GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
6 Mart 2016 Pazar

Dünya Kadınlar Günü’nde ülkemizden ve dünyamızdan manzaralar…

Kadın olmak… bir yanıyla çok güzel bir şey… çünkü kadını erkek olmaktan ayıran en büyük ve güzel özellik ANNELİK… Dokuz ay karnında taşımak, canından can, kanından kan vermek, sütüyle beslemek… sadece kadına ait, eşi bulunmaz bir mutluluk kaynağı, kadına ait özellikler… Bunun dışındaki tüm yanlar ve özellikler maalesef zorluklarla, sıkıntılarla örülmüş…

Batılı ve modern kadınla başlayalım. 1970lerdeki cinsel özgürlük kadını gerçekten özgürleştirdi mi? Yoksa daha da mı köleleştirdi? Bana göre daha çok köleleştirdi. Eskiden özgürce yaşlanmaya hakkı olan ve özgürce, kocasıyla birlikte yaşlanan kadın adeta bu hakkı kaybetti. Giderek tüketen toplumda yaşlansa da genç kalmak, daha doğrusu genç görünebilmek, adeta genç kızlarla yarışabilmek için sonsuz diyetlerle kilo almamaktan tutun, estetik cerrahi baskısıyla, bazen de eşini daha genç bir kıza kaybedip, yalnız yaşlanmayla karşı karşıya kaldı…

Her şeyin paraya ve gösterişe endekslendiği gittikçe sığlaşan batı dünyasında, yaşlanmayla gençliğine oranla ekonomik durumunu iyileştiren erkek ise elindeki parayla, villasıyla, cipiyle daha düşük sosyo-ekonomik geçmişten gelen genç kızları adeta satın almaya başladı. Yaşlanan, zeka ve eğitimiyle, görgüsüyle eşiti olan karısını boşayan veya aldatan erkek doktor genç ve görgüsüz hemşiresiyle, işadamı benzer sekreteriyle evlenmeye başladı. Yuvalar yıkıldı, çocuklar boşanmanın travması altında ezildi.

Dahası asıl ezilen yaşlanan ilk kadın ve kendi sosyo ekonomik çevresinden çıkıp, yaşlı erkekle evlenerek sınıf atladığını, lüks yaşama kavuştuğunu zanneden, genç kadının göbekli, beyaz saçlı adama razı olarak yaşıtı bir gençle gerçek sevgiye, çekici bir cinselliğe ve aşka dayanan bir ilişkiyi kaçırması oldu. Yani, kısacası hem genç, hem yaşlanan kadınlara batının tüketen gösteriş dünyasında özgürlük gelmedi, saçma sapan, şirazesini kaybetmiş, dengesiz bir mutsuzluk geldi…

Doğulu veya yoksullukla boğuşan dünya bölgelerinin kadınına bakarsak? İslam coğrafyasında Afganistan, Suudi Arabistan, Katar, İran ve benzeri bölgelerdeki kadın tepeden tırnağa örtünmeye ve çeşitli başka baskılara maruz. Sokakta tek başına dolaşmasına izin verilmemesinden, otomobil kullanamamasından, bazı ülkelerde okula gönderilmemek, doktora götürülmemek, vb gibi temel haklardan da yoksun oldukları için batılı kadından çok daha şanssız. Afrika ülkelerinde Müslüman olan veya olmayan topluklarda kadın sünneti çok yaygın. Sudan, Mısır, Tanzania, vb…

Ya ülkemizde? Kentlerdeki modern yaşam kadını yaşlanmamaya mahkum ederken, doğuda töre, her bölgede tecavüz, çocuk gelinler, mahalle baskısı, kadın cinayetleri, dayak, vb… sorun çok. Atatürk’ün Türkiye’sinde kendi isteğiyle kapanan kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Ne kadarı inanç, ne kadarı ekonomik çıkarlar veya cehalet acaba? Tecavüz varsa, kabahat yine biz kadınlarda… “Mini etek giymeseydin”, “sokakta akşam tek başına dolaşmasaydın”, dar elbise, yakası açık da yasak. Hemen etiketlenirsin, nahoş kelimelerle.

Meslek hayatında da çok yukarılara çıkmayacaksın. Öyle yönetici filan olmayacaksın. Sekreterlikle, teşrifatçılıkla yetineceksin. Yukarılara filan çıkarsan, başarılı olursan yine hemen çeşitli hoş olmayan sıfatlarla etiketlenirsin, saldırıya uğrarsın. Başarını ne kadınlar, hemcinslerin ister, ne de erkekler… kocan kıskanır başarını en önce, senin başarının altında ezilir, evde huzursuzluk çıkarır…

Ayrıca ülkemizdeki genç kızlar üzerinde sert bir evlilik baskısı vardır. Evlenmemiş kıza, kadına “evde kalmış”, “kız kurusu” (sanki kayısıdan söz ediyorlar), evlenmiş ve çocuğu olmamış kadına yarım, eksik gözüyle bakılır, oysa evlenmemiş erkek etiketlenmez. Annelik tabii ki muhteşem güzel bir şey, ama bir nedenden olmadıysa, uygun bir eş yoksa mesela veya hamilelik durumu imkan dahilinde değilse, kariyer, eğitim, iş yaşamı hayatı renklendiren, anlamlı kılan bir durum… Ancak, maalesef toplum bu konseptlerin oturmasında kadına yardımcı değil…

Kadının işi zor. Her coğrafyada, her çağda, kadın olmak zor…

Dünya Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun…