GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
26 Ağustos 2022 Cuma

Zafer ve barış

Geçen haftaki Büyükşehir Belediyesinin “Barış” afişleri yüzünden gelen tepkiler etkili olmuş gibi. Bunu dünkü İzmir turumda anladım. Barış afişleri minimuma inmiş ve CHP İl Başkanlığı ile İlçe Belediyelerinin “Kurtuluş” ve “Zafer” afişleri biraz öne alınarak bu tepkiler dengelenmeye çalışılmış.

Oysa “Barış” afişleri ya da Barış vurgusu, Zafere ve Kurtuluş Savaşına karşı bir mesaj değildi. Nitekim aynı komisyon şu anda Afyon Kocatepe’de Zafer Yürüyüşü etkinliğinde.

Denklem “Ya İstiklal, Ya Ölüm” idi. Ama giderek milliyetçi hezeyan ile bu “Ya Savaş ya Barış”a dönüştürüldü. Hem Yunan milliyetçileri hem de Türk milliyetçileri, iki yaka barış girişimlerinden hiç hoşlanmadılar. Halen de öyle.

İki yıl önce Afyon’a gittiğimizde, Kocatepe’ye uğramadan olmaz dedik. Fakat navigasyon bizi sürekli olarak sanayi sitesine yönlendiriyordu. Birkaç kişiye sorduk, onlar ilk önce, bu soğukta ne işiniz var orada deyip, tarifler verdiler yine olmadı. Daha sonra merkeze dönüp zabıtaya sordum. Navigasyonla gidemezsiniz deyip yolu tarif etti.

Evet, hava çok soğuktu. Anıtın bulunduğu tepeye vardığımızda, Nazım’ın şiirinden mısralar geliyor aklınıza hemen. “Bıraksalar, ince uzun bacakları üzerinde yaylanarak…”

Etrafa bakarken, doksan sekiz yıl önce burada gerçekleşen olayın, aslında tarihin yönünde bile etkili olduğunu düşünmeden edemiyor insan.

Şüphesiz ki 26 Ağustos ile başlayıp İzmir’de sonuçlanan savaş, yeni bir toplum kuruluşunu sağlayan en önemli olaydır. Kurtuluşu birlikte sağlayan kadroların, yeni bir toplum inşa etmede aynı fikirde olmadıkları malum. Ama bu savaşın Atatürk’e kazandırdığı liderlik gücü ve karizma sayesinde Cumhuriyet kurulabilmiştir.

Zafer bağımsızlığı sağladığı gibi Atatürk’ün liderlik gücünü de tescillemişti.

Bu karizma sayesinde Atatürk, “savaş, zaruri olmadıkça cinayettir” gibi çok önemli savaş karşıtı mesajlar verebilmiştir. Eşine rastlanamayacak bir örnektir, askeri bir liderin “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” mesajı vererek, savaşı değil, barışı yüceltmesi.

Savaş şartlarında, İzmir’de önüne serilen Yunan bayrağını, bayrak bir ulusun şerefidir, diyerek yerden kaldırtması bu karizma sayesinde benimsenebilirdi.

Haftaya 1 Eylül’de sosyal medya barış mesajları ile dolup taşacak. Atatürk’ün bu sözleri tekrar edilecek. Belki Ecevit’ten de birkaç satır yer alacak paylaşımlarda.

12 Eylül rejiminin devamında Dikili’de Osman Özgüven başkanlığında “Barış Festivali” yapılırdı. Ülkenin her yerinden ve Yunanistan’dan yazarlar, sol aydınlar bir araya gelirdi. Sivil polislerde sürekli kayıt alırdı.

Barışı savunmak her dönem zor olmuştur. Sadece bizde değil tabi.