Atatürk, 1920’den ölümüne kadar sürekli olarak Türk Kooperatifçilik hareketlerinin içinde olmuştur. Kooperatifçiliğin geliştirilmesinde yasal düzenlemelere öncülük yapmış, bu bağlamda örnek olsun diye iki kooperatifin de ortağı olmuştur. Bunlardan biri, kuruluşunu gerçekleştirdiği, Ankara Memurları Tüketim Kooperatifi’dir. Kooperatifin bir numaralı üyesi Atatürk, iki numaralı üyesi İsmet İnönü’dür. Diğeri ise, tarımsal amaçlı bir kooperatif olan Tarım Kredi Kooperatifi’dir.
Atatürk, 1 Kasım 1937 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı son konuşmasında da, üretim sürecinde olduğu kadar tarım sanayinde de kooperatifçiliğin önemine değinmiş ve şöyle demiştir; “Zirai sanayi bilhassa üzerinde meşgul olacağımız mevzu olacaktır. Bu arada sütçülüğe, süt sanayine hususi önem vermekteyiz. Sırasıyla şehir ve kasabalarımızın temiz ve ucuz mamulatın ihtiyacın temin edecek fabrikalar tesisine ve bununla ahenkli bir süratle köydeki sütleri kıymetlendirecek ve satışı kolaylaştıracak kooperatifler teşkiline çalışılacaktır.”
Aradan yıllar geçti. Atatürk’ün düşüncelerini hayata tam olarak geçiremedik. Örneğin  yukarıda belirtildiği üzere bugün, tarımsal ürünleri işlemede kooperatiflerin payı yüzde 3-4’ü geçmiyor. Türkiye ekonomisi de dışa bağımlılığı yırtmış değil. Bugünün Atatürkçüleri, bunun nedenlerini sağlıklı olarak çözümlemeli. Olumsuzluğun temeli, çıkarları Batı ile (Atatürk’ün deyişiyle düvel-i muazzama) bütünleşmiş işbirlikçilerinin topluma egemen oluşundan kaynaklanıyor. İşbirlikçiler, “Türkiye, Ankara’dan yönetilemez” diyorlar.Kimileri açık, kimileri örtük geleceklerini Brüksel’e (Avrupa Birliği’) ve Amerika Birleşik Devletleri’ne  bağlamışlar. Çözüm ise, bütün ulusalcı güçlerin iktidara yürümesinden geçiyor.
Sözümüzü,kooperatifçilik sektörünün ulusal sermaye açısından önemini belirterek bitirelim. Günümüzde “Ulusal Sermayenin Adresi,Kooperatif Sektördür”dür.Bunu “Türkiye Kooperatifçilik  Stratejisi”’ni oluştururken unutmayalım .