GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
18 Ekim 2011 Salı

Biraz ondan biraz bundan…

Siyasetin tepesindeki kızışma sürüyor. Yeniden dosyaları eline alan Kılıçdaroğlu bu kez sağlam vuruyor. Başka ‘köstebek’ meselesi olmak üzere ‘güncellemeler’ konusunda tam da bir ana muhalefet lideri gibi hükümeti köşeye sıkıştırıyor. Bu ülkede özellikle son 10 yılda ciddi bir ana muhalefet boşluğu vardı. Parti içi meselelerdeki tutumunu, duruşunu beğenmesem de Kılıçdaroğlu son süreçte bu boşluğu doldurmaya yeniden talip!
İlk çıkıştaki havasından çok uzaklaşmış ve de Gandi Kemal yakıştırması artık yapılmıyor olsa da halkın sorunlarını gündeme taşımak onu da CHP’yi de bir miktar kendine getirebilir.
Çünkü bu millet son seçimde AK Parti’ye iktidar, CHP’ye de ana muhalefet rolü biçti. Hükümet görevini yaparken muhalefet de gereğini yapmalı. Her konuda, at gözlüklü bir muhalefet anlayışından söz etmiyorum.
Gerektiğinde gerektiği kadar muhalefetten bahsediyorum.
Mesela güncellemeler meselesi…
Bahçeli’nin hatırlattığı üzere seçimden önce ‘Kriz bu kez teğet bile geçmeyecek’ diyen Başbakan’ın gerçeklerle yüzleştikten sonra ‘Elektrikten, doğalgaza, sigara, alkol, cep telefonu, otomobil, akaryakıt’ gibi günlük kullanım maddelerine zam yağdırması ana muhalefetin de diğer muhalefetin de birinci konusu olmak zorunda…
Kılıçdaroğlu’nun ekibiyle birlikte bu meselesinin üzerine gitmesi, örgütünü bile harekete geçirmesi bence halkta karşılık buluyor. Bulmalı da… Bahçeli’nin de klasik siyasetini bir kenara bırakıp yapılan zamları eleştirmesi bu açıdan anlamlı.
Köstebek meselesinde Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı iddialara Bahçeli’nin de sahip çıktığını görüyoruz.
Çünkü ona göre de ortaya atılan iddialar ciddi ve vahim… Ve şu ana kadar hükümet kanadından konu hakkında tatmin edici bir açıklama yapılabilmiş değil. Açıklama yapılmadıkça da bu iddialar halkta karşılık bulmaya devam ediyor. Belki Sayın Başbakan Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘Şaban Dişli ve Mir Dengir Mehmet Fırat’ın ardından ‘üçüncü kelleyi’ vermek istemiyor şu anda. Ama kısa sürede tatmin edici bir açıklama yapılmaz ve iş ciddiye binerse Bakan Atalay’ın koltuğu her an altından çekilebilir.
Süreci ilgi ve merakla izliyorum.
Ama bir taraftan da araştırıyorum. AK Parti’nin Kızılcahamam kapında da bu konunun çok konuşulduğu söyleniyor. Bana aktırılan AK Parti’nin bu tartışmadan taktiksel olarak geri çekildiği… İddialara göre burada en büyük sorun görevden alınan savcılarda… Savcıların yetkilerini aşıp, 17 kişinin ortak olduğu şirketlerin mal varlıklarına el koyma ve de resmi belgede tahrifat yapma girişimleri bardağı taşıran son damla olmuş. Hükümet kanadı bu konuda verilmeyecek bir hesabın olmadığı görüşünde. Lakin suskunluklarını Kılıçdaroğlu’nu özellikle muhatap almayarak meseleyi kendiliğinden soğumaya bırakma taktiği olarak açıklıyorlar. Ama kim ne derse desin, zam yağmuru ve köstebek krizi siyasetin en az her geçen gün tırmanan terör ve yeni anayasa çalışmaları kadar sıcak konusu olmaya devam edeceğe benziyor.
Yerel siyasete dönersek;
CHP’deki imza sürecine değinmeden olmaz. Olağanüstü il kongresi için imza toplayan ekipten yapılan açıklamada imzaların teslim tarihi olarak önümüzdeki Pazartesi gösteriliyor. Bunun nedeni Kılıçdaroğlu’nun İzmir’i ziyareti… ESİAD’ın davetlisi olarak kente gelecek olan Kılıçdaroğlu’nun ziyareti öncesi partide kriz yaratmamak için imzaları buzdolabına koyduklarını savunan Ali Yılmaz, 316 rakamını bulduklarında da ısrar ediyor.
İl yönetimi bu iddiayı kesin bir dille reddedip, imzacı oldukları ortaya çıkan delegelere ‘geri çekin’ baskısını sürdürseler de bu süreçten bir şeyler öğrenmişe benziyorlar. Geçen hafta sonu yapılan ‘zam protestosundan sonra’ bu hafta sonu da kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için CHP İzmir sokağa iniyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse CHP örgütüne de sokağa inmek yakışıyor. Omuz omuza vermek ve de bir konuda görüş birliğine varmış olmak!
AK Parti İzmir’e bakarsak;
Delege seçimlerini ‘birkaç sıyrıkla’ da olsa sorunsuz tamamlayan AK Parti teşkilatı, ilçe kongrelerine hazırlanıyor. Delege seçimleri itibariyle pek çok ilçede ‘aday sorunu’ çözülmüş durumda. Bayraklı’daki silahlı/yumruklu kavganın ardından olaya Ankara’nın da desteğiyle el koymayı başaran İl Başkanı Ömer Cihat Akay, kontrolü sağlamış görünüyor. Pek çok ilçenin delege seçimleri sorunsuz atlatılırken, listelerde yapılan birleştirmeler kongrelerin de çoğunlukla ‘tek listeli’ geçeceğinin göstergesi… Ama yine de başta Bayraklı olmak üzere Konak, Konak, Karabağlar, Çiğli, Balçova gibi metropol ilçelerde ‘ikinci listenin çıkmasına’ kesin gözüyle bakılıyor. Bornova’da Hüseyin Özkan’ın rakipsiz başkan olmasına kesin gözüyle bakılırken, Karşıyaka’da Mehmet Karal’ın bir adım geri çekilmesiyle mevcut ilçe başkanına rakip çıkması beklenmiyor. Buca, Gaziemir gibi önemli ilçelerde de sorun beklenmezken Çiğli’de Sıddık Soysal’ın son dakika sürprizi yapması bekleniyor.
İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ın cebinde ise ‘kalacaklar, gidecekler’ listesi olduğu konuşuluyor. Genel seçim verileri üzerinden hazırlanmış bir karneyle bağlantılı liste… Kim gidecek, kim kalacak? Milletvekillerinin bu sürecin dışında kalması dikkat çekerken kulislerde ‘topa girmesi beklenen’ vekillerin ilçe kongrelerinden sonra sahne alacağı konuşuluyor.
Yerel anlamda hareketli partilerden biri de MHP… Hasan Ali Türkaslan’ın yaklaşan il kongresi öncesi istifası eski ama eskimeyen il başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun ayak sesleri olarak yorumlandı. Genel merkezle son süreçte limoni olsa da Dervişoğlu’nun ‘görev verilirse kaçmam’ noktasında olduğu kaydediliyor.
Ve en son Demokrat Parti… Bir dönemin AK Partisi DP, yeni süvarisi Namık Kemal Zeybek’le eskisi gibi şaha kalkamamış olsa da İzmir çapında İl Başkanı Naşit Birgüvi’nin çabaları takdire şayan… Katılımın azına çoğuna bakmadan ilçe kongrelerini gerçekleştiren Birgüvi, çıkmamış candan umut kesilmez diyor, dedirtiyor.