GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Ağustos 2011 Perşembe

Dikkat! İsyan ateşi meclise sıçrayabilir

Bugün itibariyle dolu dolu bir ay oldu İzmir’deki isyan hareketinin fitili ateşleneli. İsyankâr başkanların mekân kapatıp Bornova Çiçekliköy’den ateşledikleri isyan fitili kısa sürede İzmir’i sardı, büyük bir yangın çıkardı.
Bazıları 7 yılın birikimini (Cevat Durak gibi) dışa vuruyor bazılarıysa yaklaşan yerel seçimler öncesi ufukta gördükleri ampulün etkisiyle sallanan koltuklarına tutunmaya çalışıyordu.
Bazılarının derdi ise bambaşkaydı.
Aralarında potansiyel Büyükşehir adayları da vardı, Büyükşehir bürokrasisinden canı yanmışlar da…
İsyan ateşi ilk yandığında CHP İl Başkanı Tacettin Bayır, ‘Mangal Partisi yapmışlar. Keşke beni de davet etselerdi’ diyerek süreci sulandırmaya çalışmış olsa da hareket su kaldırmadı.
Kısa sürede sayıyı 8’den 14’e çıkaran ilçe belediye başkanları haftalık mutat toplantılarla hareketlerini ete kemiğe büründürmeyi başardı.  
İsyan hareketini ilk etapta görmezden gelen Kocaoğlu, birkaç gün sonra ‘bürokrat operasyonu’ ile gündemi değiştirip, isyankâr başkanların ağzına bir parmak bal çaldı. Ancak yetmedi. Yapılan değişikliklerde isyana zemin hazırlayan bazı bürokratların daha da yetkilendirilmesi kaynar kazanın altına atılmış kuru odun etkisi yarattı.
Ateşi daha da harlamaktan başka işe yaramadı yani.
İlk gün gizli-kapaklı görüşen ilçe belediye başkanları vidaları yavaş yavaş gevşetip kamuoyuna mesaj vermeye başlayınca Kocaoğlu soluğu Salihli’de aldı.
Bürokratlarını toplayıp kalan 30 ayın muhasebesini yapan Başkan Kocaoğlu, ilk etapta isyankar başkanlara ilişkin mesaj vermekten kaçınmaya çalışsa da bir ara dayanamayıp, ‘herkes kendine baksın, işine baksın’ demekle yetindi.
İsyanı gözdağı vererek bastırmak için de düğmeye bastı bir yandan da…
Karşıyaka Belediyesi’nin en gözde noktası Çarşı ve benzer özellikteki Buca Forbes Caddesi, Çiğli Kasaplar Meydanı, Konak Kıbrıs Şehitleri, Bornova’nın ana caddeleri ve Forum Bornova gibi belediyeler için önemli (ruhsat, tabela vergisi gibi) gelir kalemlerini yok etme, bu alanlardaki yetkileri Büyükşehir’e aktarmak için harekete geçen Kocaoğlu, belki de en büyük yanlışı bu hamlesiyle yaptı.
Başkanların isyan hareketini daha da büyüten bu hamlenin özelliği Büyükşehir Belediyesi ile halim-selim ilişki içinde olan ilçelerin bu önergede es ya da teğet geçilmiş olmasıydı.
Ve de Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı, Bornova, Konak, Buca ve Karabağlar gibi ilçelerin cadde ve sokaklarının ağırlıklı olarak yeni düzenleme kapsamına alınmasıydı.
Gelinen noktada personel maaşlarını bile ödemekte zaman zaman zorlanan ilçe belediyeleri geri adım attırması beklenen bu hamle ters tepti.
Hareket kent nüfusunun yüzde 80’ine yakınını yöneten ilçeleri içine alacak şekilde büyüdü. İlçe Belediye başkanları isyan ateşinin fitilini ateşlemeden önce (seçimden sonra) görüştükleri genel merkeze her aşamasında bilgi vererek yürüttükleri hareketlerini sürdürdüler.
Büyükşehir’de başkanın bizzat kendisinden ve de bürokratlarından kaynaklı yaklaşım/davranış sorunundan muzdarip başkanlar, bir araya geldikten sonra hem kendileri hem İzmir için yeni sayılabilecek adımlar da attılar.
Büyükşehir’den umudu kesen başkanlar, yaklaşan AK Parti tehdidine karşı birlik beraberlik içinde hareket etmeyi, ekip-ekipman paylaşımını, sorunlarına ortak çözüm üretmeyi keşfettiler. Ve de CHP’li belediyeler olarak süreç içinde topyekun mücadele kararı aldılar.
Önümüzdeki Cumartesi isyan hareketinin başından itibaren içinde olan Menderes’e bağlı tatil beldesi Gümüldür’ü temizlemeyi planlayan başkanlar, diğer ilçelerin benzer sorunlarına da oluşturdukları ortak ekip-ekipmanla yanıt vermeyi planlıyor.
Bu karar seçime kadar devam edeceği gibi il kongresi sürecinde de siyasi birliğe dönüşecek.  
İlçe kongrelerini el birliği ile alarak il örgütünün teşekkülü sırasında Kocaoğlu-Yüksel yapısının etkisini kırmayı amaçlayan ilçe belediye başkanları, bu sayede 2014 sürecinde koltuklarını da korumayı, en azından ‘aday olmayı’ umuyor.
Son toplantılarında Kocaoğlu’ndan randevu isteyip/alan başkanlar bu hafta içi masaya oturmayı beklerken, Kocaoğlu’ndan gelen ‘Benden randevu talep eden olmadı’ demeciyle yıkıldı. Randevu talebi 14 kişinin huzurunda yapılmıştı ve 8 kişiyle çıkılacaktı Kocaoğlu’nun huzuruna… Kendilerini isyana sevk eden hususların altı çizilecek, ilçelerin ivedi sorunlarına çözüm aranacaktı. Ama olmadı.
Başkan Kocaoğlu bir anda taktik değiştirdi.
Seçim öncesi yaşanan Kordon krizinde olduğu gibi yine yakın dostu, Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel çıktı sahneye…
“Ben tek tek görüşüp çözerim’ diyen Yüksel, birkaç ilçeyi turlasa da hareketin ‘birlikte görüşülecek’ kuralı uygulamaya konuldu. Kısa sürede toplantı mekanı Yüksel’in iş yerine dönüştü. İsyan hareketine önderlik eden başkanlarla Yüksel arasında tam 2,5 saatlik bir görüşme yapıldı. Harekete zemin hazırlayan olaylar sıralandı. Pek çok noktada Yüksel’in de Kocaoğlu’ndan muzdarip-şikayetçi olması başkanları da şaşırttı.
Çünkü o cümleleri duyana kadar Kocaoğlu Yüksel demek, Yüksel de Kocaoğlu demekti bazıları için.  Aralarındaki dostluğu ve siyasi birlikteliği bilenler Yüksel’in serzenişlerini duyunca rahatladı.
Neredeyse bazen ‘isyan hareketinin bir üyesi gibi’ konuştuğu gözlenen Yüksel, Kordon Krizi’nde nasıl aradan çekildiyse bu süreçte de aynı manevrayı yaparak aradan çekilebilir.
Kocaoğlu’nun yalanladığı ‘randevu talebi’ önceki gün yazılı olarak yinelendi. Özel kaleme çekilen faksların bir nüshası da ‘genel merkeze’ gönderildi. Kocaoğlu’nun ‘Ben tek tek dolaşacağım. Bir ayda hepsini hallederim, sorunu çözerim’ dediğini duyan başkanlar gardlarını almakta gecikmedi tabi ki. En azından hareketi başlatan 8 başkan, ‘tek tek görüşme talebini’ kabul etmeme kararı aldı.
Kocaoğlu ise boş durmuyordu.
Kendisine yakın ilçelerden başlayan ilçe turlarına CHP örgütlerini de davet ediyor, Büyükşehir meclis üyelerinin toplantılara özellikle katılmasını rica ediyordu.
İsyankâr başkanların ilçelerindeki ziyaretleri de ‘örgütler üzerinden’ gerçekleştirmeyi amaçlayan Kocaoğlu’nun partiyi yanına alarak ilçe belediye başkanlarını sıkıştırmayı planladığı konuşulmaya başlandı kulislerde.
İsyankar başkanlara karşı ‘kontra ziyaretler’ düzenleyen ve onların her  hamlesine yeni bir hamleyle yanıt veren Kocaoğlu’nun ‘Büyükşehir Meclis üyeleriyle’ düzenlediği toplantıların altında yatan neden ise başkaydı.
İlçe belediyelerin gelir kalemlerini önemli ölçüde azaltan düzenlemesini meclisten geçirmek için çabalayan Kocaoğlu, sanki isyan hareketinin bu maddeyi veto etmeye hazırlandığını duymuş gibiydi. Çoğunlukla ilçe örgütlerine ve Büyükşehir Meclis Üyelerine hakim olan isyankar başkanlar, 8 Ağustos’taki meclise yetişemese de 12 Ağustos toplantısına yetiştirilmesi beklenen komisyon kararlarını reddetmeyi/reddettirmeyi planlıyorlar. 90 civarında üyesi bulunan CHP içinde şu anda 60’a yakın meclis üyesine ulaşan ilçe belediye başkanları, o güne kadar kendileriyle masaya oturmaması/anlaşmaması halinde Kocaoğlu’na ilk somut darbeyi indirmeye hazırlanıyor.
İlçelerinin gelirlerini düşürmeyi, pek çok sokak ve caddenin gelirlerini Büyükşehir’e aktarmayı planlayan Kocaoğlu’nu bekleyen en büyük tehdit bu. Meclis hakimiyetini kaybetmek! Yerel seçim sürecinde meclis üyeleri listelerinde çok da etkili olamayan Kocaoğlu’nun belediye meclisinde ‘el kaldır-indir’ makinesine dönüşen meclis üyelerini de kaybetmesi halinde zor günler bekliyor. 
İsyan ateşi meclise sıçrarsa işler zorlaşır. Söndürmek için Avrupa'ya ders veren İzmir itfaiyesi bile çaresiz kalabilir.  
Tabi ki kontra ziyaretlerle meclis üyelerini kendi tarafına çekmeyi başaramazsa… Ya da belediye başkanlarıyla masaya oturup uzlaşamazsa…
İsyan hareketi öyle bir noktaya gelmiş ki bu noktadan sonra yapılacak tek şey ‘sulh’ yani barış… Ne genel merkez ne il örgütü… Disiplin tehditlerine aldıracaklarını da sanmıyorum. İsyan hareketi ‘muhalif olmanın’ kendini ifade etmenin tadını almış bir kere…
Tek çözüm Kocaoğlu’nun bayraklaştırdığı sloganda gizli…
İzmir için el ele…
 
Not: Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın MÜSİAD'ın beş yıldızlı otelde düzenlediği 'beş yıldızlı' iftar yemeğinde verdiği 'beş yıldızlı' mesajı çok beğendim. Kendisine tam beş yıldız birden veriyorum.