GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
9 Ekim 2013 Çarşamba

Binali Bey olmazsa…

‘İstikamet İzmir’ dedik ama…
Ya olmazsa, ya Binali Bey son anda dümeni İstanbul’a kıvırır yahut yerinde kalmayı başarırsa… Siyasette her şey mümkün…
Başbakan Erdoğan Sarıgül’e karşı İstanbul için ‘Yıldırım önlem’ alabilir.
Yahut 12 yıl bakanlık koltuğunda oturttuğu, Türkiye’nin en yüksek bütçeli, devasa projelerine imza attırdığı Binali Yıldırım’ı riskli bir bölgeye gönderip siyaseten yıpratmak yerine yarınlarda başka noktalarda değerlendirmek isteyebilir.
Köşk’e çıkışın ardından oluşacak tabloda Yıldırım’ı ‘geçici başbakan’ olarak da değerlendirebilir. Bakan olarak temelini attığı projeleri tamamlaması için en azından 2015’e kadar koltuğunda da tutabilir.
Siyasette ihtimaller her zaman vardır.
Ve de Yıldırım’ın çok da gönüllü olmadığı İzmir adaylığından kurtulma ihtimali hiç de yabana atılmayacak bir orandadır.
*
Dostlarla konuştum.
ORC anketi başka şeyler söylüyor olabilir.
Hatta henüz adaylığını açıklamamış ya da yeni açıklamış simaları öne çıkarıyor da olabilir.
Ama ‘Binali Yıldırım olmazsa’nın cevabı İzmir’de kesinlikle Rıfat Sait ya da Aydın Şengül değildir. Sait ya da Şengül’e karşı olduğum, onları başarısız bulduğum için değil siyasetin realitesi üzerinden konuşuyorum.
Siyasetin gerçeği Yıldırım olmazsa ihtimalinde İlknur Denizli’yi öne çıkarıyor.
Biliyorum başta Nükhet Hotar olmak üzere pek çok isim bu yazdıklarımdan hoşlanmayacak.
Ama olsun. Gazeteci inandığını, doğru bildiğini yazmaktan imtina etmemeli.
Ki beni tanıyanlar imtina etmediğimi iyi bilirler.
Her ne kadar yanlış, hatalı bulsam da Denizli, bir dönem mesai yaptığı İzmir Büyükşehir’e ve Başkan Aziz Kocaoğlu’na karşı en ciddi, en etkili muhalefeti yapan isim oldu. Yanlış, hatalı bulduğum muhalefet yaptığı hususlardan ziyade bir dönem mesai yaptığı kurumla karşı karşıya geliş biçimiydi.
Kocaoğlu’yla arasındaki ‘baba-kız’ ilişkisinin yerini adeta ‘kan davalı’ ilişkisinin alması ve bu tablonun gerek Aziz Başkan’ın gerekse de İlknur Denizli’nin ruh dünyasındaki karşılığıydı yanlış bulduğum.
Sonuçta biz ne dersek ne söylersek söyleyelim.
İmam bildiğini okumaya devam etti.
Denizli sondan başlayarak ‘Yamanlar çöp meselesi, gemi ihalesi, itfaiyeciler krizi, 60 yaş kartı’ gibi Büyükşehir’e yönelik muhalefetin baş aktörü oldu.
Bazı kesimlerin ‘Brütüs’ ilan etme tehdidine de göğüs gerdi yeni partisi içinden gelen farklı ayak kaydırma operasyonlarına da…
2 yıl önce AK Parti’den siyaset teklifi aldığında kafası karışık olan İlknur Hanım’ın yerinde bugün ne yaptığını bilen, bir hedefe kilitlenmiş, kısa süre içinde teşkilat içinde sevilmiş, kabul edilmiş bir siyasetçi var.
İş dünyasından da gelen bir isim olarak rotasını ‘daha boş olan’ o yönde çizmek yerine partisinin apoletli isimlerinin de iddialı olduğu ‘yerel muhalefet’ yönünde çizmesi,
Özfatura ve Kocaoğlu ile yaptığı mesailer üzerinden daha alışık olduğu yerel siyasete kilitlenmesi bugün onu Binali Yıldırım’dan sonraki ihtimaller listesinin tepesine yazdırıyor.
*
Şöyle anlatalım.
İzmir’in adayı yüksek ihtimalle Yıldırım olacaktır.
En azından yüzde 80 hatta bugün itibariyle 90.
*
Ama kalan yüzde 10’un yüzde 90’ı da Denizli’yi işaret etmektedir.
*
Partisi içinden bu yönde ciddi talep ve destek görüyor.
Tabi ki ‘Yıldırım olmazsa’ sorusunun cevabı olarak…
Bir grup da var ki, Yıldırım olmasın, Denizli olsun’ diyorlar.
Bunlar Binali Bey’e uzak isimler değil.
Ve muhtemelen Yılıdırım’ın da bilgisi dahilinde yapılıyor bu çalışmalar.
Denizli’nin adaylığına Yıldırım’ın da destek verdiğini anlamamız zor olmuyor tabi ki. Başbakan Erdoğan, ‘Sen olmazsan kim olsun?’ sorusunu sorduğunda Yıldırım’ın yanıtlarından biri kesinlikle İlknur Denizli bence…
Adaylık topunu taca atmak için birkaç önce kullandığı, “İzmir’i yönetecek çok sayıda babayiğit var derken sadece erkekleri kast ettiğimiz anlaşılmasın” ifadesi de Denizli’ye çıkan başka bir kapıydı bana göre.
Efendim. Nasıl olur?
Kocaoğlu bir dönem danışmanı olan İlknur Denizli’yle mi yarışacak?
Bu ihtimal hiç de göz ardı edilemeyecek kadar büyük.
Tabi ki Aziz Başkan ‘adaylığa karar verip de partisinin adayı ilan edilirse’
Sonuç ne mi olur?
Boynuz kulağı geçer mi yoksa ‘usta’ çırağına tüm hamleleri göstermiş midir zaman gösterecek.
Ama İlknur Denizli yüzde 37’yi korumak hatta geçmek için var gücüyle çalışacaktır.
Kadın aday olması, iş dünyasından gelmesi başlı başına bir avantajdır esasen.
Ama İzmir’deki yarışın ‘yerel unsurlardan’ ziyade ‘genel meseleler’ ekseninde yaşanacağı düşünülürse yarışın sonucuna ilişkin fikir sahibi olmak mümkündür.
Gezi Parkı, Çözüm Süreci, Demokrasi Paketi, Suriye Politikası gibi genel siyaset konuları yerel hizmetin önüne geçtiği sürece yarışın adaylar arasında geçtiğini/geçeceğini düşünmek safdillik olur.
Peki, yerel seçim adaylar arasında geçerse…
Sonuçta Aziz Başkan’ı en yakın ve en iyi tanıyan isim İlknur Denizli… Sadece AK Parti’de değil bence pek çok CHP’liden de iyi tanıyor.
Ama unutulmasın… ‘Beynindeki kıvrımları biliyorum’ derken Aziz Başkan da İlknur Hanım’ı ne denli tanıdığını anlatmaya çalışıyordu.
Seyir zevki verir mi bilinmez ama tansiyonu/gerilimi oldukça yüksek bir yarış olacağı kesin.
Tabi ki Denizli-Kocaoğlu arasında geçerse…