GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
16 Kasım 2023 Perşembe

Bu sosyal medya fenomenlerine hâlâ inanacak mısınız?

Bugüne kadar aklı başında sosyal medya fenomeni diye kendini yutturan bir tane insan tanımadım. Bu cahil sürülerinin nasıl bu hale geldiğini anlayamıyordum, şimdi anlıyorum.Bir organizasyonun içinde ben varsam asla sosyal medya fenomeni denen tipler oraya yaklaşamaz. Ama davet edildiğimiz organizasyonlarda bir takım kendinden menkul tiplerin “bir hava bir civa” ile kendilerini sürekli cilaladıklarını görüyordum. Bazı etkinliklerde soruyorum, “kim bu salatalık?” diye… “Sosyal medya fenomeni” diyorlar…

PR şirketlerinin bunların üzerinden para kazandığı kesin ama belediye başkanlarının, ticaret odası başkanlarının ve benzerlerinin son günlerde manşetlerden inmeyen bu tiplere karşı daha dikkatli yaklaşması gerekiyor.

BugünküHürriyet Gazetesi’nde değerli meslektaşlarım FevziKızılkoyun ve Çetin Aydınne güzel anlatmış her şeyi: “Sosyal medya fenomenleri üzerinden kara paranın nasıl aklandığının izini sürdük” demişler. 

Haber her şeyi anlatıyor: Fenomenler kendi takipçi ve izlenme sayılarını örnek gösterip buradan para kazandıklarını iddia ediyorlar. Ancak platform gelirlerinin ne olduğu ile ilgili bir muhatap yok. Sadece vergi müfettişlerine cevap veriyorlar. Bu da kara para aklamak isteyen suç örgütlerin işine geliyor. Kara parasını aklamak isteyen suç örgütleri önce az tanınmış veya takipçi sayısı az olan kişilere ulaşıyor. Ardından para ile bu kişilerin reklamları yapılarak gündeme getiriliyor, parlatılıyor. Söz konusu kişi ünlü yapıldıktan sonra ise çok para kazanıyormuş algısı oluşturuluyor. Gündeme getirilen ve ünlü yapılan kişiler ve yakın akrabalarına şirketler kurduruluyor. Hiçbir üretim yapmayan, fason veya tabela olarak nitelendirilen bu şirketlerin de reklamları yapılarak, çok para kazanılıyor algısı oluşturuluyor. Fason şirketlerin de reklam yüzleri belirleniyor. Tüm reklamlar söz konusu kişi üzerinden dönüyor. Daha sonra ise bu şirketler üzerinden naylon faturalar kesiliyor. Yurtdışında yasadışı (uyuşturucu-bahis-insan kaçakçılığı gibi) alanlardan para kazanan suç örgütleri, bu paraları fenomenler üzerinden kurdurdukları şirketlere aktarıyor. Kara parayı bu şirketler üzerinden sisteme dahil ederek yasal hale getiriyor. Tekrar yurtdışına kayıt altında çıkarılıyor.

Özellikle sık sık yurtdışına çıkan fenomenlere dikkat!

Bu sosyal medya fenomenleri üzerine bugüne kadar birkaç kez yazı yazdım… 2021’de şöyle demişim: Bu ülkede “rüşvetin belgesi olur mu a pezevenk” diye bir söz çok yaygındı bir zamanlar. Kılavuzda şu bölümü okuyunca o “pezevenk” geldi aklıma: Reklam verenden maddi kazanç veya ücretsiz, indirimli mal ya da hizmet gibi faydaların sağlandığı paylaşımlarda, influencerlar tarafından bu durumun, ticari reklam ilişkisinin gerçekleştiği platforma bağlı olarak belirtilmesi zorunlu hale geldi. “Paylaşımın ticari reklam olduğunu ifade eden ibareler, tüketiciler tarafından ilk bakışta fark edilebilecek biçimde sunulacak” denmiş. İyi bir şey bu da. Ama bu uyanıklar buna da çözüm bulur diye düşünüyorum açıkçası. Bu influncer denenler her paylaşıma “dünyanın en iyisi”, “Türkiye’nin en şeysi” falan yazıyorlar ya onun için de önlem, “Bir mal veya hizmete ilişkin ilgili mevzuata aykırı olacak şekilde sağlık beyanında, nesnel, ölçülebilir, sayısal verilere dayanmayan, ispatı mümkün olmayan bilimsel araştırma ve test sonuçları hakkında iddialarda bulunamayacaklar”

Ne yazarsak yazalım son polis operasyonlarında görüyoruz ki, sosyal medya fenomeni denenler her türlü pisliğe bulaşmışlar. Kendileri için değil ama aileleri için üzülüyorum.

Türkiye’de akıl almaz boyuta ulaşan “kripto para” sahtekarlıkları gibi çok para batıranların ailelerine üzüldüğüm gibi…

Umarım belediye başkanları, ticaret odası başkanları falan ders almışlardır.