İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay ceza ve “siyasi yasak” Türkiye’nin gündemi.
Belki de Millet İttifakı’nın adayı kesinleşinceye dek bu gündem Ekrem Başkan ekseninde dönüp duracak.
Olayın rahatsız edici tarafı; bir sözcük için yaratılan kaos…
Ahmak.. Ahmaklık..
Bunlar yaşam içinde sıkça kullanılan tanımlar.
Doğruluğu, yanlışlığı, zamanlaması ayrı bir konu; ama bugün ya da gelecekte Türk siyasi yaşamında etkin bir aktör olacak bir önemli “Şehremini” için “kantarın topuzunun fazla kaçtığı” ortada.
Hem de 3 saygın bilim insanının “ceza gerektirmez” raporuna rağmen.
Son dakika “hakim değişikliği”ni, Ekrem İmamoğlu’nun, “Ben YSK’yı kastetmedim” beyanının dikkate alınmamasını da yadırgıyorum..
Ve işin en yanlış noktası; siyasi yasak..
Bir Baba’nın evlatları üzerindeki velayet hakkını bile tehdit eden..
Nasıl uygulanır? Bu yasa nasıl değişmez?
Tartışılacak o kadar çok şey var ki..
Ve doğru okuma; Ekrem Başkan’a uygulanan haksızlık..
Dünyayı bile isyan ettiren..
Gerisi laf-ı güzaf!
Yanlış okuma ise şu: Efendim yargı siyaseti dizayn ediyormuş da… Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı planlanıyormuş da... Kemal Bey’e operasyon çekiliyormuş da…
Çoğalt senaryoları..
Oysa Saraçhane buluşmasının 6 Siyasi Parti, biri Genel Başkanvekili 6 siyasi lider; yani Altılı Masa tarafından verdiği mesaj net:
“Dağılmayacağız.. Türkiye’ye aydınlık bir gelecek yaratacağız.. Özgürlük, demokrasi ve adaletin sözcüsü olacağız..”
Anlayana tabii..