Siyasi partilerde yerel seçim tartışmaları erken başladı.
Aslında Cumhurbaşkanı ve Milletvekilleri seçimi ardından bilinen bir tabloydu bu.
Yani.. Bir tarafta Cumhur İttifakı, karşısında Millet İttifakı’nı oluşturan partiler..
Her seçim siyasetin yanında halkla ilişkiler, müzakere, diplomasi, uzlaşı ve dayanışma içerir.
Bu bilimsel yaklaşımları doğru uygulayan partiler kazanır, diğerleri hüsrana uğrar.
Yerel seçimlerin bir başka önemli ayrıntısı da adaylardır.
“Toplumsal korkutma” taktikleri ile son yıllarda adaylardan çok ideolojiler öne çıksa da bunun ağır sonuçları bir çok yerde ortada.
Her partiden “niteliksiz” ama “iyi arkalı” ve sonra da elbette “kalın enseli” bazı Başkanlar yüzünden “şehirler geri gitti”.
Araştırmalardaki yoğun memnuniyetsizlik de bu yüzden.
Aslında “koltukları değil” kişileri öne alan “değişim” bu yüzden önemli.
Dedim ya; yerel seçim artık gündemde.
Ekim ayı ile birlikte de “baş gündem” olacak.
Yalan - dolan ve abartılar, siyaset baronlarının adayları, “odun ile bir tutulacak isimler”..
Yaşayıp göreceğiz..
Elbette siyasi partiler iddialı açıklamalar yapacak..
Elbette memnuniyetsizliklerden çıkış reçetesi olarak “üçüncü yol” dillendirilecek..
Elbette herkes “önce ben” diyecek..
Net söylüyorum; kimse bugünden felaket senaryosu yazmasın!
Kimse “aman gelişmeler felaket” diyerek “odun adaylar”ın gizli koruyucusu olmasın...
Kimse “paralı askerler”in yaptırdığı anketlerle “aday anketle belirlenecek” yalanının arkasına saklanmasın!
Ocak ayı ile birlikte siyaset yeniden şekillenir..
Doğru dürüst adaylar çıkar, bazısında partiler işbirliği yapar (İttifak demiyorum) , bazısında halk nitelikli aday da birleşir!
Paniğe gerek yok!
Değerli devlet adamı Süleyman Demirel’‘in “Siyasette 24 saat bile uzun süredir” sözünü unutmayalım..
Daha geçen, kaçan bir şey yok..
Belki halka ve siyasi partilere gönül vermiş kişilere düşen bir görev var; Çer - çöp yerine düzgün, saygın, nitelikli adaylar için toplumsal mücadele..
Ülkenin geleceğine katkı..
Köprünün altından daha çok sular akar!