Seçimler “yüksek tansiyonu” düşürür, bazı “gazları alır” diye düşünenler yanıldı.
“Evli evine, köylü köyüne” diyenler de...
Toplumdaki “armut gibi” yarı yarıya bölünme devam!
Seçim sonuçlarını herkes istediği gibi yorumluyor; kaybeden yok!
Hal böyle olunca da gerginlik azalmadı!
Toplumsal çatışma..
İnsanlardaki derin ayrışma...
Takım tutar gibi ‘bir partinin ya da bir liderin arkasından “kayıtsız – şartsız” gitme..
Eleştiri sınırlarını zorlayan “karşılıklı suçlamalar”..
“Her şeyi ben bilirim” tavırları..
Özeleştiri eksikliği; hatta “yoksulluğu”..
Ve de artık bıkıp uzandığımız “siyasi çatışma, kapışma, kavga ortamı”...
“Yeter artık söz milletin, ekonominin, gençliğin, kadınların” diyenler varsa da; sesler kesik, kısık, güçsüz…
Çatışma “çok”.. Kavga ve gerginlik de..
Olayın beni şaşırtan bir başka boyutu ise “yanlışta, hatada, hırsızlıkta bile” bölünmüşlük!
Bir taraf Ankara, İstanbul, İzmir’deki su baskınlarını görmüyor, bir taraf Samsun, Ordu ve Kastamonu’dakini..
Afet değil de; sanki “siyasi hesap” ortadaki..
Bir taraftaki hırsızlık; tepeden tırnağa hırsızlık!
Bir mahalle görmüyor!
Yok hükmünde!
Öbür taraftaki hırsızlık; kendi mahallesinin umurunda değil; o da hırsızlık mı!
Asıl soygun karşı mahallede!
La havle ve la kuvvete….
Allahım sen kuvvet ver!
Ve de akıl!
Akıl sağlığı..
Hırsızlığın, yolsuzluğun, yanlışın mahallesi olur mu?
Partisi?
Nerede, nasıl, kim tarafından yapılıyorsa “şerefsizliktir”..
İleriye umutla bakacaksak..
Türkiye’de gerçek anlamda değişim istiyorsak, o mahalle, bu mahalle demeden, birbirimizi dışlamadan yol alma zamanı..
Ötekileştirmemek, ırkçılaşmamak zamanı..
Belki de birbirimizi anlama..
Daha çok..
Bir yol ayrımındayız; daha çok sevgi dili..
Ötekileştirmeden uzaklaşarak..
Bazı yeni başlangıçlar..
Anlama, dinleme, uzlaşı..
Mezhep, ırk, din değil; sevgi ve saygı..
Ulu Önder Atatürk’ten feyz alarak: Ne mutlu Türk’üm diyene…
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir…
O kadar çok ki..
Ben arada Mevlana’ya da kulak veririm:
“Bir tek günah vardır; hırsızlık...”
O zaman..
Senin hırsızın.. Benim hırsızım olmaz..
Hırsız her zaman, her yerde hırsızdır..
Birlikte duralım karşısında..
Yıllar önce hangi kitabından not almışım; unuttum; şöyle der Erich Fromm:
“İyi insan aklından hiç kötülük geçirmeyen kişi değildir. İyi insan; her kötülüğün farkında olup iyiliği tercih edendir”...
Biz güzel ülkemizde “siyasi partilerin ötesinde” de iyi insan olabiliriz..
Öyleydik de...