GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
24 Mart 2016 Perşembe

Akıllı olmak/akıllı davranmak

Haftayı patlayan bombalar, ölümler, yaralanmalar, istihbaratlar, şehitler, açık oturumlar, suçlamalar ve çeşitli acılarla geçirdik. Bölgemiz paramparça… Irak, Suriye, şimdi ülkemiz… Asırlardır oynanan politik oyunlar, Bizans entrikaları bitmek bilmiyor, minik Asya’lar ölümle pençeleşiyor. Çocuklarımıza akıllı olmayı, akıllı davranmayı öğretemediğimiz sürece de toplumumuz bu entrikalara, tuzaklara düşmeye devam edecek. Türkü, Kürdü, Arabı, Sünnisi, Şiisi, Alevisi, canlı bombası dünyadaki petrol, para, doğal gaz, boru hattı vb amacında olanların tuzaklarına düşmeye, alet olmaya devam edecek… Tek ilacı ve çaresi de akıllı olmayı, akıllı davranmayı öğrenmek… Nasıl mı? Bu konuda size Berkshire Hathaway şirketi, Warren Buffet ve Charlie Munger’dan söz edeceğim:

Warren Buffet 30 ağustos 1930 Nebraska doğumlu Amerikalı bir iş adamı. 1964 yılında devr aldığı Berkshire Hathaway isimli tekstil firması bugün 350 milyar dolar piyasa değeri olan bir holding haline gelmiş. Warren, Berkshire Hathaway şirketinin CEO’su ve en büyük ortağıymış. Charlie Munger ise 1924 Nebraska doğumlu Berkshire Hathaway şirket yöneticisi ve ortağıymış. Warren ve Charlie halen aktif olarak görevlerini sürdürmekteymiş. Berkshire Hathaway bugün bünyesinde kısmen veya tamamen olmak üzere birçok şirketi barındırmaktaymış. Liste uzun olduğu için hepsini burada yazmak mümkün olmamasına rağmen başlıcaları şunlarmış: American Express, AT&T, General Electric, General Motors, Goldman Sachs Group, IBM, Johnson&Johnson, Coca Cola, Kraft Heinz, Mastercard, Moody’s, Visa, Wells Fargo, Wall Mart, Geico, BH Reassurance, BNSF…

Yukarıdaki bilgileri bu hafta oğlum Deniz John Bridge’den öğrendim. Deniz bu kişilerden akıllı olma, akıllı davranma, öğrenme ve okuma konusunda kendilerinden öğrenebileceğimiz çok şey bulunduğunu belirttikten sonra, çok saygı duyduğu matematikçi hocası Prof. Dr. Atilla Aşkar’ın “ Öğrenmeyi öğretebilmek ” amacının Berkshire Hathaway yapısı içerisinde uygulandığını düşündüğünü paylaştı ve bizler için aşağıdaki çeviriyi yaptı. Kendisine bu çeviriye teşekkür ederek yazıyı sizlere iletiyorum. Çocuklarımızın bu yazıdan öğrenecek çok şeyleri olduğunu düşünüyorum…

Öğrenmeyi Öğrenmek

“ İnsanın başka bir insana yapabileceği en iyi şey daha çok bilmesine yardım etmektir. ” – der Charlie Munger.

“ Yattığında, kalktığından daha zeki, akıllı, becerikli ol ” diye ekler.

Birçok insan hayatı zeka/akıl/beceri seviyesini arttırmadan geçiriyor/yaşıyor. Neden? Çünkü bunun için gerekli çabayı, emeği göstermedikleri için. Eve gelip koltuğa uzanıp uyku saati gelene kadar TV seyretmek kolay ama bu sizin zeka/akıl/beceri/akıllı davranmanızı geliştirmeye yardımcı olmaz. Tabii ki bir sonraki gün ofise gittiğinizde, dün geceki dizinin detaylarını konuşabilir veya yarışma programlarında neler olduğunu bilebilirsiniz. Ancak bu bilgi birikiminden çok zihin uyuşukluğu yaratır.

Eğer istiyorsanız, bilgi birikimi yaratabilirsiniz. Aslında bunun için basit bir formül var ve bu formülü uyguladığınız takdirde, neredeyse kesinlikle zeka/akıl/beceri seviyeniz artacak. Formül basit ancak kolay değil. Emek vermek gerekiyor. Bu formüle, Warren Buffet ve Berkshire Hathaway’deki ortağı Charlie Munger’a ithafen, Buffet formülü diyeceğiz. Warren ve Charlie’nin zihinlerini birer ‘öğrenme makinesi’ olarak tanımlamak ve bu zihinlerin bir araya gelmesini de ‘olağan dışı bir birliktelik’ olarak nitelemek mümkün.    

“ Ben görebiliyorum o duyabiliyor. Bu böyle bir paylaşım/birliktelik. ” – diyor Warren, ortağı ve dostu Charlie için.

Nasıl daha akıllı olunur/akıllı davranılır?

Waren ve Buffet örneklerinden birçok şey öğrenebiliriz. Milyarder oldukları için zekaları/akılları/becerileri artmadı. Tam tersi, milyarder olmalarına zeka/akıl/akıllı davranmalarının katkısı oldu. Daha da önemlisi akıllı davranmaya devam ediyorlar, gittikçe akıllı/zeki/becerikli oluyorlar. Ve bu konuda paylaşacakları çok şey var:

Oku. Çok oku.

“ Ofisimde oturup bütün gün okuyorum. ” – diyor Warren Buffet.

Bu ne anlama geliyor? Warren, ortalama bir iş gününün yaklaşık %80’ini okuyarak ve düşünerek geçirdiğini söylüyor.

“ Bizim kadar çok okuyarak zaman geçiren başka iki ortak bulamazsınız.” – diyor Charlie Munger.

Nasıl daha da akıllı olunacağı/davranılacağı sorulduğunda Warren Buffet’a, o an elinde bulunan bir tutam kağıdı göstererek, “ Bunun gibi her gün 500 sayfa okuyun. Bilgi, bileşik faiz gibi, artarak birikir. ” diyor. Hepimiz bilgi birikimi yaratabiliriz ama çoğumuz gerekli emeği ve çalışmayı göstermiyoruz.

Efsane yatırımcı Buffet’ın tavsiyelerini dikkate alan ve hali hazırda Berkshire Hathway’de çalışmakta olan Todd Combs, bir süre sonra, günde ne kadar neyi okuduğunu kaydetmeye başlamış. “ …sonunda okuyacak faydalı materyal bulmak bir tür alışkanlık haline geldi. İşin yatırım tarafına geçtikten sonra günde 800-1000 sayfayı bulmaya başladı okuduklarım. ”  Ancak nasıl okuduğunuz da önemli.

Tahlil ederek ve düşünerek okumalısınız. Bir görüş oluşturmak için gerekli zihinsel emeği vermelisiniz. Michael Eisner’in Birlikte Çalışmak: Başarılı Ortaklıkların Nedenleri adlı kitabında Buffet “Bakın, benim işim, temel olarak olabildiğince fazla bilgiye ulaşmak ve aralarında (varsa) bağlantı kurmak ve bunların ışığında gerekiyorsa eyleme geçmek. Charlie mi? Ona torunları ayaklı kütüphane diyor! ”

Sürekli Öğrenmek

Eisner kitabında şu şekilde devam ediyor:  “Belki de bu iki ortağın hiçbir zaman aynı ofiste veya aynı şehirde çalışmayı seçmemiş olmalarının sebebi budur. Bir arada olsalar sürekli konuşmak isteyecekler ve okumaya zaman kalamayacak. Bu da, Charlie Munger’ın ifadesiyle, dünyanın en büyük holdinglerinden birini birlikte yöneten bu iki kişinin, sürekli öğrenmeyi gerçekleştirmelerine engel olacak. “ Sürekli öğrenme konusunda ikimizden daha başarılı başka ortaklık olduğunu sanmıyorum” diyor Charlie ve ekliyor “ sürekli öğrenen insanlar olmasaydık bu kadar başarılı bir sicile sahip olamazdık. O kadar ki, daha çok öğrenebilmek için birçok günümüzün çoğunu okuyarak geçirirdik. Bu işyerlerinde çok rastlanan bir şey değildir. ”

Düşündüğünüz gibi olmuyor

Bütün gün bir bilgisayarın karşısında oturup rakamlara bakıp hesaplar yaptıklarını düşünüyorsanız çok yanılırsınız. “ Hayır, başkalarının görüş veya yorumlarıyla ilgilenmiyoruz, olguları ve bilgileri alıp kendimiz üzerinde düşünüyoruz. ” diyor. Düşünce paylaşımı konusunda ise bu iki ortak çok şanslı. “ Charlie’nin çözüm üretmeye çalışmadığı problem yoktur. ” diyor Warren ve ekliyor “ Bugüne kadar gördüğüm en hızlı 30 saniyelik beyine sahip, onu ararım ve 30 saniye içinde olayın ne olduğunu anlar. Çok hızlı görebiliyor.”

Munger sahip olduğu bilgi birikimini, dehası kaynaklı değil, verdiği emek sayesinde edindiğini düşünüyor.  “ Warren ve ben hiç düşünmeden karar verebilecek kadar zeki-akıllı değiliz. Aldığımız kararları çok hızlı alıyoruz, ama bu, öncesinde okuyarak ve düşünerek hazırlık yaptığımız için.”

Okuyacak zamanı nereden buluyorsunuz?

Okumak zaman ve enerji alıyor. Bunu yapmanın bir yöntemi, gününüzden 1 saati sadece kendiniz için ayırmanız.  Buffet, biyografisi olan Snowball kitabı için verdiği bir röportajda şu şekilde anlatıyor “  Charlie, çok genç bir avukat iken, herhalde saati 20$ civarı kazanırken bir gün kendi kendine durup şöyle düşünüyor: Benim en değerli müşterim kim? Ve en değerli müşterisinin kendisi olduğu kanaatine vararak her gün kendi kendisine bir saatini satmaya karar veriyor. Bunu her sabah yapıyor. Hepimizin bunu yapması gerekli: kendimizi, her şeyin yanında, kendimize de vermeliyiz.”

Bu bir saatin fırsat (alternatif) maliyetini de hesaba katmamız gerekir. Örnek olarak, Charlie için o tarihte yaptığı avukatlık zamanı yerine kullandığı bir saatin fırsat maliyeti 20$dır. Bu hepimiz için farklıdır. Bir taraftan twitter’ımıza bakarken biraz online haber okuyarak facebook sayfamızda paylaşımlarda bulunabiliriz. Diğer taraftan bu zamanı kendimize geliştirmek içinde kullanabiliriz. Kısa vadede twitter, facebook, mesajlaşma gibi şeylerin vücudumuzda salgılattığı dopamin bizi daha iyi hissettirebilir ancak, uzun vadede, kendimize yeni bir şey öğrenme şeklinde yaptığımız yatırımın geri dönüşü çok daha fazladır.

“ Her zaman yaptıklarımı geliştirmek istedim, bu bazen daha az kazanmam anlamına gelse de, her zaman kendime, kendimi geliştirmek için gerekli zamanı ayırdım ” diyor Charlie Munger.

Okumak denklemin sadece bir kısmı

“Okumak yeterli değil” diyor Charlie “ Çok okuyoruz. Çok okumadan akıllı, arif olan kimseyi tanımıyorum. Ama bu yeterli değil: fikirleri yakalayıp bunlarla mantıklı şeyler yapabilecek bir yaklaşıma da ihtiyacınız var. Birçok kişi doğru fikirleri yakalayamıyor veya yakaladığı zaman ne yapacağını bilmiyor. ”

Moritimer Adler ise, Bir Kitap Nasıl Okunur adlı kitabında, bilgi birikimi konusunda şöyle diyor: “ Bir kişi bildiğini söylediği bir şeyi anlatamıyor veya ifade edemiyor ise, genelde bu, onun bu şeyi anlamadığını gösterir. ” Bildiğiniz bir şeyi bir başkasına anlatabilir misiniz? Bir deneyin. Bildiğinizi düşündüğünüz bir konuyu seçin ve bir bilmeye anlatıyormuş gibi bir kağıda yazın.

Akıllı olmanın, akıllı davranmanın okuma dışında, bir başka yolu ise etrafınızı, düşündüklerinizi sizinle tartışabilecek, anlayabilecek, artırabilecek, eleştirebilecek akılda/zekada insanlarla çevrelemektir.

Bu çeviriyi oğlum Deniz John Bridge  http://theweek.com/articles/460783/warren-buffett-formula-how-smarter makalesinden ve berkshirehathaway.com sitesinden sizler için derledi.

Kısacası kirli oyunlara alet olmamanın yolu okumak, öğrenmek, kendini ve diğerlerini geliştirmek, zamanı boş işlerle geçirmemekten geçiyor. Batı dünyası kendi çocuklarını bu yönde eğitiyor. Batılılar otobüste, metroda bile okuyor. Müslüman gençlerimiz ise canlı bomba oluyor. Yüzyıllarca bir arada yaşamış insanlarımız birbirini öldürüyor. Neden?

Çünkü bizim çocuklarımız, gençlerimiz okumuyor, öğrenmiyor, düşünmüyor, kendini akıllı kişilerle çevrelemiyor, hatta bu durum bazı çevrelerce makbul bile sayılıyor. Biz konuya yapıcı şekilde yaklaşma ihtiyacının önemini hissediyoruz. Oğlum ve benim amacım başarılı işadamlarını tanıtmak değil, onları hangi yaklaşım başarılı yaptı, bunu anlatmaktı.

Son olarak eklemek istediğim çok önemli bir nokta var: Bu kişiler çok varsıl olmalarına karşın çok mütevazi bir yaşam sürmekteler. Mr. Buffet, genç ve varsıl olmadığı zamanlardaki evinde oturuyor, daha büyük ve lüks bir eve çıkmamış, aynı otomobili kullanıyor, şoförü, koruması vb yok. Kazandığı milyarlarca doları da, kendini hayır işlerini yapmaya adamış hanımının erken vefatı sebebi ile, Melinda Gates vakfına bağışlamış… Yan bu akıllı insanların hedefi çok kazanıp lüks içinde görgüsüzce boğulmak değil, çok daha derin bir noktadan yaşıyorlar hayatı…