GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
15 Ocak 2024 Pazartesi

Maçoğlu ve komünist belediyecilik...

Eskiden söz edilirken, akla gelen efsane belediye Başkanı Fatsalı Terzi Fikri idi. Aynı dönemin sosyal demokrat belediyecilik akımını başlatan isimler olarak, Vedat Dalokay ve Ahmet İsvan isimleri yerel yönetimler tarihinde yer almıştır.

Son yirmi beş yılın şüphesiz farklı bir kent yönetim anlayışı denince ilk akla gelen Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen olmuştur. Neredeyse yüzde üç, dört düzeyinde oyu olan (ikinci dönem) DSP’den büyükşehirde seçim kazanmak öyle basit bir iş değildi.

Son on yıldır diğer bir farklı belediye yönetim anlayışı olarak ülke genelinde anılan isim ise, Fatih Mehmet Maçoğlu olmuştur. Önce Ovacık ilçesinde son dönem de Tunceli’de seçmenin desteğini alıp belediye başkanlığı yapmakta.

Neden bu kadar ülke gündemine oturdu Maçoğlu belediyeciliği? Komünist veya sosyalist olmayan seçmenlerin TKP’den seçilen bu komünist başkana hayranlığı nereden kaynaklanıyordu? Özellikle batı metropol alanlardaki orta sınıf insanlara Maçoğlu belediyeciliğinde cazip gelen neydi ki?

Dersimli olması mı, Alevi olması mı? Sanmıyorum. Bir defa inanç temelli bir kimliğe vurgu yaptığına hiç rastlamadım. Eğer sihir Dersimli ya da Tuncelili olmakta olsaydı, batı metropollerinde epeyce Tuncelili milletvekili ve belediye başkanı bulunmaktadır. Bunlar neden aynı sempatiyi yakalayamadı ki?

Yoksa komünist olduğu için mi? Biraz bunun rolü var şüphesiz. Çünkü diğer sistem partileri neredeyse aynı ideolojik çerçevede kent yönetiyorlar. Semboller üzerinden (Atatürk ve din) yürütülen kavgadan yararlansalar da, kente bakışları çok benzer hale geldi.

Maçoğlu’nu diğerlerinden farklı kılan en önemli özelliklerden biri samimi ve mütevazı bir tavır ve üsluba sahip olmasıdır.

Ovacık ilçesi irice bir köy büyüklüğünde bir yerleşim yeri. Beş yüz küsur oyla seçildiğini sanıyorum. Küçümsemek için söylemiyorum ama ölçek de önemli.

Başkan olunca kooperatifçilik, yerel üretim ve demokratik katılım gibi mesajlar verdi. Bundan beş yıl önce bir etkinlik için Ovacık’ta buluştuk. Göknur Yumuşak arkadaşımızın öncülük ettiği bu etkinlikte yerel tohum ve kooperatifçilik temalıydı. Ovacık ve Seferihisar Belediyesi ortak etkinliği idi. Oradaki panelde hem konuşmacılık hem de oturum başkanlığı yapmıştım.

Belediye binasından makam otomobiline ve başkanın kıyafetinden konuşma tarzına kadar birçok açıdan buradaki kent yöneticilerine benzemeyen bir profil sergiliyordu Maçoğlu. Belediye başkanlarının neredeyse tamamı, seçimle gelen kral şeklinde bir iktidar kullanırken, o bundan çok uzak bir tutuma sahipti.

Başta nohut olmak üzere bal ve diğer yerel ürünlerin pazarlanması konusunda oldukça başarılı bir girişim başlattı. Adeta kaybolan değer olarak algılanan dayanışma ve yerellik mesajı sonucunda yeni bir yerel yönetim modeli olarak kamuoyuna mal oldu.

Başta İstanbul olmak üzere İzmir ve Ankara gibi metropollerde Ovacık ürünleri satış ofisleri yayılmaya başladı. Ardından Maçoğlu geçen seçimde Tunceli’den başkan seçildi. Kamucu ve dayanışmacı mesajlarını sürdürmeye devam etti. Dolayısıyla popülerliği artmayı sürdürdü. Çünkü eskisine göre çok fazla medya gündemine taşındı. Daha çok söz söyledi.

Bu arada Ovacık markası ürünler o kadar yayıldı ki, onların sadece Ovacık ve yerel üretim olma olanağı yoktu. Kooperatifler arası dayanışma mı yoksa ticari tedarik mi bilemiyoruz. Başka illerden de ürünler paketlenmeye başladı.

Bence her ne kadar nohut ile başlayan bir hikaye gibi görünse de, bir komünist başkanın popülerliğinde yerel iktidarı kullanma biçimi de rol oynuyordu. Yaşlılardan öğrencilere kadar pek çok alanda dayanışma hamleleri ülkenin pek çok yerinde olumlu karşılanıyordu.

Peki, bunlar batılı bazı il ve ilçelerde yok muydu, var tabii. Ama bu kadar ön planda ve görünür değildi. Ayrıca ülkenin diğer kent ve ilçelerinde belediyenin ana faaliyet alanı üretim, öğrenci ve yaşlı desteğinden ziyade imar ve yatırım projeleridir. Bunlar da doğası gereği farklı iktidar ilişkilerine neden olmaktadır. Adam kayırma, istihdam, yolsuzluk gibi konular diğer belediyelerde anılırken daha çok gündemdedir.

Maçoğlu’nun TKP Kadıköy adayı olması ise bu bilgilere dayanarak ayrı bir yazı konusu olabilir.