Dün yazmıştık, devam edelim, zira eksik kalanlar var…
Başbakan Erdoğan'a ''laparoskopik'' yöntemle başarılı ameliyat yapan Prof. Dr. Dursun Buğra'nın, "Tam Gün" mağduru olduğu, ‘hem üniversitede hem de özelde çalışmayı seçersen, üniversitede eline neşter almak/ameliyat yapmak yasak’ yasası çıkınca İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden emekliliğini isteyerek ayrıldığı, -kadere bakın ki- sayın Erdoğan’ın ameliyatı ile ortaya çıktı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ eliyle hekimlere (ve elbet hastalara) dayatılan Tam Gün Yasası, böylece ‘Başbakan’ın sağlık problemi nedeniyle’ delinmiş oldu.
Yani… Özel Amerikan Hastanesi’nde çalışan Prof. Dr. Buğra, ameliyatı Pendik Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde gerçekleştirdiği için suç işledi.
Sadece o değil elbet.
Bu ameliyata izin veren Marmara Üniversitesi Rektörü ve Marmara Tıp Fakültesi Dekanı, Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi de sorumlu yasanın delinmesinden.
Prof. Dr. Buğra başkanlığındaki ameliyat ekibinin de (başta anestezi uzmanı olmak üzere 7 kişiden söz ediliyor) Özel Amerika’ndan geldiği iddiaları doğruysa…
Üstteki isimlere 7 kişiyi de ekleyince, suçu işleyenlerin bi hayli kabarık olduğu, ayan beyan ortada.
Açıklamalardan öğrendiğimiz kadarıyla; Sayın Erdoğan’ın ameliyatı başarılı, patoloji sonuçları da sevindirici.
Bu neticeler fevkalâde de…
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ne yapacak?
‘Yasaya/yasağa rağmen’ kamu hastanesinde ameliyatı yapan/yaptıran Rektöre, Dekana, Başhekime, Prof. Buğra ve 7 kişilik ameliyat ekibine, Tam Gün Yasası’na uymamaktan ‘görevini kötüye kullanmaktan’ dolayı, nasıl bir cezai işlem uygulayacak?
Şimdi, vatandaşın biri/sıradan bir hasta çıksa, ‘Bende de aynı sağlık problemi var ve ben de aynı ameliyatı Pendik Araştırma Hastanesi’nde olmak, ameliyatımı da Prof. Dr. Buğra’ya yaptırmak istiyorum’ dese…
Sayın Bakan, ne cevap verecek, bu talebi nasıl karşılayacak?
‘Yasa delinmemiştir. Bi kereden bir şey olmaz’ mı diyecek?
Yoksa…
“Başbakanın sağlığı için yapılanlar, Tam Gün Yasası’nda yanlış yaptığımızı ortaya çıkarmıştır. Sadece Sayın Erdoğan’ın değil, canı yanan/şifa arayan herkesin hekimini seçme hakkı vardır,; bu hakkı vatandaşın elinden aldığımız için özür diliyoruz” açıklamasını mı yapacak?
Sizler bilemem de…
Hazır Hükümet dilini ‘özür’e alıştırmışken, sayın Akdağ’dan da sırasını savmasını,
Sağlık örgütleri suç duyurusunda bulunmadan; her ‘ileri demokratik’ ve adaletli ülkelerde olduğu gibi, hem hatadan dönme erdemini, hem de yanlış yaptık deme cesaretini göstermesini bekliyorum şahsen/ben/bizzat/kendim…