GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
9 Aralık 2023 Cumartesi

Pazarlıklar kızışıyor!

Siyasetin ayrılmaz özelliklerinden biri de pazarlıktır. Bunun iki anlamı vardır. Birincisi makul ve kabul edilebilir, karşılıklılık ilkesine dayanan anlaşmalardır. İkinci ve yaygın olanı ise, profesyonel ve çıkara dayalı bir şeyler koparma yaklaşımıdır.

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde HDP ve Sol partilerin tutumu birinci türe, Ümit Özdağ’ın pazarlığı ise ikinci türe girer.

Şimdi yerel seçim piyasası açıldı. Bu defa partiler arası ittifak konusunda önceki döneme göre farklılıklar var. AKP ile MHP ittifakı devam edecek. Ancak CHP, İYİ Parti ve HEDEP kendi adayları ile seçimlerde yarışacaklar.

Ancak yine de partiler ittifak yapmasa da seçmen düzeyinde kısmi ittifaklar gerçekleşecektir. Örneğin İzmir’de İYİ Parti ve HEDEP seçime kendi adayları ile girseler de, genel seçimde aldıkları oyun yarısını bile alamazlar. Çünkü yarışta iddialı olmayan parti seçmeninin önemli bir bölümü, yerel seçimlerde ikinci tercihini kullanır.

İzmir’de favori aday Buğra Gökçe derken, Muharrem İnce, medyanın da desteği ile tartışma konusu oldu. Daha doğrusu pazarlığa girdiği anlaşıldı.

İsmail Saymaz, hiç de gerçekçi olmadan bir yorum yaptı. “İzmir’de seçim kritik, İnce ile kazanılır.” Hiç alakası yok. Çünkü bu hesabı İYİ Parti ve HEDEP in genel seçimde aldığı oylara göre yapıyor. Ki öyle olsa bile İzmir’de seçimi AKP’nin kazanma şansı bulunmamaktadır.

İnce’nin İzmir’e aday yapılması olağanüstü hata olur. Çünkü kendisi belediye başkanlığı yapacak biri değildir.

Öte yandan İnce’nin pazarlık konusu yaptığı kişisel oyu da hayali. Şu anda İzmir’de kendisine bağlı seçmen sayısı yüzdelik orana sahip değildir. Ama İmamoğlu ile görüşmesinden anlaşıldığına göre pazarlık, İstanbul odaklı. İstanbul Büyükşehir seçimlerinde aday olmayayım, bana da bir şey verin gibi görünüyor. İzmir’i isteriz de İstanbul’dan bir ilçe de olur diye okuyorum ben bunu. Kendime olmasa da bir yakınıma da olabilir belki.

İzmir’de de aynen Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olup, olmazsa bir ilçe olsun yaklaşımı gibi. Yıllar önce Ahmet Sarışın bunu “biz büyük kızı istedik küçük kızı verdiler” şeklinde ifade etmişti.

İzmir’i kazanırız kaybederiz kaygısı ile pazarlığa kurban etmemeli. İzmir’e, bu şehri daha iyi yönetecek ve iyi ekipler oluşturacak bir aday aranmalıdır.

İzmir şöyle, böyle deyip böbürlenecek pop yöneticiler yerine, daha gerçekçi ve kamucu politikalarla yönetecek kadrolara ihtiyaç duymaktadır.