GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
18 Nisan 2016 Pazartesi

Sözel şiddetin çocuklarda benlik algısına etkileri

Otuz beş yıllık eğitimcilik yaşamımda olumsuz iletişimin hem çocuklarda hem de yetişkinlerde derin yaralar açtığını, çocukların kuşkucu, güvensiz, her şeye boyun eğen veya isyankar yetişkinlere dönüştüğünü ve benlik algılarının önemli şekilde hırpalandığını gördüm.

İletişim engelleri olarak tanımlanan sözlerin sinsi, gizli, tam belirlenemez, tam tanımlanamaz şekillerde gündelik yaşamın içinde öylesine sıradan, öylesine önemsiz görünerek (şiddet gibi fark edilir olmadan) gecikmeli olarak nasıl can yaktıklarını ayrımsadım. İletişim engelleri olarak tanımlanan sözlerin etkilerinin sürekli, zarar verici, hırpalayıcı, örseleyici, yaralayıcı olduğunu, yoğun bir duygu olumsuzluğu, kirliliği yarattığını duyumsadım.

Bu tür iletişim engelleri ile yaralanan tarafın öfke duygusu ile karşılık verdiğini ve girilen bu kısır döngünün içinde sürekli iletişimsizliğe yol açtığını gözlemledim.

Vardığım sonuç, bu küçücük engelleyici cümlelerin oldukça büyük güce sahip oldukları, bu gücün olumsuz bir enerji yarattığı oldu. Ha bir tokat, ha bir tokat gibi söz… Araya sıkıştırılan “sokuşturmalar”… Mesela bir çocuğu kocasından boşamış annesiyle sokakta gördünüz. Anneye “merhaba, nasılsın” dedikten sonra çocuğa dönüp “baban nasıl” dediniz…

Buradaki asıl amacınız ne? Gerçekten o babanın sağlığını ve sıhhatini mi araştırıyorsunuz? Yoksa kocasından boşanmış arkadaşınızı incitmek, onun canını yakmak amaçlı mıydı çocuğa sorulan bu yersiz soru? Haydi, yetişkin olan anne sizin bu sevimsiz duygusal zorbalığınızla duygusal açıdan baş etti diyelim, minicik çocuk ne hissetti? Ne cevap vereceğini mi şaşırdı? Birden babasına özlem mi duydu, bu hatırlatmayla? Ne yanıt vereceğini mi şaşırdı? Annesi için mi üzüldü?

Sorsam, herkes böyle öykülerle doludur. İncitmek, can yakmak için araya sokuşturulan sorular, cümleler toplumumuzda herkesin başına sık sık gelen durumlardır. Bazen örtük iletişim şeklinde araya sokuşturulmaz, açık açık yapılır. İş yerinde işini eksik yaptığı için eleştirilen kişi yöneticisine “sizinle de çalışmak zor, çok geçimsizsiniz” veya “kalpsizsiniz” deyince, ya da o yönetici astına “tembel”, “pis” “yalancı” gibi sıfatlarla seslendiğinde karşısındakinin benlik algısına ne yaptığının farkında mıdır acaba?

Çocuklarda bu tür açık sıfatlamalar veya örtük laf sokuşturmalar yetişkinlerdeki kadar, bazen daha çok ve derin yaralar açar.

Kişilerin anne-babalarından, hatta büyükanne-büyükbabalarından bugüne uzanan, bazıları tamamen korunmuş, bazıları biraz değişmiş bu iletişim engellerinden arındıkça sevgi, saygı, yapıcılık ve yaratıcılığın duyumsandığı yeni iletişim tarzlarına uyum sağlamak toplumumuzu huzur dolu, yapıcı bir topluma dönüştürecektir.

Bunların ilk uygulanmaya başladığı yer aile ve okul olmalıdır. Onların yerine iletişim kapılarını aralayan olumlu iletişim cümleleri kullanmanın sayısız yapıcı faydaları olduğunun unutulmaması gerektiğini ayrımsadım.

Kişilerin anne-babalarından, hatta büyükanne-büyükbabalarından bugüne uzanan, bazıları tamamen korunmuş, bazıları biraz değişmiş bu iletişim engellerinden arındıkça sevgi, saygı, yapıcılık ve yaratıcılığın duyumsandığı yeni iletişim tarzlarına uyum sağlamak toplumumuzu huzur dolu, yapıcı bir topluma dönüştürecektir.

Bunların ilk uygulanmaya başladığı yer aile ve okul olmalıdır