GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
27 Ocak 2010 Çarşamba

Delikanlı Çeto, Sertel ve istifa resti!

Çeto Çamlıbel. Ağrı’’nın bağrından 40 yıl önce kopup, İzmir’’e gelen esmer, yağız CHP’’li. Biri tarif istese bıyıklarından başlardım her halde’…’¶ ’‘Gür bıyıklı, esmer, yağız’’ derdim.
Şimdi tarif ettirseler; ’‘Esmer, bıyıksız ama delikanlı’’ derim. Çünkü, 40 yıllık bıyıklarını kestirmek için oturduğu berber koltuğundan kalkar kalkmaz beni aradı.
Çünkü, Bornova Kongresi öncesi benim de şahit olduğum bir toplantıda girmişti ’‘bıyık’’ iddiasına’…
Gereğini yaptı.
Apo, Çeto, Musto!
Bu üçlemeyi ’‘Baronların Sonu’’ndan sonra biraz da telefondaki sese kızgınlığımla kaleme aldığım yazıdan tanırsınız. İşte ortadaki ’‘Çeto’’ bizim Çeto.
Delikanlı gibi 40 yıllık bıyıklarını bir çırpıda kestirdi.
Hababam Sınıfı’’ndaki Ağa Çocuğu İlyas Salman’’ı hatırlarsınız. Bıyık kestirmenin Anadolu kültüründe zor olduğunu bilirsiniz.
Ya Apo ve Musto’…
İnanın onlar da aynı iddiaya girmiş olsa bıyıklarını düşünmeden kestirirlerdi.
Hatta Musto’’nun da Çeto’’nun yolundan gidip bıyıklarından vazgeçtiğini öğrendim dün akşam.
Apo’… Abdurrahman Aktan. 29 Mart’’ta meclis listesinin sonlarına yazılmasına rağmen CHP için canhıraş koşturmuş bir Ağrılı’… CHP’’nin oyunu mahallesinde ikiye katlamayı başarmış bir partili.
Musto ise komşum. Mustafa Kapucu.
Her ne kadar kendini ’‘Bornova Temizlik İşleri Müdürü’’ olarak tanıtsa da sıfatlarda, koltuklarda ve makamlarda değildir gözü.
Görev adamıdır’… Kafası yattı mı, söz verdi mi, karar verdi mi, gereğini yapar.
Yetenekli bir adamdır da sonra. Mesela ’‘araba kullanırken’… Aynı anda hem direksiyon sallayıp hem de başka işler yapabilir. Sonuçta Anadolu çocuğu üçü de.
Çeto örneğinde olduğu gibi, sözleri ağızdan çıkar. En başından beri dik durdular Bornova’’da.
Hemşehrileri MYK üyesi Savcı Sayan’’a verdikleri sözü tutup Ertürk Çapın’’ın  arkasında kapı gibi durdular.
Bıyıklarından olsalar da geri vitese takmadılar. Birileri gibi bir yerleri oynamadı, Kocaoğlu’’nun listesinden delege çıkıp, Sındır’’ın yanına koşmadılar, gece yarısı karşı listeyle pazarlık masasına oturmadılar. Yürekten tebriki hak ettiler.  
Yalnız, 40 yıllık bıyıklarını anında kestiren Çeto’’nun mesajını da iletmeden edemeyeceğim: ’“Söz verdim, gereğini yaptım. Şimdi delegelere iş vaat edenlerde sıra’… Onlar da gereğini yapsın, hiç olmazsa partililerimiz bir an önce işe kavuşsun’”
Sanıyorum anlayan anladı’…
***
Dün Çeto’’nun bıyıklarını da anlatan yazıdan sonra ilk arayan Cemiyet/Federasyon Başkanımız Atila Sertel’’di.
Sözlerinden anladığım kadarıyla hakkında yaptığım değerlendirmeye alınmış/kırılmıştı.
Ama bilmiyordu ki, sözüm Cemiyet, Federasyon Başkanı Sertel’’e değil, CHP Bornova Delegesi Sertel’’e idi. Bir politika yazarı olarak görevimi yapmaya çalışıyordum aslında. Kimin nerede durduğunu aktarmak politika yazarının göreviydi bana göre.
Kocaoğlu’’nun mahallesi, Kazım Dirik’’ten delege seçildi.
Kocaoğlu’’nun listesine yazıldı.
Mahalle seçimleri sırasında, kendisini listeye yazmayan İlçe Başkanı Ertürk Çapın’’a karşı kullandığı sözler ortadaydı.
En azından Çapın’’ı çok yaralamış, teskin etmek bize düşmüştü. Sonra işler değişti. En azından biz öyle algıladık. Öyle gördük. Gördüğümüzü de yazdık.
Sertel’’in siyaset arkadaşı, ağabeyi, başkanı, kimilerine göre her şeyi Yüksel Çakmur 10 yıl sonra CHP’’ye döndü. Buca’’ya, Bornova’’ya, Konak’’a müdahale etmeye, il başkanlığı, MYK ve PM kulisleri yapmaya başladı.
Ege Sağlık Vakfı’’ndaki toplantıların birinde, ’“Farklı şeyler olacak’” diyerek Bornovalılara mesaj verdi Çakmur.
Ve Çakmur’’un Çapın’’ı desteklemesi, Sertel’’i de aynı safta gösteriyordu.
Kazananlara sordum, ’‘Evet, Sertel bizi desteklemedi’’ dediler.
Ertürk Çapın aradı daha sonra;
Baykal’’ın Nalbantoğlu’’nu işaret etmeyebileceğini, Çakmur’’un Baykal’’ın adayı olarak öne çıkabileceğini, çünkü Bornova’’da kazanan listenin bile en az 20-25 fire verebileceğini anlattı. Konu Çakmur’’dan açılınca söz Sertel’’e de geldi tabi ki’…
Sorum üzerine, ’‘Sertel bizi destekledi, en azından öyle biliyorum’’ dedi Ertürk Çapın.
Sertel ise telefonun öbür ucundan alıngan tonla yaptığı kısa konuşmada bana, ’“Bu değerlendirmeyi hak ettiğime inanmıyorum, Çapın’’ı da desteklemedim. Yolun açık olsun kardeşim’” demişti. Eğer Sertel, yıllardır omzunda taşıdığı, etle tırnak olduğu Çakmur’’a rağmen ayrı saflarda durabildiyse ne mutlu ona’… Çakmur’’a rağmen Dündar’’ı desteklemesi beni şaşırtmaz belki ama Çakmur’’u şaşırtır.
Ben de ’‘kulislerin, adaylarının yalancısıyım’’ der geçerim.
Üzerinde durmam. Ya Cemiyet Başkanı Sertel ne yapıyor, nasıl gidiyor?
On numara işler’… İyi gidiyor şu anda. Umarım da böyle gider’…
Yolun açık olsun başkanım!
**
Ve Aziz Başkan’’ın istifa meselesi’… Herkes kalem oynattı. Şimdi sıra bende’…
İzmir halkının yüzde 57 oy verdiği Başkan’’a CHP ilçe kongresi için kullandığı ’‘başkanlığı bırakırım’’ sözü yakışmadı.
Ama ’‘bırakır, giderim, kurtulursunuz’’ yaklaşımı Aziz Başkan’’ın kaderinde var anlaşılan. İzmir siyaseti ’‘istifa resti ile ’’Alaattin Yüksel’’le tanıştı yakın geçmişte.
2004 yerel seçimi öncesi Yüksel, Merhum Piriştina’’nın ilçelerdeki etki gücünü kırmak, Baykal’’a istediğini yaptırmak, bir iki ilçede olsun başkan adayını belirlemek için çekti ilk restini.
Baykal gördü, o restlerden biri Aziz Kocaoğlu’’nu Bornova adayı yapmaya yetti.  
Yani bir istifa restiyle başladı Kocaoğlu’’nun başkanlık yolculuğu’…  
Ama Bornova kongresindeki ’‘rest’’ ilk değildi Kocaoğlu için de.  
Konak adaylığından düşen/düşürülen İl Başkanı Kemal Karataş’’ın yeniden atanmasını engellemek için de koymuştu dilekçeyi masanın üstüne.
Bu kez ’‘Büyükşehir adaylığından’’ vazgeçiyordu. Ne o zaman ne de Bornova kongresinde CHP’’den istifadan söz etmedi.
Son restinde anlatmaya çalıştığı farklıydı aslında.
Adayı Enver Dündar için farklı bir şaiya yayılıyordu kulislerde. ’‘Seçilse bile 10 gün sonra görevden alınacak’” deniyor, Kocaoğlu Dündar’’ı yıpratan bu dedikoduyu ortadan kaldırmak istiyordu.  
Genel Başkan’’la görüştü. Söylentilerin aslını, astarını öğrendi. Sonra da kürsüye çıkıp, ’“Bunlar dedikodu. CHP, böyle dedikodularla yönetilen bir parti değildir. Bu söylentilere karşı başkanlığımı ortaya koyarım’” diyerek ’‘görevden alınacak’’ dedikodusunun altını çizmeye çalışıyordu. Ama sonrasında konuşan MYK Üyesi Susam’’ın yaptığı konuşma, işin rengini, boyutunu değiştirdi.
’‘Bir dilekçesini ben yırttım’’ diyen Susam, Kocaoğlu’’nun dedikodunun altını çizme girişimini gerçek bir istifa restine dönüştürüverdi.
Sonuçta o restle, delegenin kafasındaki soru işaretleri kaldırıldı, 24 farkla seçim kazanıldı.
Bornova’’nın yollarını bilmeyen, ama ilçede siyaset dizayn etmeye çalışanlara, kellesini, koltuğunu ortaya koyarak ders verdi.
Ama ’‘Dündar’’ı görevden alsınlar, başkanlığı bırakırım’’ sözünü kullanarak da halkın oylarıyla geldiği görevini riske attı.
Bence yakışmayan buydu. Ya Baykal yönetimi kötü niyetli olup Dündar’’ı 10 gün sonra görevden alırlarsa?
İhtimal vermiyorum ama’…
Bir dedikodu uğruna başkanlığı bırakacak mı Kocaoğlu?
Bir istifa restiyle başlayan başkanlık yolculuğu, bir istifa restiyle son mu bulacak?
Bence kongrenin heyecanıyla maksadı aşmış bir durum var ortada’… Çünkü, İzmir halkı yüzde 57’’yi CHP kongresinde riske atması için vermedi ona’…
 
Tek not: Dünkü yazıda bir hata yapmışım. Çapın’’ın listesinde gördüğüm Nihat Kaya ile ilgili’… Çapın’’ın listesinde olmasına karşın Kocaoğlu’’na destek vermiş Kaya. İstifasını divana vermiş ama kabul görmemiş nedense. O nedenle de son gece pazarlıkçıları arasında yer almamış. Beni yanıltan süreç içindeki hareketleri ve de listede yer alması oldu. Özür diliyorum.