GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
7 Eylül 2023 Perşembe

Pestisitler ve yeni GDO kabusu!

Bu yıl kapılarını 92. kez açan İzmir Enternasyonal Fuarı’nda “Başka Bir Tarım Mümkün” panelleri serisinde Ahmet Uhri’nin kolaylaştırıcılığında Neptün Soyer, Ömer Atilla, Galip Ener ve Nihat Özdal’ın katılımıyla “Slow Food” söyleşisini gerçekleştirdik. Panelin umut verici olan yanı izleyicilerimiz arasında gençlerin sayısının çokluğuydu. Soruları da “gençler” sordular.

Konuşmamda ben Slow Food hareketinin geçmişinden kısaca söz ettikten sonra SF’nin güncel gıda problemlerine yaklaşımını anlattım. Ultra İşlenmiş Gıdalardan da söz etmek istiyordum, ama zaman yetmedi. Bu konudaki düşünceleri de bu köşede paylaşacağım.

Slow Food hareketi AB içinde özellikle tarım ve gıda politikalarında kuruluşundan beri etkili olmuş bir örgüt. Kuruluşundaki Slow Food Manifestosunu da zaten o zamanlar adı Avrupa Ekonomik Topluluğu olan birliğin tüm üye ülkelerinin desteği ile açıklamış. Günümüzde de Slow Food’un yönetim kurulu üyesi olduğu AB Gıda Politikası koalisyonu ciddi işlere imza atıyor. Hani bazıları soruyor ya “nedir bu slow food yavv” diye… Onlara da cevap olsun.

Malum Avrupa siyaseti hızla sağa doğru kayıyor. Birçok ülkede sağ, hatta aşırı sağ partiler güçleniyor ve AB mevzuatında da değişiklikler yapmak için ciddi uğraş veriyorlar bu sağcılar. Slow Food da doğal olarak bazılarına itiraz ediyor bazılarını destekliyor, bazıları için AB’deki karar vericilere baskı yapılmasını istiyor. AB’nin yeni GDO’ları serbest bırakma önerisi kabul edilebilir bir şey değil. Yeni AB pestisit düzenlemesi ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Yasası daha çok tartışılmalı. Hayvan refahına ilişkin AB mevzuatının revizyonunu ise SF açıkça destekliyor. Yeni GDO önerisi bir yana, bunların hepsi gıda sistemimizi tamamen daha iyiye doğru dönüştürme potansiyeline sahip. Ama 2024 seçimlerinden sonra Avrupa Komisyonu ve Parlamentosunun neye benzeyeceğini bilemediğimiz için kaygılıyız elbette.

PESTİSİTLER: Tarımda pestisit kullanımı, biyolojik çeşitliliğe ve gıda üretimi için büyük ölçüde bağımlı olan tüm ekosistemlere zarar verirken, çiftçileri ve genel olarak halkı zehirliyor. Kasım ayında Avrupa Parlamentosu’nun pestisit kullanımını ve riskini 2030 yılına kadar yarıya indirmeyi amaçlayan yeni AB planına oy vermesi bekleniyor. Avrupa Komisyonu, Haziran 2022’de yeni bir AB pestisit düzenlemesi için çok ihtiyaç duyulan öneriyi açıkladığından bu yana, sanayi lobi grupları ve muhafazakâr politikacılar, kimyasalın çıkarlarını gözeterek bu öneriyi sulandırmak, geciktirmek ve hatta ondan kurtulmak için hiçbir çabadan kaçınmadılar. Slow Food da dahil olmak üzere sivil toplum grupları ve bilim adamları, teklifin kabul edilmesini sağlamak için çok çalışıyorlar, böylece tüm ülkeler pestisit kullanımını azaltmak ve bu çabalarda çiftçileri desteklemek için çalışmak zorunda kalacak.

Pestisit içermeyen, sürdürülebilir gıda üretim sistemlerine geçişe yönelik bilimsel öneriler uzun süredir mevcuttu ancak büyük ölçüde duyulmadı. Yeni AB pestisit yönetmeliği, pestisitlerin azaltılmasına yönelik bağlayıcı hedeflerin belirlenmesinde önemli bir adım ve kabul edilmesi gerekiyor. Bakalım ne olacak ?

SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA SİSTEMLERİ KANUNU: Bu Eylül ayı içinde veya en geç Ekim başında Avrupa Komisyonu’nun, AB çapında hedefler belirleyerek sürdürülebilirliği gıdayla ilgili tüm politikalara entegre etmek amacıyla sürdürülebilir gıda sistemlerine ilişkin yasal bir çerçeve (Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Kanunu veya SFS Kanunu olarak da bilinir) önerisini yayınlaması bekleniyor. “Avrupa Yeşil Antlaşması” ve “Tarladan Çatala” Stratejisinin önemli parçalarından biri ve muhtemelen Haziran 2024’teki Avrupa Seçimlerinden önce yayınlanacak son teklif. Teklif çevresel, ekonomik ve sağlık boyutları genelinde sürdürülebilir gıda sistemlerini tanımlamak, kamu alımlarını iyileştirmek için kriterler belirlemek AB genelinde gıda ortamlarını iyileştirmek için önlemler öneriyor.

Aslında AB bir yol ayrımında bulunuyor. Yollardan biri gerçek tehlikelerle işaretlenmişken, diğeri büyük fırsatlar sunuyor. Bu fırsat, tüm vatandaşların hem sağlıklı hem de sürdürülebilir gıdaya erişebildiği ve üretimden tüketime kadar doğal çevremizi koruyabileceğimiz bir fırsat.

HAYVAN HAKLARI: AB Gıda Politikası Komisyonu çiftçilikte özellikle de tavukçulukta kafeslerin aşamalı olarak kaldırılması, canlı hayvanların yolculuklarının kısaltılması, sakatlamaların yasaklanması ve stoklama yoğunluğunun sınırlandırılması yer alıyor. Slow Food şöyle diyor bu konuda: “Hayvan hakları kârdan önce gelmelidir. Hızlı büyüme ve yüksek verim için seçici yetiştirmeye odaklanan, baskın üretim modeli olarak endüstriyel hayvan çiftçiliğinin yayılması, AB’de milyonlarca çiftlik hayvanının kötü muamele görmesine yol açtı. Bununla birlikte, fabrika çiftçiliği lobileri, statükoyu korumak için AB politika yapıcıları üzerinde muazzam bir baskı oluşturdu ve bu da sivil toplumda hayvan refahı mevzuatındaki revizyonun sulandırılacağına dair endişelere yol açtı”

YENİ GDO KÂBUSU: İki ay önce 5 Temmuz’da, Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Birliği’nde yeni GDO’ların (veya “yeni genomik tekniklerin”) serbestleştirilmesine yönelik endişe verici bir öneri açıklandı. Sektörün yalan vaatlerinin ardından teklif, yeni GDO’ların sürdürülebilirliğe katkı sağlayabileceği yönündeki kanıtlanmamış iddialar üzerine yapılıyor.

Teklif, yeni GDO’ların çoğunu mevcut GDO gerekliliklerinden muaf tutuyor; bu da bunların artık insan sağlığı ve çevre açısından risk değerlendirmesine, gıda zinciri boyunca izlenebilirliğe veya tüketiciler için etiketlemeye tabi olmayacağı anlamına geliyor.

Slow Food Avrupa Komisyonu’nun teklifini reddediyor. Çünkü yeni GDO’lu tekniklerin kesin olmadığı, gıda ve çevre güvenliğini tehlikeye atabilecek genetik değişikliklere yol açabileceği ortaya çıktı ve tüketicilerin GDO’lu gıda yemeyi isteyip istemediklerine karar vermeye devam edebilmeleri temel önem taşıyor! Slow Food, Avrupa Parlamentosu’nu ve ulusal Çevre bakanlarını, tüketicilerin ve çiftçilerin seçme hakkını koruyan mevcut AB kurallarına uymaya ve Avrupa Komisyonu’nun denenmemiş GDO’ların serbest bırakılması yönündeki teklifini reddetmeye çağırıyor. Teklif, 2023’ün son çeyreğinde Avrupa Parlamentosu’nda ve AB Üye Devletleri tarafından görüşülecek ve tartışılacak.

***

Daha iyi bir dünya, daha iyi bir tarım her şeye rağmen mümkün. Bütün bu açgözlülere doymak bilmez vahşilere karşı.