GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
27 Aralık 2011 Salı

Şimşekleri niye CHP çekti?

Adında ‘Adalet’, soyadında ‘Kalkınma’ yazan partimiz, geçen hafta yine adaleti atlayıp, kalkınmanın üzerinde gezindi; emekli milletvekillerini bildiniz üzere, kalkındırdı!
10 milyon işçi emeklisinin maaşları sanki çok uyumluymuş, çok hakkaniyetli bir biçimde dağıtılıyormuş gibi… ‘Emekli milletvekillerinin maaşları arasında adaletsizlik var’dan yola çıkarak, eşitleme yasası çıkardı.
Sormak bile abes aslında ama adet yerine bulsun, yine de soralım:
Adalet ve Kalkınma Partisi, bu yasayı Meclis’ten istese tek başına çıkaramaz mıydı?
Tabii ki, elini kolunu sallaya sallaya bir kalemde çıkarırdı; sonuçta tek başına iktidar partisi, gücü de var, parmak kaldıracak yeterli vekil sayısı da.
Ama yapmadı.
İşleyeceği suça/günaha iştirakçi aradı, buldu da.
En büyük muhalefet partisi CHP’den de, yavru muhalifler MHP ve BDP’den de ‘onay’ı aldı; böylece hepimize ‘bak, kendi menfaatleri söz konusu olunca nasıl da balıklama atlıyorlar, tam mutabakat nasıl olurmuş gösterdiler. Türkiye’de aslında tek parti var, o da TÇP: Türkiye Çıkar Partisi’ dedirtti/yazdırdı/konuşturdu.
Üstelik hepimiz, yasayı çıkaran AKP ve yavru muhalefet değil de, sanki tek başına CHP’ymiş gibi yazdık/çizdik/çattık. Da. Haksız mıydık?
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan Hanımefendi’ye göre, evet.
 
Milletvekillerinin emekli maaşlarında yapılan düzenlemede katıldıkları önergenin yeni ve eski milletvekilleri arasındaki maaş farkının giderilmesine ilişkin olduğunu belirten Tarhan Hanım, “Fahiş artış yaratan önergeye CHP kurumsal olarak ret oyu vererek karşı duruşunu sergilemiştir ve karşı koymaya da devam edecektir. Yasalaşma sürecini dikkatle takip ediyoruz” derken, gece yarısı önergesine destek vermeyerek, CHP’nin haysiyetli bir duruş sergilediğini dile getirdiklerini savunarak, “Tutanaklarda yer alan, katıldığımızı belirttiğimiz önerge; beşinci maddeye ilişkin olup bir nevi intibak, yani yeni ve eski milletvekilleri arasındaki maaş farkının giderilmesine ilişkindir” şeklinde konuşuyordu.
Fahiş bir artış yaratan önerge geldiğinde, yeni bir madde ihdası olduğundan komisyona üye vermediklerini, salonu terk ettiklerini ve bir kişi hariç bütün milletvekillerinin ret oyu kullandığını belirten Tarhan, kendisinin de ret oyu kullandığına ilişkin pusulayı gösterip, hesap soruyordu:
“Hâlâ bu konunun gündemde tutulmasını anlayamıyorum. Peki, bu çalışmayı yapanlar ve kabul oyu kullananlar kimler, bunu sorgulamak lazım. Neden bu konu irdelenmiyor? Ben kişisel olarak ve CHP kurumsal olarak ret oyu vererek karşı duruşunu net olarak sergilemiştir ve karşı koymaya da devam edecektir. Yasalaşma sürecini dikkatle takip ediyoruz.”
Bir bilim insanı olmasına karşın, ‘insanı en acıtan duygunun haksızlık hissi’ olduğu bilimsel gerçeğinden haberdar olmadığını düşündüğüm Emine Ülker Tarhan’ın sözlerinden, AKP’ye karşı yürüttükleri ya da yürüttüklerini zannettikleri muhalefetten memnun olduğunu, başarılı bulduğunu da çıkarıyorum haliyle…
Oysa bu krizi tırmandıran, AKP ile eşgüdüm içinde oldukları hissini yaratan/kızgınlığı tavan yaptıran, bizatihi CHP’nin kendisi, kendi partisi.
Kıyak emeklilik yasasının şekli şemali basında yer aldıktan sonra, kendi partisinden yansıyan sözleri/açıklamaları okumasının, öfke şimşeklerinin AKP’den çok onlara yöneldiğini anlamasına yardımcı olur diye düşünerek, (özetin özeti haliyle) sıralıyorum.
Öncelik elbette, kıyak emeklilik önergesine imza atan iki partilisinin (Toptaş ve Özcan), gazetecilere yaptıkları açıklamalarda…
 
HÜSEYİN TOPTAŞ: TBMM'de şu anda milletvekili olup, SGK, Bağ-Kur'dan emekli olduğu için milletvekili emeklisi olamayacak 200 tane milletvekili var. 30 sene vekillik yapsa bile, vekilliği kaybedince 900 lira maaş alıyor. Bu benimsenir mi?
 Bir haber çıktı, milletvekili 95 ton et yemiş diye. İnanır mısınız, Meclis'te bir haftadır et yemedim. Konuklarım geliyor. Meclis'te 'Çorba için mi' diyeceğim? Bir sene içinde bir vekil en az 200 tane düğüne gidiyor. Meclis civarında 2 bin liradan aşağı kira ücreti olan ev bulamazsınız.
Bir vekilin insan gibi yaşama hakkı olmaz mı bu memlekette? Memleketin sorunlarını üstleniyoruz. Düşünün saat 11.00'den ertesi gün sabah 06.00'ya kadar görüşme sürüyor. Bu insanları Kızılay'da, emekli zabıta memuru gibi dolaştırmaya toplumun gönlü nasıl razı olur?
Köşe yazarlarının parasıyla vekilin aldığı parayı karşılaştırın. Ben dahil konuştuğum vekillerin yüzde 80'i Ocak'ta alacakları üç aylık maaşın yarısını yemiş! Düzeltmenin, eleştirilecek yanı yok!
Bir de 2 yıl vekillik yapan insan, sonra ne yapacak? Esnaflık mı? Türkiye, kendisini yöneten insanların aç ve sefalet içine dolaşmasına göz mü yummalı? Biliyor musunuz, eski vekillerimiz ucuz diye Meclis berberine, geliyor ayakkabısını boyatıyor. Türkiye'de önemli kararlar almış insanlar, borç harç içinde geçirirse gününü, beyinleri ölür, bir şeyler düşünemezler.
 
TANJU ÖZCAN: “Yasa beni etkilemiyor. Beni günah keçisi ilan etmeye çalışıyorlar. Bana Akif Hamzaçebi ‘imza at’ dedi, ben de imzaladım.”
 
AKİF HAMZAÇEBİ: ''TBMM Başkanının emekli olması halinde maaşının Cumhurbaşkanı emekli maaşının belli bir yüzdesi olarak ifade edilmesiyle ilgili maddeye 'milletvekili emekli maaşında da belli bir yüzde şeklinde bir düzenleme yapılabilir' dedik ancak bu yüzde hiç bir zaman milletvekili emekli maaşında artış meydana getirmeyecektir, sadece usulü bir düzenlemedir. Bu çerçevede eski ve yeni milletvekilleri arasındaki maaş farkının giderilmesi şeklinde bir düzenlemeye de uygun görüş verdik. Bunun dışında milletvekili emekli maaşında artışa yol açacak bir düzenlemeye CHP olarak uygun görüş vermedik. Bu görüşümüzü toplantıda bildirdim.
Yine Başkanlık Divanındaki temsilcilerin, mutabık kalınan önergeleri imzalaması yönünde bir görüş benimsendiği için ben de Tanju Özcan'ı aradım ve bunları kendisine aynen ifade ettim. Sayın Genel Başkanımızın görüşünü kendisine aynen ifade ettim. Bu görüşümü sayın Tarhan ve sayın Mevlüt Aslanoğlu'na ifade ettim.
 Görüşmeler bu çerçevede sürerken önergeler verildiği sırada sayın Tarhan beni aradı tekrar teyit alma ihtiyacı duydu. Yüzde 42'lik oranın ifade edildiği önergeyle ilgili görüşümü sordu. Daha önceki görüşümü ifade ettim ve CHP olarak 'evet' dediğimizi söyledim. Milletvekili emekli maaşına artış getiren önergeyle ilgili olarak da sayın Tarhan beni yine aradı ve yine olumsuz görüşümüzü ifade etim ve kendisi önergeye destek vermedi.
Sayın Tanju Özcan, bugün bir kaç gazetede benim ismimi vermek suretiyle 'Hamzaçebi imzala dedi, imzaladım' şeklinde bir beyanda bulunmuştur. Siyaset dürüstlük ister. Siyaset söylediklerinin, yaptıklarının arkasında durmayı gerektirir. Bir kimse bir konuda yanlış yaptığını düşünüyorsa yapılması gereken bu yanlışın sorumluluğuna başkalarını ortak etmek değil, bu yanlış nedeniyle çıkıp açıkça partiden ve kamuoyundan özür dilemektir. Sayın Özcan, Cumartesi akşam beni aradı konuyu gündeme getirdi. Bana 'sen imzala dediğin için imzaladım' dedi tekrar. Kendisinde 'hayır' dedim. Ben size emekli maaşına zam getiren önergeyi imzalamamanız gerektiğini söyledim açıklıkla. Bunun üzerine bana verdiği cevap ilginç; Bana 'Bir AKP Grup Başkanvekili bir CHP ile görüştüğünü söyleyerek imzalamamı istedi. Ben de onun üzerine imzaladım' dedi. Bu diyaloğu bana aktardı.
 Sonuç olarak CHP'nin milletvekili emekli maaşı artışına ilişkin önergede milletvekillerinin kişisel tutumu dışında hiç bir şekilde desteği söz konusu değildir. Herhangi bir şekilde ima yoluyla olsa dahi böyle bir destek söz konusu değildir.
Grup başkanvekillerinin diğer siyasi parti grup başkanvekillerine, Meclis Başkanına, kendi arkadaşlarına aynı şeyi söyleyip de bir milletvekiline farlı şey söylemesi düşünülemez. Ben bunu kendi hayat çizgimle, siyasi anlayışımla bağdaştıramam. Bana uygun bir davranış biçimi değildir.''
 
GÜRSEL TEKİN: "İki tane arkadaşımızın hatasından dolayı, bütün gazetelere bakıyorsunuz iki tane CHP'li milletvekili var, nerede bu yasayı getiren kim kardeşim? Bu yasanın öncüleri kim? Niye onlar gazetelerde yok? Evet o arkadaşlarımız ciddi hata yapmıştır, kişisel olarak kınıyorum. CHP olarak bunun gereği yapılacaktır. Ama elinizi vicdanınıza koyun, gazetelerinizin sayfalarına alırken, bu teklifi kim getirdi, bu teklif gruba gelirken CHP reddetmedi mi? Sayın Meclis Başkanı siz çok iyi biliyorsunuz, grupbaşkanvekili arkadaşlarımız size bu yasayla ilgili düşüncelerini söylemediler mi? Ama gazete sayfalarına baktığınızda sanki bir iktidar partisi AKP yokmuş, sadece Türkiye'yi CHP yönetiyormuş ve iki tane arkadaşımız bu yasayı çıkarmışlar.
 
UMUT ORAN: "Genel Başkan’a yasa iptal edilene kadar ortaya çıkan hak edilmemiş gelirin halka aktarılmasını önereceğim. Ben bu maaşı almayacağım ama mevzuat nedeniyle mecbur kalınırsa gelen paranın tamamını burs olarak dağıtıp, gelen ve harcanın meblağı ayrıntılarıyla kendi web sitemden duyuracağım.
Yapılan düzenlemeyi vicdanla bağdaştırmak mümkün değil. Bugün Türkiye’de asgari ücretlilere yüzde 10, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 4 oranında zam yapılıyor. Milletin kendisine yüzde 10 zammı çok görüp, vekiline yüzde 75 zam yapmayı kimse açıklayamaz. Bunun adı kıyak ayrıcalıktır ve bu Meclis’in itibarına da gölge düşürüyor.
Bu arada şunu da belirtmek isterim ki TBMM Genel Kurulu’nda söz konusu görüşmenin yapıldığı saatlerde CHP Parti Meclisi toplantısındaydım ve bu nedenle ret yönünde oy kullanamadım. Ayrıca o tarihte böyle bir düzenlemenin sürpriz önerge şeklinde TBMM’de görüşüleceğinden de haberim yoktu."
 
KEMAL KILIÇDAROĞLU: Milletvekili aylıklarına gece yarısı operasyonuyla zam yapılması doğru değildir. İmzası olan arkadaşlar hakkında gereken yapılacaktır.''
*
Sayın Tarhan’a tekrar sorarsak, ‘siz bu açıklamalardan ‘CHP tek ses/tek yürek, aslanlar gibi muhalefet yapıyor’ manası çıkarıyor musunuz?
Ayrıca, Ak Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın, düzenlemeyi çıkarmadan önce bütün partilerle görüş birliği sağlandığını vurgulamasına ve CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin Parti Meclisi toplantısından telefon ederek ‘destek’ mesajı verdiğine, CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu’nun da, “Arkadaşlarımız imza verecek” dediği açıklamalarına hiç girmiyorum. MHP’nin ve BDP’nin ‘bal gibi imzalardan haberleri vardı, ortalığı sulandırmasınlar’ çıkışlarına ise hiç değinmiyorum.
CHP’nin olmayan muhalefeti üzerine sayfalarca yazı yazılabilir de…
Pek çok konuda farklı düşündüğüm ama bu mevzuda tıpkı benim gibi ‘CHP’ye ateş püsküren’ Mustafa Mutlu’nun Vatan’da üzerinde durduğu şu soruyu sorarak bitiriyorum:
 
“Evet; bu yasanın geçmesinde katkısı ya da ihmali olan bütün CHP‘lilere fena halde kızgınım!
Neden mi CHP?
Son 10 yılda Meclis’te o kadar çok “baskın yasa” çıkardılar ki; bu saatten sonra AKP‘lilerin hiçbir icraatı beni şaşırtmaz ve yaralamaz.
MHP ise her kritik düzenlemede AKP‘nin peşine takıldı. Onlardan da bir beklentim yok...
BDP için ise hiç konuşturmayın beni...
Geriye ne kalıyor?
CHP!
(…)
 
CHP’nin 135 sandalyesi var. İkisi Silivri’de; 133...
Peki; o yasanın kabul edildiği saatlerde Meclis Genel Kurulu’nda kaç CHP’li var?
19... Biri “Evet” dedi, 18’i “Hayır...”
Geriye kaldı 119 milletvekili...
Diyelim ki bunların da 9‘u ağır hasta...
Diğer 110’unun 10’u da Genel Başkan Kılıçdaroğlu‘yla birlikte İzmir’e gitti...
Peki; 100’ü nerede?
Sayın Kılıçdaroğlu’na soruyorum; nerede bu vekiller?
AKP o gece orada özgürlükleri kısıtlayacak farklı bir yasayı geçirseydi, ne diyecektiniz?
Sizi hem vekil, hem de “bekçi” olarak o Meclis‘e gönderen milyonların yüzüne nasıl bakacaktınız?